yılmaz erdoğan ın anlam yüklü şiirlerinden biridir.aynı zamanda son bölüme dikkat edilmesi gereken bir şiirdir. yılmaz erdoğan burda
++ "seninle ayrılmış olsak bile hala sana karşı kendimi sorumlu ve bağlı hissediyorum *bu yüzden kiminle sevişsem kendimi seni aldatıyormuş gibi hissediyorum" mu demek istmiştir?
yoksa
++ "seninle beraberken de seni aldattım, ayrıldık fakat seni unutamadım hala seni seviyor ve kendimi sana karşı sorumlu hissediyorum bu yüzden ben ne zaman kiminle sevişsem hala seni aldatıyor gibi hissediyorum" mu demek istemiştir.
her güneşli kış gününde kendi kendime mırıldandığım ve bazı günler gerçekten acıtan yılmaz erdoğan şiiri.
albümünde* de okumuştur müzik inanılmaz güzeldir yılmaz erdoğan da güzel okur.
Böyle zamansız güneşli,
Umulmadık mavi günlerde
Bir bekleme salonu yalnızlığına bürünüyorum...
....
"bekleme salonu yalnızlığı..." daha fazla söze gerek yok sanırım.
bu söz aslında pastırma ayazıdır. şöyleki; pastırma, et ve çemenin uyumlu beraberliğinden yapılıyor. etle çemen ise en iyi soğuk ve yağışsız, ayazlı gecelerde kaynaşıyor. hava yağışsız, kuru, dolayısıyla açık olacak. havanın açık olması gündüzün güneşli geçmesi demek. gündüz görünen ve havayı ısıtan güneş, yazı anımsatan günleri yaşatıyor. bu yağışsız güneşli günler ve ayaz geceler özellikle sonbaharın üçüncü ayına denk geliyor. pastırmaların kurutma işlemi de gece açık havada, gündüz gölgede yapılıyor. bu nedenledir ki pastırma yazı diye bilinen günlerin doğrusu pastırma ayazıdır.
bir selim ileri kitabı. 8 oykuden olusur ki bu 8 oykunun ana temaları birbirine oldukca yakındır. genel olarak cumhuriyetten sonra olusmaya baslamıs burjuva sınıfına yonelik taslamalar goze carpar. ayrıca kitaba adını veren ve solcu bir aktivistin burjuva icinde erimesini anlatan kitabın en iyi hikayesinin adıdır.
böyle zamansız güneşli,
umulmadık mavi günlerde
bir bekleme salonu yalnızlığına
bürünüyorum...
iliklerimdeki yitik aşkı
sarhoş bir unutkanlığa ilikliyorum...
sanki şiirini bilmediğim
bir fransız akşamında
kaldırım taşlarını sayıyorum kalbimin...
içimde ayak izlerin,
aylak bir yaz geçiyor avuçlarımdan...
ve ben ne zaman,
kiminle sevişsem,
hâlâ seni aldatıyorum!
havanın; insanların daha yarım saat önce duş almış olmasına rağmen terden pastırma gibi kokmasına neden olacak kadar sıcak olması durumu.
- alo
+ alo
- meteoroloji mi?
+ evet
- allah belanızı versin
+ hoppala... n oluyoruz yaw?
- bu ne sıcak kardeşim?
+ biz sadece ölçüyoruz beyefendi
- kaç derece şimdi?
+ 38
- hay allah belanızı versin
memleketçe beklenen yaz türü. her sene ekim, kasım aylarında görülür, terletir, buharlaştırır. kıyı şeridinde tekrardan havlular alındığı gibi denizin yolu tutulur ve yüzülmeye başlanır.
beklenmektedir çünkü soğuk ansızın gelmiş deniz keyfini erteletmiştir.
geceleri ile gündüzleri arasında büyük bir sıcaklık farkı olan Kasım ayında yaklaşık 1 hafta süren gündüzleri ılık ve güneşli geceleri soğuk ve sisli olan iklim geçişi sırasında ortaya çıkan hava hadisesi. (bkz: fakesummer)