naif bi eser.. yani tırt bi tanım oldu biliyorum.. fularımla pipo içerken de yazmıyorum bu yorumu önümde ayaklarımı sallandırdığım sıcak su leğeni ve üstümde babannemin ördüğü yorgan var ama bu eser naif..
sanırım hepimizin aşina olduğu bi müzik bu dizilerden filmlerden ama bütününü dinleyince anlıyorsunuz ki , vivaldinin 4 mevsiminin yaz'Inda resmen aksiyon potansiyeli gibi inip çıkan insana stres veren keman bu şarkıda naifliği anlatmış..
kar yağması gibi lapa lapa.. bi yağmura doluyA ya da parıl parıl güneşe yakışmıyor bu eser.. lapa lapa yağan kara yakışıyor.. sessiz sakin gece yarısı pencereden sokak lambasının sarı ışığyla karı izlerken dinlenmeli..
pavane. Böyle baş ağrısı çekilen geceler için birebir. Baş ağrısı şakaklara hücum eder, daha sonra alında yoğunlaşır ve yüzünüzün tamamını işgal eder. Elmacık kemiklerinizi, dudaklarınızın kenarlarını, gözlerinizi...
Pavane işte öyle sessiz sakin kendi halinde gibi duran ancak hiç de durduğu gibi olmayan bir eser. Yavaş yavaş girdaba çeker kendisini dinleyenleri.
Bir gabriel faure bestesi.
gulsen bubikoglu, tarik akan ve cuneyt arkin' in yer aldigi 1984 yapimi alev alev adli filmde kullanilip belki de bizatihi filmin seyredilme nedenlerinden biri olan enfes calisma. inanilmaz flut/gitar versiyonu icin ;
sonbahara en çok yakışan fon müziği. insanın yüzüne masumiyet ve hüzün yerleştiren, fırtına olup saçları uçuran, yağmur olup toprakla birleşen, mis gibi kokan eser.
Hissiyatlarının derinlerinden birkaç tutam alınıp ne olduğunu bilemediğin bir tuvale belki bir duvara yahut boşluğa vakur ve bir o kadar sür'atlice savruluşuna şahit olmak..
Belki dehşetlice,
Belki hüzünvâri,
Belki gözlerinin içi parıldayarak..
Tanrı seni kutsasın ve yüceltsin Sevgili Gabriel...