(1895-1952) Orta halli bir ailenin oğludur.ilk gençlik yıllarında yakalandığı bir hastalık yüzünden bir süre isviçre'de kalmış, 1. dünya savaşı'nda gazla zehirlenince askerlikten ayrılmış; ispanya iç savaşı'nda cumhuriyetçileri desteklemiş; 2. dünya savaşı'nda Fransa'nın işgali yıllarında direnme hareketine katılmıştır.
Eluard sanat yaşamının ilk yıllarında dadaizm akımına katılmış, sonra sürrealizm akımının kurucularından olmuş,2. dünya savaşı'ndan sonra gerçekçi sanata dönmüş, Fransa'nın işgali yıllarında yurt sevgisi ve özgürlük üzerine geleneksel anlatımla yazdığı şiirleriyle ulusuna manevi destek olmuştur.
Şiirlerinde aşk, özgürlük ve toplum sorunları üzerinde duran Eluard, çağdaş fransız şiirinin en büyük şairlerinden sayılmaktadır.
Aşağıdaki dizelerin yazarı Fransız şairdir.
GERÇEK ADALET
sıcak yasası insanların:
üzümden şarap yapmak
kömürden ateş yapmaları
insan yapmaları öpüşmeden
zor yasası insanların:
sapasağlam çıkmaları
savaştan , yoksulluktan
ölüm yılgısından
içten yasası insanların:
ışığı yerine koymaları suyun
gerçeği düşün
kardeşliği düşmanlığın
bir yasa bu hem eski hem yeni
gittikçe daha yetkin
çocuk yüreğinden
usa değin.
kapılar tutulmuş neylersin
neylersin içerde kalmışız
yollar kesilmiş
şehir yenilmiş neylersin
açlıktır başlamış
elde silah kalmamış neylersin
neylersin karanlık bastırmış
sevişmezsin de neylersin.
fransa' nın ikinci dünya savaşı sırasındaki özgürlük ve naziler ile olan mücadelesini, şiirleriyle desteklemiş ve fransız ordusu ve fransız halkınca şiirleri ezberlenen, özgürlük adlı şiirin yazarı, fransız şair. sartre' nin çağdaşıdır ve sartre gibi özgürlük anlayışının savunucusudur.
rus eşi gala' ya deliler gibi aşık olan ve aşk şiirlerinin ilhamını ondan alan, dadaizm akımının öncülerinden fransız şair. çok sevdiği eşinin vefatından sonra toparlanamadı ve ondan kısa süre sonra hayata gözlerini yumdu.
k dergi sayesinde tanıstığım,varlığından yeni haberim olmasından dolayı utandığım fransız şair.
en guzel seni seviyorum şiiri de kendisine aittir.
tanımadığım bütün kadınlar adına seviyorum seni
yaşamadığım bütün çağlar adına seviyorum seni
enginlerin kokusu sıcak ekmeğin kokusu adına
ilk çiçekler adına eriyen kar adına
insanın ürkmediği temiz kalpli hayvanlar adına
sevmek adına seviyorum seni
sevmediğim bütün kadınlar adına seviyorum seni
kim yansıyor bana sen değilsen ben kendimi pek az görüyorum
sensiz uzayıp giden bir çöl görürüm yalnız
geçmiş ile bugün arasında
bütün bu ölüler vardı atlayıp geçtiğim samanın üzerinde
delemedim aynamın duvarını
yaşamı sözcük sözcük öğrenmem gerekti bana
unutur gibi
benimki olmayan bilgeliğin adına seviyorum seni
sağlık adına
yalnız kuruntu olan her şeye karşı seviyorum seni
zorla tutmadığım bu ölümsüz yürek adına
sen kuşku sanıyorsun kendini oysa akılsın
sen başımda yükselen güneşsin
güvendiğim zaman kendime.
