pazar günü başımdan aşağı kaynar sular dökülmesine sebep olan ve inanmakta güçlük çektiğim acı kaybımız. hayatını iyiliğe adamış bir baba, iyi bir oyuncu ve şahane bir şofördü. toprağı bol olsun. ziyadesiyle üzmüştür.
tam adı paul william walker ıv. olan 12 eylül 1973 kaliforniya doğumlu irlanda asıllı fotomodel, manken, aktör, amerikan sineması'nın ele avuca sığmaz çocuğu.
dedesi William Walker, general patton'un ünlü ve saygı duyulan donanma komutanlarından biri, aynı zamanda donanma orta siklet boks şampiyonu olduğundan amerikan tv kanalları ona küçük yaşlarda tv reklamlarında oynama imkanı tanınıdılar. bu sayede amerikalı tv seyircilerinin ilgisini çektiği gibi trafik suçları başta olmak üzere yaşamı boyunca işlediği birçok suç da gözardı edildi.
1991 yılında foreman lisesinden mezun olduktan sonra deniz biyolojisi öğrenimi gördü ve ünlü deniz biyoloğu Jacques Yves Cousteau ekibinde görevler aldı, okyanus belgesellerinde araştırma gemisi calipso'nun personeli olarak boy gösterdi.
1.90 metre'ye ulaşan boyu, düzgün fiziği ile kısa sürede ünlü manken ajanslarının gözdesi olan walker, bir yandan tv dizilerinde önemli roller alırken, diğer taraftan podyumların aranılan mankenlerinden biri olmayı ve amerikalı genç kızların gönüllerini fethetmeyi de başardı. bir anlamda günlük yaşamını canlandırdığı, 2001 yapımı 'The Fast and the Furious' adlı aksiyon filminde oynadığı polis memuru 'Brian O'Conner' rolüyle tüm dünyada üne kavuştu ve yıllık kazancını 7 milyon dolar seviyelerine kadar çıkarmayı başardı.
paul walker dün öğleden sonra, güney kaliforniya'daki kent içi karayolu'nda arkadaşının kullandığı otomobilin önce refüje sonra da bir ağaca çarpması sonucu öldü. uzmanların bildirdiğine göre, porsche marka 'carrera gt 2013' model otomobilin refüje çarpma hızı saatte 250 kilometre'nin üzerinde idi.
bu kadar mükemmel insanlar için "hızlı yaşa genç öl" mottosunun geçerli olamaması lazımdı. ne vardı brad pitt gibi yaşlansaydın? Masmavi gözler toprağa mı gömülecek şimdi? Olmadı bu. baştan hadi.
fast and dead olmuştur.
yeni film paul olmadan nasıl olur bilmem ama, film sahnesi gibi ağaca çarpan arabanın patlaması baya ilginç. yeni filmde bu kaza sahnesini kullansalar sırıtır mı? hayır. yazık oldu.
aslında onun öldüğüne değil, kendi anılarımda bulunan bir filmde yine kendi anılarımdaki bir adamı kaybettiğime üzüldüm. aslında ben anılarımın gerçek dünyadan git gide farklılaşmasına üzüldüm.
yakışıklılık, güzellik, fizik, başarı, kariyer, zenginlik, şöhret, lüks yaşam ve çok daha fazlası. bir insanın sahip olabileceği birçok şeye sahipken gelen ani ölüm... hayatın gerçeğini tokat gibi vuruyor insana. huzur içinde yat güzel insan.
Sabah uyandım ve ölüm haberini aldım. Beynimden vurulmuşa döndüm.
Hızlı arabaların adamı; hızlı bir arabanın içinde ölüyor. Şaka gibi. Hayatın cilvesi mi demeli, ironi mi demeli bilemedim..
O sebepten ötürü bize sadece "rest in peace" demek düşer.