pascal nouma

    140.
  1. Pascal'ın bir gs maçında bilerek kırmızı görmesinden sonra mikrofonlar ona yöneltildiğinde aynen şunları söylemiştir: " Elimde bir bıçak olsa kendi takım arkadaşlarımdan bir kaçını bıçaklayabilirdim. Bir takım bu kadar ruhsuz oynayamaz. Bir takım bu kadar taraftarındaki aşk ateşinden uzak olamaz. Bilerek kırmızı gördüm çünkü sahadakilerle aynı ortamda bulunmayı bile kabul edemedim "

    (bkz: seviyoruz seni)
    38 ...
  2. 2.
  3. "takım boyle tutulur" isimli fenerbahce filminin isim babası
    40 ...
  4. 207.
  5. nouma, beşiktaş’a ikinci geldiği yıl dönemin kalecisi oscar cordoba ile yaşadığı bir anıyı gülümseyerek anlattı:
    “kanser tedavimin ardından zor günler geçirmiştim. futbola yeniden döndüğümde beşiktaş’ın kalesini oscar cordoba koruyordu. takıma katıldığım günden beri bana antrenmanlarda nasihatlar vermeye başladı. benim gibi bir yıldız olmak istiyorsan bunları yap diyordu. ben hiç sesimi çıkarmadım. inönü stadı’nda ilk maçımıza çıkıyorduk. çıkış tünelinde cordoba bana başarılar diledi, ben de ona diledim. ardından, sen benim kim olduğumu biliyor musun diye sorduğumda bana “evet, pascal” dedi. ben de o zaman sahaya çıktığımızda iyi izle, birazdan kim olduğumu öğreneceksin dedim, sahaya çıktık, stat “nouma” diye inliyordu. bana şaşkın şaşkın bakan cordoba’ya döndüm ve “akıllı ol!” dedim..
    25 ...
  6. 90.
  7. 6 ocak 1972'de fransa'da doğan büyük futbolcu. futbola psg'nin alt yapısında başladı. lille ve caen maceralarından sonra paris'e geri döndü. başarılı olmasına rağmen aşırı hırslı, agresif ve disiplinsiz olması sebebiyle strasbourg'a gönderildi, ardından lens'e transfer oldu. ve nihayet 2000-2001 sezonunda besiktas'a transfer oldu. hırsı, agresifliği ve sempatik tavırları sayesinde kısa sürede taraftarların sevgilisi haline geldi. lige iyi başladı, golleri ardı arkasına sıraladı. taraftar artık onu iyice benimsemişti. çünkü gerçek bir beşiktaşlıydı, formanın aldığı paranın hakkını sonuna kadar veriyordu. sahada adeta savaşıyordu. taraftarın sahadaki yansımasıydı. arada disiplinsizlikler yapsa da taraftar hep yanındaydı. sampiyonlar ligi'nde rakibine yumruk attı, 6 hafta sahalardan uzak kaldı ama taraftar ona kızmadı bile. taraftar ona "psikopat" diyordu artık. o da taraftarı çok sevmişti. "türk olsaydım bayrampaşalı olurdum" diyordu. taraftar tarafından iyice benimsenmişti. öyle ki, ona zenci diyen ahmet cakar'a "hepimiz zenciyiz" diye pankart açacak kadar. gece hayatı yüzünden ceza yediğinde "nouma bizi diskoya götür" diyecek kadar. ardından gençlerbirliği kupa mücadelesi geldi, vatandaşı thomas'a kafa attı. taraftar hala kızmıyordu, belki de oynadıkları oynamadıklarının acısını çıkartmaya yetiyordu onlar için. "nouma sen bizim herşeyimizsin" sesleri yükseliyordu inönüden. kötü sezon sonrası gönderildi marsilya'ya. 1 sene orada kaldı ama ne besiktas onsuz yapabilmişti ne de o fransa'da yapabilmişti. her maç hala inönü pascal nouma diye