pavlov'un köpeği, erikson'un temel sayıltıları, piaget'in gelişim psikolojisi, kolberg'in ahlak gelişim kuramı vb... hepsi de bir öğretmen adayının kafasını şişiren, gereksiz strese sokan, sırf mecbur olunduğu için öğrenildiğinden bir gıcıklık hissi uyandıran şeylerdir. pavlov'un köpeği ise en sinir bozucu olandır. o köpeği de pavlov'u da gidip boğmak istersiniz.
pavlov insanı yüzünden hayatını yaşayamamış hayvancıktır. ne köpekler, ne fareler, ne maymunlar harcanmıştır böyle işlere heeey hey! bir rahat bırak hayvanı gitsin getirsin terliklerini, gazeteni, bir keyif yap. yok! ille de zil çalacağım! nur içinde yatsınlar.
bir de aklıma şartlı refleks olayından dolayı ilhan irem'in şarkısı geldi, buyrun sözleri, köpeğinizi adam gibi severken dinlersiniz. tüm karabaşlara armağan olsun. (bkz: şartlı refleks)
köpek pavlov u ısırır, pavlov bağırır.
köpek pavlov u ısıracakmış gibi yapar ama ısırmaz, pavlov gene bağırır.
köpek tekrar pavlovu ısırır, pavlov bağırır.
daha sonra köpek her hamle yaptıkça, pavlov bağırır. böylece köpek pavlov a şartlı reflex kazandırmış olur.
pavlov denen şahsiyet hayvanlar üzerinde deneyler yapan biridir. bu anlamda en yakınındaki hayvanı olan itiyle beraber bir çok deney yapmışlar ve dostlukları muhabbetleri itin ölümü arpadan olana kadar devam etmiştir. en önemli deneyleri eğitim öğretim alanında olmuştur
nakaratı ile "helal olsun bu adama yaa" dedirtmiştir bana.başka kim "Sil adımı baştan yaz kalbine,baş harfi büyük olsun." diyebilir ki.. (bkz: sagopa kajmer) (bkz: ubermensch)
pavlov un klasik koşullanma yoluyla öğrenme modelini ortaya sürmesinde büyük katkı sağlayan köpektir.
pavlov önce zil çalıp ardından köpeğe et verir *. sonra köpek her zil sesine salya salgılamaya başlar *. ardından etin geleceği zili ayırt etmeye başlar *. daha sonra zil çalar ama et verilmez *. ve yeniden zilin arkasından et verilmeye başlanır *.