şerefsiz, bencil, gözünü para hırsı bürümüş çok sayıda türk işverenine kalsa, çalışanlarının akşam belli bir saatte eve gitmek istemelerinin tamamen şımarıklık, kapristen ibaret olması, aslında 24 saat aralıksız kendisini daha da zengin etmek için çalışmanın gerekmesi, zam, izin, tazminat gibi kavramların tüyler ürpertici, anlaşılmaz, son derece tuhaf kavramlar olması.
aksini düşünen patron görülmemesi hepten şaşırtır. ulan hepinizi mi para hırsı bürüdü be. adamlar paranı veriyorum istediğimi de yaptırırım kafasında. çalıştırdıklarını unutup kiraladıklarını zannediyorlar, yazık.
öğrenci olsanız da sabah 8:20'de dersiniz olsa da farketmez; adam beni işlere biraz yardımcı olursun diye işe almıştı çalışmaya başladığım hafta gece 1'de mekanı ben kapatır olmuştum.
hayatın para kazanmayla eş değer tutulduğu durumdur. bu durumda olan şahıslar hayatın başka alanlarından kesinlikle zevk almamaktadır. aile, arkadaşlık ve dostluk gibi kavramlar kendileri için anlamını yitirmiştir. geçmişleri pişmanlıklar, keşkeler ve geç kalmışlıklarla dolu olan bu şahıslar buradaki yıkımlarına neden aramakta bulamamakta ve bunu yaşayan tek kişi ben değilim demek için ve gönüllerini rahatlatmak için de herkesin işten geç çıkmasına bir yerde de herkesin hayatta birilerine veya bir şeylere geç kalmasına neden olmayı kafalarına koymuş kişilerdir.
Genel müdürün odasına çağırılıp sürekli 6'da çıkıyor olmamın sebebinin sorulması ile karşılaşan şahsıma tanıdık gelen durumdur. 9-6 çalışılan bir işyerinde neden hiç fazla mesai yapmadığım konusunda resmen savunmam istendi. evet bildiniz an itibarı ile orada çalışmıyorum.