tebrik edilesi, örnek alınası insanlardır. bu ülkede az maaşla geçinen milyonlarca kişi nasıl vergisini ödüyorsa para babalarıda eşek gibi vergisini ödemek zorundadır.
vergilendirmenin adil yapıldığı bir ülkede ayakta alkışlanasıdır. ama maliyesinin deli dumrul gibi çalıştığı bir ülkede, tuttuğundan ne kadar koparabildeysen mantalitesiyle çalışan bir sistemde zalimane ve haincedir...
o ihbar ettiğin koç holding veya ülker olsa ne olurdu ?
şimdi mesleğim gereği türlü türlü firmalara girip çıkıyorum ve adamların en gizli olaylarını öğreniyorum ister istemez. şunu söyleyebilirim ki bir kaç firma hariç, benim gittiklerimin arasında vergi kaçırmayan bir allahın kulu firma yok. ha hak da veriyorum adamlara, o da ayrı. vergi oranları özellikle üretim yapan firmalarda son derece yüksek. sanki devlet tarafından özellikle üretimin yapılmaması için uğraşılıyor gibi geliyor bana bazen.
neyse, velhasıl bu işi yapmayan yok. bunu vergi daireleri de dahil olmak üzere bilmeyen de yok. sadece çok bariz bir durum olmadığı sürece görmezden geliniyor, kurcalamak kimsenin işine gelmiyor.
bu örnekte ise arkadaş işten çıkarılınca işyerini ihbar etmiş, bir ihbar geldiği için de vergi dairesi bunu görmezden gelememiş tabi. ama bu çok uç bir örnektir, benzer durumda olan, ihbar edilmiş firmalar tanıyorum ben, onlarda bu tip şeyler mahkemedir, denetlemedir falandır filandır derken sürümcemeye kalıyor ve yıllar boyu sürecek, sonu belirsiz bir süreç başlıyor.
sonuçta nereden başladım, nereye geldim, demek istediğim şu ki, bu işi yapmayan firma yok. (bazı istisnalar hariç) ihbar edip ödül almak ise biraz (g)üven (ö)zveri ve (t)ecrübe istiyor. bunu yaptıktan sonra bir daha hiç bir yerde iş bulamayacağınızı da unutmamak lazım.
bana dokunmayan bin yıl yaşasın mantığı ile yaşandığının en güzel örneğidir. he ihbar ile güzel yapmıştır da dürüstlük falan değildir bu mevzu. çalışırken bir problem teşkil etmeyen olay, işten çıkarıldığında sinir ve kin duygusuyla birlikte ihbara yönlendirmiştir.
not: e çalışırken yapsana kolaysa bunu. dürüstlük diyelim ozaman.
tefeciliğe soyunan sokak arası mafyası abilerin en geç beş yıl sonra başına gelecek olayı üç aşağı beş yukarı kestirmesi için uygulama yapmış kişidir.
karşılığında mal veya hizmet almadan eğer birinden para alışverişi yapmışsa bir takım tırtlar vadisi grubu amcalar, yedikleri ihbarlardan habersiz yaşarken, bir gün bir bakacaklar ki kapılarında maliye ve bir zamanlar donlarını aldığınız garipler gibi sen de donunu ver bakalım denilecektir. hatta don bile yetmez içindekini bile verseler iflah olamayacaklardır.
ha bir de aldıkları mazlum ahları onlara maliye bakmıyor, daha yüksek mevkiden gerekli icraat er geç başlarına gelecektir.
yalnız güzel bir okuyucu yorumu hislerime tercüman olmuş:
--spoiler--
Vergi kacirmak mümkün olmasa kim durur Türkiye'de? O kadar matah bir yer mi? Zenginler derhal baska yere giderler. Örnek vereyim: Isvicre'de vergiler Fransa'daki gibi agir olsa, ülke bosalir, kimse kalmaz allahin daginda.
--spoiler--
yediği kaba sıçmıştır.
bundan gayrı kimse buna iş vermez diyeceğim ama 400.000 tl sahibi olmuş şerefsiz. iş vermeseler nolacak, gider kendine bir işyeri açar rahatlıkla.
heee işte ondan sonra ben görürüm onu...
vergi kaçırmak için bu sefer kendi çırpınacak deyyus. inşallah yanında çalışan biri de onu şikayet eder de o da anlar hatasını.
sonra o şikayet eden de 400.000 tl alır iş yeri açar, onu da şikayet eder yanındaki falan böyle kısırdöngü içinde gider...hayat çok kısa malum anı yaşamak gerek.