Asıl adı Emile Paul Grindel olan şair. Birinci Dünya Savaşı'nda cephede önce sağlık personeli sonra piyade olarak görevlendirilmiştir. Yoksunluklarla, acılarla dolu savaş ve askerlik yılları Éluard'ın üzerinde derin izler bıraktı.. ilk kitaplarında bu acıları sıkca dile getirmiştir.
der ki: mazi kırılmış bir yumurtadır ve ati kuluçkadaki yumurtadır. söylediği gibi geçmiş ve gelecek aynı şeyin kılık değiştirmiş hallerinden ibarettir.
tanımadığım bütün kadınlar adına seviyorum seni
yaşamadığım bütün çağlar adına seviyorum seni
enginlerin kokusu sıcak ekmeğin kokusu adına
ilk çiçekler adına eriyen kar adına
insanın ürkmediği temiz kalpli hayvanlar adına
sevmek adına seviyorum seni
sevmediğim bütün kadınlar adına seviyorum seni
kim yansıyor bana sen değilsen ben kendimi pek az görüyorum
sensiz uzayıp giden bir çöl görürüm yalnız
geçmiş ile bugün arasında
bütün bu ölüler vardı atlayıp geçtiğim samanın üzerinde
delemedim aynamın duvarını
yaşamı sözcük sözcük öğrenmem gerekti bana
unutur gibi
benimki olmayan bilgeliğin adına seviyorum seni
sağlık adına
yalnız kuruntu olan her şeye karşı seviyorum seni
zorla tutmadığım bu ölümsüz yürek adına
sen kuşku sanıyorsun kendini oysa akılsın
sen başıma yükselen güneşsin
güvendiğim zaman kendim
temiz havanın gizi, buğdayin gizi. fırtınanın gizidir, yoksulun gizi.
sessizliği severler yoksul yuvalarda. biz de severiz sessizliği.
bağırır ama çocuklar, kadınlar ağlar, bağırır erkekler, iğrenç bir
musiki bu. hasat etmek isterken utanç veriyoruz yıldızlara. ne kara karışıklık, ne çürümüşlük, ne yıkım! çaya atalım bu kundak bezlerini, sokağa bu kadınları, ekmeğimizi çöplüğe atalım, ateşe kendimizi, kendimizi ateşe!
işgalin ardından sokağa çıkma yasağının eklenivermesiyle gökyüzü paris' de o kadar güzel görünmüyordu artık, eiffel eski yüksekliklerinde mağrur değildi. insanlık ayıbının temsilcileri gamalı haç rozetleriyle sokaklarda dolaşıyor, geceleri canavar düdükleriyle karartma uygulanıyordu. 14 temmuz 1789' u yaşamış bir ulus dört duvar arasına terk edilmeye çalışılıyordu. böyle bir dönemde bu boğucu sıkıntıya iki satır karaladı eluard:
kapılar tutulmuş neylersin?
neylersin içerde kalmışız?
işgale karşı direniş az sayıdaydı, erzak gittikçe azalıyordu. yokluk içinde isyan dolu bir satır daha ekledi kalem:
şehir yenilmiş, açlıktır başlamış, neylersin?
ve gece gündüz paris' i saran koyu karanlık, acının, üzüntünün karanlığı:
neylersin karanlık da bastırmış?
inanıyordu yine de, iki insanın sımsıcak sevgisi dağıtabilirdi bu karanlığı:
sevişmezsin de neylersin?
hürriyet mücadelesinde, hürriyet şiiri elden ele dolaştı. bir elde tüfek, diğer elde hürriyet şiiri, kalpte gabriel perilerin acısı... gönlünden taşanın şekillendirdiği adamdı eluard.
Diz çökmüş göz kapaklarım üstüne
Saçlarım içindedir saçları
Hali var ellerimin halinden
Rengi var gözlerimin renginden
Düşmüş kuyusuna gölgemin
Fırlatılmış bir taş gibi göğe
Gözleri var açıktır her daim
Uykuyu haram ettirir bana
Ya güneşleri önüne katan
Ya o ışık delisi rüyaları
Bir güldürür bir ağlatır beni
Söyletir bilmeden ne söylediğimi
dadacı ve gerçeküstücü Fransız şairdir. Fransız Komünist Partisi'ne katılması sonucu gerçeküstücü hareketten kopan şair, şiirlerinde Stalin'i yüceltmiştir. Milan Kundera, anılarında, arkadaşı, Prag'lı yazar Zavis Kalandra'nın idamını Élouard'ın ayan beyan savunduğunu duyduğunda hayrete düştüğünü anlatır.
"aşk tamamlanmamış insandır"
"aşk kadar berrrak değildir hiçbir şey"
"sanki yapraklarındaymışız gibi aynı ağacın"
"erkek kadınla ayakta kalır"
"açlığa, susuzluğa benzer aşk, hiç doymaz"