ister cam olsun o kırılan, ister top olsun patlayan hiç istisnasız bi el belinde, bi el topu patlayan çocuğunun eline sıkı sıkı tutmuş şekilde, patlayan topun ya da kırılan camın parasını gelip isteyen komşu aha bu. Hemde akşam vakti babanın evde olduğu saatleri bilerek özenle seçerek. Sabahtan olan olayın iletim raporlarını, anneye babaya kapının pervazında durup bir bir anlatarak sizin altınıza sıçacağınızı hissedip hepten coşarak.
Genelde eline sıkı sıkıya tuttuğu, ve olaya şahitlik yaptırmak için getirdiği bebe " rezil ettin ya beni, kankam o benim ya kankam hadi gidelim anneaaa" surat ifadesine sahiptir. dikkat et bu surat ifadesini bir de "ali ayşeyi seviyo dediğinizde" "ya söylemesene be salak" diyen ali'nin suratında ve illaki ilkokul yıllarında görmüşsünüzdür, sanki utanması gereken oymuş gibi.
Kadın coştukça anne baba küçülür, o çınar gibi duran tipler fidan boya geçiş yaparlar. baba arada o meşhur, keşke dövse de öyle bakmasa denilen bakışlarından atar. anneye bakarsınız,soracam sana bakışı level atlamış anne bölüm sonu canavarı tadında "şimdi sıçtım senin bacağına" bakışına doğru hızla kaymıştır. "çocuk işte" diyen mazlum kadından eser kalmamıştır artık, işte o sıra, o bakış, Kapı kapandığında sıçtığınızın göstergesinin dibe vurumudur.
Artık yok böyle kapıda belirir belirmez, ananın etekliğinin altından bakınca, tek eli beline monte, korkudan size hepsinin aynı surata sahip olduğunu hissettiren şirretler, Çemkirme üstatları, 3 kuruşluk etmeyen şeylere paha biçemeyenler.
Zaten artık mahalle aralarında top oynarken cam kıracak, burnundaki baloncuk sümüğü kolunun tersiyle silip bişey olmamış gibi davranacak, erik çaldığınız ağacın sahibinin peşinizden koşup "akşama polisle gelecem evinize" dediği akşam üstleri, bireysel yetenekleri mahalle aralarında geliştirecek bebeler yok.
Tanım: muhtemelen evine çay içmeye gittiğinizde kazara bardak kırsanız "ay gitti canım gibi kristal bardak seti" diyecek olan kadınlardır. yedisinde de böyledir bu yetmişinde de.
Not: dikkat ettiysen kapı kapandıktan sonra olanları anlatmadım. *
kapı kapandıktan sonra içeriden bihaber olan kadındır.
yılların intikamı olsun için aydınlatayım kendisini;
anne, "nedir benim senden çektiğim" der ve mutfağa gider.
baba sert görünmeye çalışır sana karşı ama bıyıkaltından gülümsemeyi de ihmal etmez (çakalsın ya kaçırmazsın bunları)
koridorda çoraptan yaptığın topla oynarken babanın salondan gelen sesiyle gemiyi karaya yanaştırdığını anlar, bir oh çekersin.
"lan ne şirret karı be.. bir top için.. tövbe tövbe.."
