şili'nin 3000 km batısındaki şili'ye bağlı ada. adada 1 ila 10 metre büyüklüklerinde değişen yüzlerce heykel vardır ki bu heykellerin ne amaçla, nasıl, hangi yöntemle buraya getirildiği hala sırdır. kimilerine göre de bu ada kayıp kıta mu 'nun en zirve noktalarından biridir.
moais adında devasa heykellerin bulunduğu adadır kim tarafından, ne zaman, nasıl buraya getirildiği hala bir sırdır zira en yakın kara parçası 3000km uzaktadır.
taze paskalya çörekleri ile ünlü bu adamızda envai çeşit ekmek ve unlu mamül de büyük ustalıkla yapılır, aşırı karbonhidrat alımı nedeniyle halkı biraz obezdir, sevimlidir. çok güzel simit ve (bkz: boyöz) de yaparlar. (bkz: atma din kardeşiyiz)
En yakın kıtaya 3700 km, en yakın yerleşim olan kara parçasına 2000 km mesafede, 165km' lik ufak bir ada Paskalya Adası. Doğru düzgün sahili olmayan, ne bitki örtüsü, ne coğrafi özellikleri, ne de yeraltı kaynakları ilgi çekici olmayan bu volkanik adanın dünya çapındaki şöhretinin tek sebebi var, Moai.
buranın yerileri, bu heykelleri taşımak için bir asır gibi bir zamanda adada mevcut olan bütün ağaçları kesmişler ve adayı büyük bir çoraklığa sürüklemişler.adadaki kaynaklar bitince de iç savaş çıkmış ve birbirlerini kaynaklar için öldürmeye başlamışlar.yamyamlık da böyle başlamış ve yiyecek bulamadıklarından öldürdükleri düşmanlarını yemeye başlamışlar.aslında şu sıralarda gerçekleşeceğinin konuşulduğu çevresel felaketlerle ilgili ibret alınabilecek tarihi bir adadır.
sonlarının gelmesi ise hiç de şaşırılmayacak bir şekilde olmuştur.her zamanki gibi adayı avrupalılar keşfetmiş, çiçek hastalığını beraberlerinde getirmişlerdir.çiçekten ölmeyen adalıları ise köle olarak ülkelerine götürmüşlerdir.
Pasifik okyanusunda en yalnız adadır. 1700' lü yılların başlarında ispanyol gemiciler buluncaya kadar, ada halkı dünyadan izole yaşamışlardır. Küçük bir adadan beklenmedik seviyede kültür yaratmış olan ada halkından günümüze devesa taş heykeller kalmıştır. Sonlarını da getiren kültür olmuştur.Orman, bir ağaç kalmayıncaya kadar yokedilmiştir. Toplam 400 yıl kadar bir sürede adanın doğal sistemi yok edilmiştir. ispanyollar adaya çıktıklarında sersefil insanlar, yamyamlık ve kabile savaşlarıyla karşılaşmışlardır.
Bilim adamları insan kültürün çevreyi yoketme eğilimleriyle ilgili olarak hep bu adaya gönderme yaparlar.ibret alınası bir örnektir gerçekten de.
övündüğümüz 'insan kültürü' nün bizi getirdiği duruma en ibretlik örnektir. sidik yarışı halini alan kaya oymacılığı için taşıma amaçlı kullanılan ağaçlar bir kaç yüzyılda tüketilmiştir adada. bir iddiaya göre yerli halk olan polinezyalı' ların adaya getirdikleri farelerin bu ağaçların tohumlarını, kozalaklarını -her neyse- yemesi de tuz biber olmuştur bu katliama. 1700' lü yılların bir paskalya arifesinde adaya gelindiğinde azalmış nüfus, yamyamlık, erozyona uğradığı için verimsizleşmiş topraklar, kayık -sal- yapılamadığından avlanmayan insanlarla karşılaşılmıştır. kültürümüzün dünyayı yok etme eğilimine tarihsel bir örnek olarak okullarda anlatmalıyız ama neerde..!
burada yaşan bir kabile varmış. kabile strateji oyunlarındaki gibi bütün kaynaklarını koca burunlu heykel yapmaya harcamış amk. ellerindeki bütün kaynaklar bitince de açlıktan ölmüş mallar. çünkü sandal yapacak tahtayı bile kullanmışlar. bütün ağaçları kesmişler. halen ayakta duruyor bu ada.
ada'da bulunan heykeller moais diye adlandırılır bu heykellerin bir bölümü ahu denen platformların üzerlerine yerleştirilmiştir, bir bölümüde gövdelerinin yarısına kadar toprağa gömülmüş halde durur. bu heykellerin burada daha önceden yaşayan "uzun kulaklılar"ın tanrıları olduğu ve onları tehlikeli ruhlardan ve en önemlisi de egemenlikleri altına almış oldukları "kısa kulaklılar"dan korumak amacı ile dikildikleri düşünülüyor. rapa-nui adı ile de bilinir bu ada.
Araştırmalara göre adanın yerli halkı polinezya kökenlidir. Polinezya adalarından paskalya adalarına kanolarla günlerce süren bir yolculuk yapmışlardır. Yolculukları esnasında yıldızları takip etmişlerdir.