inliyordu. geri döndü evine. tribünler yıkılıyordu pascal diye. "fransa'da doğdu, beşiktaşlı oldu, helal olsun sana, pascal nouma". ilk maçı olan istanbulspor mücadelesine 71. dakikada girdi. girer girmez anlamsız bir sarı kart gördü, ardından golünü attı ve sus işareti yaptı. ilginç şekilde 5 dakika içinde 2 sarı karttan 76. dakikada oyundan atıldı. bu yetmedi onu durdurmaya, o gollerine devam ediyordu, bitti denilen futbol hayatı yeniden şekilleniyordu. "yakışıklısın çok da şekilsin, cagla sikel tostunu yesin, alemde teksin, değişilmezsin, pascal bizim herşeyimizsin!" avrupa'da ve ligde takımı sırtlayan isimdi ve şampiyonluğu getirdi lucescu'ya. fakat 100. yılın bitimine bir kaç hafta kala 20 nisan 2003 günü fenerbahçe maçında yine golünü attı ve elini şortuna soktu, erman toroglu'nun deyimiyle "tombala" çekti. şok bir kararla sahalardan 7 ay uzak kalacaktı. beşiktaş'a gerek medyadan, gerekse federasyondan büyük bir baskı yapıldı ve mecbur kalarak gönderildi. gelirken olduğu gibi giderken de taraftar yanındaydı. son sözü "beşiktaşımızın golü 21 numaralı formasıylaaaaa pascaaaaaaaal noumaaaaa!!!" oldu hem de türkçe. katar'a, ardından da iskoçya'ya livingston klübüne gittiyse de başarılı olamadı. yine aynı şey olmuştu, ne beşiktaş onsuz yapabildi ne de o beşiktaşsız. ama hala taraftarın sevgilisiydi. gideli 3 sene olmuştu ama inönü hala pascal diye inliyordu. bu taraftar onu kolay kolay unutmayacak.
    13 ...
  8. 19.
  9. gençlerbirliği ile yapılan bir maçta kendisine sırıtarak bakan ismail güldüren'e "if you smile one more time, i will fuck your face" diye laf atan, ruhu yeter eski beşiktaş futbolcusudur.
    13 ...
  10. 397.
  11. destanla (ebru) sevişse de bizlere interrracial porno izlettirse dediğim 60 santim.
    16 ...
  12. 93.
  13. Bu hafta 23. sayısı çıkmış F Dergisi'ne kapak olmuş BJK'ın efsane oyuncusu. Yine bu dergiden alınmış yazıyla "O, sahte bir cennette kölelik etmektense ,o sahte cenneti inşa edenlerin cehennem olarak nitelediği sürgünde kahraman olmayı yeğledi o kadar.. "Nouma,beşiktaş taraftarına ve beşiktaş'a sevdalıydı, taraftar da ona. Burada değinildiği üzere Lens'te oynarken çok göze batmayan bir oyuncu olmadığı da yanlış. Lens'e Strasbourg'ta 57 maçta 22 gol atınca geldi.O sıralar gösterdiği performansla milli takıma alınmaması eleştirilirken ve Jacquet bu baskılara boyun eğmek üzereyken bir maçta kendisine "pis zenci" ve "bok rengi aşağılık köpek" diyen rakip oyuncuya ve kalan takıma maçtan sonra soyunma odasında çok pis daldığı için Türkiye'ye ve Beşiktaş'a geldi. Her ne kadar laf sokulsa da aslında beşiktaş dışındaki diğer takım taraftarlarının da takımlarında görmek isteyeceği kadar sahaya yüreğini sokan bir yabancıydı. Deplasmanda oynanacak Leeds maçında pasaport gişesinde "ben de türküm" diyerek Türkler bölümünden giriş yapan tek AB vatandaşıdır. Leeds maçında Mills'e kafa attı. Ama sebebi neydi? Mills'in Türkleri aşağılaması... Bugün Zidane'ın aynı aşağılık tavrı sergileyen Materazzi'ye attığı kafayı herkes haklı görürken o günah keçisi olmuştur. 