Dikkat çeken oldu mu bilmiyorum ama, hepimizin bayıldığı o son sahnede anlatılmak istenen çok şey var. Alman esir kızı ilk önce milliyetçi ifadelerle aşağılanır. Fakat o kız kendi dilinden şarkı söylemeye başlayınca herkes susar. Uzaklara dalar, duygulanır. Burada anlatılmak istenen müziğin evrenselligidir. Aynı zamanda ozlem, acı, ölüm, hayat, aşk, ayrılık da evrenseldir. insanlar bu kadar birbirine benzerken savaş manasizdir. En nihayetinde hepimiz insanız, hepimiz yiyor, hepimiz uyuyoruz. Ve hepimiz bazen ozlemden deli oluyoruz. Nefret etmek manasız.
sinema tarihin en farklı savaş filmidir savaşı bizzat savaşla elestirmistir kubrick. herhalde bu filmde yakalanan elestirisel seviye sinema tarihinde çok az yapıttta vardır.
kubrikck'in diğer filmlerinin aksine aykırılıği gözümüze sokmaz. bilakis bunu hissettirmeden yapar.
ayrica bu film her nedense pek bilinmez. vardır bir hikmeti...
1957 yapımı siyah beyaz kubrick filmi. Diğer eserlerinin gölgesinde kalsa da bana göre başyapıt bu film. O döneme göre filmin cesur olması, yine o döneme göre mükemmel ve abartı olmayan savaş sahneleri, ve muhteşem finaliyle başyapıt denmeyi hak ediyor benim için. Kubrick detaylara verdiği önemle ve mükemmeliyetçi ile tanınır. Bu eserde de bunlar çok net görülebilir. Kubrick 1957 yılında muhteşem savaş sahneleri çekmiş peki biz ne yapmışız ? Hiçbir türk filminde böyle savaş sahnesi yoktur.
Orduda ki iğrenç hiyerarşik yapıyı, savaşın ölümü normalleştirmesini, konum ve mertebenin insan hayatından daha değerli olmasını, muazzam bir şekilde işliyor kubrick. Bir buçuk saat zaten film su gibi akıyor. Mutlaka görülesi.
sizinle tamamen dürüst olmadığım için özür diliyorum,
gerçek hislerimi açığa vurmadığım için özür diliyorum,
özür dilerim efendim, size daha önce söylemedim,
ne kadar soysuz, sadist ve kaftar olduğunuzu,
ve size ne önce ne de sonra özür dilemeden cehenneme kadar yolunuz olduğunuzu.