alakasız bir soru sorar çalışan elemana, o da şaşkın gözlerle bakıp "bilmiyorum" cevabını verince, "bilmediğiniz için maaş alıyorsunuz, bilmeyin bişeyi de zaten" diye dayaklık cevap verirdi dangalak.
Patron değil de askerlik biterken astsubayın bir tanesi "senin kadar çalışkan ve her söyleneni eksiksiz yapan bir asker daha tanımadım." demişti. Kendimi enayi gibi hissetmiştim. Bok mu vardı da o kadar kendimi parçaladım ki?
istifa etmek için odasına girmişim, ben istifa etmeyi planlıyorum ama burayı da zor durumda bırakmamak için eldeki işleri planlayalım öyle çıkayım demişim. diğer taraf bugün çık, yarın gel başla modunda beni beklerken hem de. senin kullandığın cümleye bak. tiriplere girdi, kendi odasını terk etti adam.
"insanlar bilmedikleri şeylerden korkar, korkutkları şeylerden de kaçarlar.
araştır ve öğren, hiçbir şey senden kaçamasın" demişti.
dediğini de yaptım, yapmaya devam ediyorum.
'tutuksun' demişti bana bir keresinde. o kadar çabaya rağmen bu sözü duyunca çileden çıktım ve bunun üzerine ben de robot yürüyüşü yapıp istifa ettim, adam şaşırıp kalmıştı.
"gibson sen benim oğlum gibisin al şu bir mayış ikramiyeyi ananın ak sütü gibi helal olsun" sözüdür. tabi sözün ilk kısmı var ( oğlum gibisin ) ikinci kısmını ( al şu bir mayış ikramiyeyi ) ben uydurdum. 8 sene oldu vicdansız..
ama bir gün tamamını söylerse gözyaşları içerisinde boynuna sarılır ömrüm boyuncada unutmam bu sözü..