6 ocak 1972'de Fransa'da Epinay-Sur-Seine'de doğdu. PSG altyapısının en büyük yeteneği oldu. 1988-1992 arasında 37 maçta forma giydi.1992-1993 sezonunda Lille'de, 1993-1994 sezonunda Caen'de kiralık olarak oynadı. Caen'de oynadığı sezonda 32 maçta yedi gol atınca PSG'ye geri döndü. 1996'ya kadar PSG forması giydi. 1996-1998 yılları arasında Strasbourg'da elli yedi maçta 22 gol atınca Aime Jacquet tarafından milli kadroya alınmak istendiyse de çok sıcak bakmadı. Lens'te oynarken yaptığı Nouma'lık ta sonunu getirdi. Beşiktaş'taki ilk döneminin ardından maddi imkansızlıklar neticesinde gönderildi. Ama 100.yıl hikayesine geri getirildi,çünkü kombineler satılmıyordu. O gelince tüm kombineler tükendi. ilk maçında kendisine "zenci futbolcu" diyen Ali Aydın tarafından oyundan atıldı. Bir sonraki hafta inönü'nün her yerinde "Hepimiz zenciyiz" pankartları açıldı. "Beşiktaş taraftarını çok seviyorum çünkü onlar da benim gibi piskopat" dedi. Öldüğünde inönü Stadı'na gömülmeyi arzu etti ve inönü'nün çimlerini dahi yedi. Bir film için Türkiye'ye geri döndüğünde kendisini gören taraftarların tezahüratları sonucu ağlayınca bu şov olarak nitelendi ama Beşiktaş'tan ikinci kez gönderilmesinin ardından zar zor iş bulduğu başka bir takımda, Livingston'da oynarken "ölene kadar siyah beyaz" dediği göz ardı edildi,unutuldu. "Pascal bizi discoya götür" diyen taraftarları discoya götürmedi belki ama anlaştığı basın muhabirlerini Kazan Birahanesi'ne götürmeyi ihmal etmedi. Fener maçında attığı golden sonra yaptığı tombala hareketi çok fazla abartıldı. Oysa ki bunu yapmayan Türk erkeği mi vardı ? Bu bir hakaret değil şakaydı. Kaldı ki bu hareketten çok daha fazlaları başka takım oyuncuları tarafından yapıldı ama kimse gönderilmedi. (Kadıköy'deki finalde Eboue'nin Melo'nun arkasına geçerek yaptığı hareket mesela) Bu gereksiz ve saçma delikanlılık Beşiktaş yönetimine aitti. Kısacası umarım bir gün başta taraftarı olduğum Beşiktaş'a, sonrasında Fener, cim bom ve bütün diğer takımlara böylesine ruhuyla,"Türk" kimliğiyle oynayacak futbolcular nasip olsun.
    12 ...
  14. 98.
  15. 92.
  16. beşiktaş'ın marsilya ile eşleşmesine en çok sevinen kişi. kendisi bu eşleşmeyi şu şekilde yorumlamıştır;

    "Beşiktaş'ın buraya gelmesine çok sevindim. Başkan Demirören'le sürekli telefonda konuşordum. Onu ve Beşiktaşlı futbolcu arakadaşlarımı marsilya'da en iyi şekilde ağırlayacağım." dedi.

    Beşiktaş'ın marsilya'dan daha güçlü bir ekip olduğunu vurgulayan Nouma, şöyle devam etti: "iyi bir kura çektik. Beşiktaş'ın Liverpool'la birlikte bir üst tura çıkacağına inanıyorum. Marsilya'daki maçta Çarşı grubuyla birlikte takımımı destekleyeceğim. Maçtan sonra hep birlikte diskoya gideceğiz."

    (bkz: pascal bizi diskoya götür)
    9 ...
  17. 104.
  18. futbol bir tombala ise, nouma üçüncü çinkoydu.
    10 ...
© 2025 uludağ sözlük