futbol oynadığı yıllarda türkiye ligindeki bütün takımlara el öptüren adamdı.
ali samiyen'de galatasaraylı oyuncuları tokatlar, saraçoğlu'nda fenerli futbolcu kovalar, trabzon da rakip takım teknik heyetini döver...
bu adam varken lig de bi racon vardı. emre belözoğlu'na attığı çift tekmeden sonra basın üstüne gelmeye kalkmıştı. halbuki ne kadar ileri görüşlü bir futbolcu olduğunu görememişiz.
iyi yere dükkan açmıştır; arkasında koca bir camia, yanında acun ılıcalı gibi bir dost, her programda başrol, oh mis... sonra gelsin paralar... ben olsam ben de bayılırım türkiye'ye...
ali atıf bir in kendisi hakkındaki çirkin yazısına karşılık verdiği mükemmel cevap şöyledir:
bugün adını ilk defa duyduğum bir kişi benim hakkımda karalayıcı bir yazı yazmış, herhalde bu kişi benim ismim üzerinden reklamını yapmak istedi.
benim rengim siyah, kalbim ise bembeyaz ve ben her zaman rengimle gurur duydum, duymaya da devam edeceğim.
benim beşiktaş için ne yaptığım sorulmuş, her yerde gururla söylüyorum doğduğum gün beşiktaş'a geldiğim gündür. hastalığım sırasında kemoterapi tedavisi görürken beşiktaş bana teklifte bulundu, doktorlarım bana değil futbol oynamak, hayatımın geri kalan kısmının risk altında olduğunu söyledi. bense onlara ''öleceksem inönü stadında öleyim'' cevabını verdim.
ben bu ülkeyi çok sevdim, bu ülke insanları da bana çok şey verdiler. evim, işim türkiye'de, burası benimde ülkem. bir insanın yaşadığı ülkede çalışmasından daha normal ne olabilir?
benim sünnetli olup olmamam bu kişiyi neden bu kadar ilgilendirmiş onu da anlayamadım. ama bu konu kendisini bu kadar rahatsız ettiyse söyleyeyim ben doğduğum gün sünnet oldum. bence sünnet bel altında değil beyinlerde olmalı.
dans yarışmasında giydiğim kıyafete gelince, insanlar dans performansımızı izlerken bu beyefendinin dansçıların mahrem yerlerini takip etmesi sapıklıktan başka bir şey değildir.
ben bu yazıyı, kariyerinin sonuna doğru hızlı bir şekilde inişe geçen birinin son çırpınışları olarak değerlendiriyorum.
beşiktaş taraftarının gözbebeğidir.beşiktaş efsanelerinin arasına adını altın harflerle yazdırmıştır.
21 numaralı formasıyla pascal noumaaaaaaaaaa.......
Yok böyle dans diye bir programda dans ediyor, rast geldi izledim. güzel de dans ediyor valla yetenek mi yetenek fakat, beşiktaş hayranları olmasa bu kadar gelir miydi onu da bilmiyorum.
yabancı futbolcular beşiktaşın takım ruhunu alamamış diyen hödük yazarlarımıza 70'lik şişe başı gibi girebilen bir örnektir. adam futboldan men edildiği halde takımı bırakmadı üstüne ülkeyi bırakmadı bide fransız. siz hala ne tepinip durursunuz ?? Yurttaşımız da olursa hiç şaşmam, gurur duyarım. iyi ki varsın pascal.