Patlıcangiller ailesindendir. Meyveleri kullanılır.1,5 metreye kadar boylanabilir. sapı tüylü, dikenli ve dallı olur. Yaprakları uzun;mor ya da siyahımsı renkteki meyveleri de uzunca ya da yuvarlak olur. çiçekleri mor ve beyaz renktedir.Sıcak iklimlerde yetiştirilir.Yuvarlak olanına "tophane" ya da bostan patlıcanı denir.Sebze olarak tüketildiği gibi turşusu ve reçeli de yapılır.
bir kedi alıyorum. kedi sıkıntıdan obez oluyor. dismorfik bir kaplana dönüşüyor. gürbüz bir hayvan hayal edin, kallavi büyüklükte.
30'lü yaşlarına yaklaşmış kedili kadın* oluyorum ve hayatımı da bu minvalde tekrar düzenliyorum. sosyal bir varlığa dönüşüyorum. belki ispanyolca kursuna da giderim. pek az tanıdığım insanlarla vakit geçirmek adına sosyalleşiyorum. defalarca yapılan konuşmaları orada da devam ettiriyorum.
erkek cinsten biriyle sinemaya gidiyorum. sinema sonrası flörtöz olduğumdan eve bir kahve içmeye davet ediyorum. minimalist kahve kupalarına kahveyi, hi-tec müzik setime chill out cdyi koyuyorum. insan evladın vasat esprilerine ahaha diye gülüyorum. her şey çok yolunda yani. haneke'nin burjuva ahlakını nasıl güzel irdelediğinden dem vuruyoruz. daralmıyorum, ilgiyle dinliyorum.
kedi odaya giriyor. hemen kediyi kavrıyorum ve kucağıma yerleştiriyorum. arzuyla kediyi okşarken bir yandan modern, ilerici söylemlerden birini terennüm ediyorum.
sessizlik oluyor. işte o an yandan yedim ama yıkılmadım hüznü” temalı bakışı gözüme yerleştiriyorum. kediyi okşama şiddetimi artırıyorum.
beklenen soru geliyor:
-kedinin adı ne?
-patlıcan
zaman kaybetmeden, gözlerinin içine baka baka ekliyorum:
-patlıcanı biraz okşamak ister misin?
közlemek yerine fırına attığınızda pişti mi diye kontrol etmek için fırın kapağını gardınızı alarak açmanız gerekmekte. yoksa bin tnt gücünde patlayıp kolunuza bacağınıza yapışabiliyor. hayır yani adı üstünde patlıcan olan bir sebzeye gard almadan ne akla hizmet yaklaştım onu ben de hiç bilmiyorum.