haftasonu hesapları toparlamak için ofise geldiğinizde, aylardır yarak bilediğiniz hatunun tek başına orada olduğunu ve sizin gibi yarım kalan işleri toparlamak için geldiğini farketmenizle başlayan maceradır.
şimdi efenim geçen ayın konşimentolarını ve sevk ervraklarının bulunduğu bir dosyayı arıyorum amma aklım pazartesi günü yazacağı yazıları toparlayan o müthiş hatunda. zaten ilk gördüğümde de böyle ucundan başlayıp taşak yaylasına doğru uzanan tatlı bir sızı hissetmiştim penisimde. o günden beri aklım, yapsak mı yapmasak mı mecralarında gezinip duruyor. kendisi dul ve zannedersem de benden 4 veya 5 yaş büyük ammaaa heykel gibi hatun mübarek. o da azgın canııım, hem de karşımda frikikler verecek kadar azgın. işinde iyi mi, allah var iyi. dış ticaret firması olduğumuzdan hepimizin mutlaka iyi derece ingilizce bilmesi gerekiyordu ve bu kadın mükemmel ingilizce konuşuyordu. hatta bazı işleri ondan rica ederdik.
nese efenim bulamadım dosyayı. ister istemez şevval hanım, "bizim müşterilerin yeşil bi nakliye dosyası vardı gördünüz mü" diye soruverdim. o da "ben patronun odasında görmüştüm, gel bi bakalım" diyerek, mimarisiyle dudak ısırtan patron ofisine geçtik. "ay bu dün burdaydı " der demez duvardan yere kadar yapılı dolabın en alt bölmesine bacaklarını kırmadan eğildi ve bana doğru domaldı. domaldığından dolayı iyice yukarı sıyrılan etek yeminlen söylüyorum son damlayı damlattı. yukarda anlattığım en ucundan taşak yaylasına kadar o müthiş zevkli sızıyı penisimde tam anlamıyla hissettim. bi dakka ben de bakıyım diyerek, belini kavramamla doğrulduğunu farkedip bana dönmesi ardından da dudaklarını dudaklarıma yaklaştırması bir oldu. artık tasmamı çıkarmış, dişleri kaşıntıdan gıcırdayan bir köpek gibi hedefime saldırmıştım. ilk etapta dudaklarım sızlayana dek öpüştük, sonra patronun koltuk takımının o deri kaplı yayla gibi kanepesinin üstünde pozisyondan pozisyona geçerek birbirimizin bedenini hunharca keşfemeye başladık. ne kadar zaman geçmiş bilmiyorum ama en az iki saat olmalı ki, ofise geldiğimde öğle sonrası gibi aydınlık olan hava neredeyse kararmıştı. öyle bir birikmişim ki, içine neredeyse saatlerce, zalimce boşaldım. hatta öyle ki doğrulup gömleğimi giymeye çalışırken hala vajinasından menilerim sızıyordu. o gün iş adına hiçbişey yapmadık. daha sonraları ise bir iki hafta sonu yine kaçamak yapıp şehirdışında günahın dibine kadar battık. eğlenceliydi la, gerçekten de sevişmeyi öğrenmek adına aldığım verimli derslerden biriydi.
velhasıl-ı kelam; herkesin böyle faideli dersler alması ve partnerine hizmet etmesi taraftarıyım.tabi.
hafta içinde "mesai ne zaman bitecek" diye her beş dakikada bir saatine bakan sekreter, hafta sonu aynı ofise acaba neden gelmiştir?" diye düşünülmesi tavsiye olunur.
aksi halde,
"patronun sekreterini kendi ofisinde becerirken patrona basılmak" şeklinde yeni bir başlık açılmasına vesile olur ki bu başlık, elli karakter sınırlarına dahi sığdırılamaz, taşar!
sekreter istekliyse, patron amerikaya yurt dışı seyahate çıkmışsa, diğer ofis çalışanlarının işleri bitip erken eve gitmişlerse, özel güvenlik ofis dışındaki bir vukuat nedeniyle olay yakınına intikal etmişşe, ofis içi kameralar bakım nedeniyle çalışmıyorsa, çay servisi yapan abla çocuğu hasta olduğu için acilen çıkmışsa gerçekleşebilecek durumdur.