futbol klası, kazanma hırsı ve sansasyonel hareketleriyle beşiktaş taraftarının unutamadığı isimler arasına adını yazdırmış pascal nouma' ya özlem duymak.
magazin programlarında sıkça karşılaşılan kişi olmuştur kendisi.
ne günlere kaldık, futbolcu adamın bu tür programlarda ne işi var? malzeme olmak hoşlarına gidiyor sanırım, yazık.
gördüğü kartlardan dolayı çok kızardım kendisine ama hakikaten özlüyorum lan.
o hırs, inanç, takımdaşlık, korumacılık, birliktelik. o ruh. 2001-2003 kadromuz mükemmeldi, türlü sebeplerden dağıldı. i.mansız'ımız gibi pascal da bir simgedir.
o 31'in daha terbiyesizcesini van hoojdonk efendi de yaptı bir yıl sonra, kimsenin gıkı çıkmadı ne hikmetse.
pascal ruh'tur;
endüstriyelleşmenin iyice köklerini çınara, meşeye döndürdüğü ortamda, en azılı küfürle takım arkadışına sert rakibin ensesine fütursuz ve içten geldiği şekliyle okkalı bir tokat, kuvvetli bir yumruktur!
direkt kırmızı karttır haksızlık karşısında, sortie'de yan tuvaletten çıkıp fenerlilerin kendisi için o sırada rastlantı eseri yaptıkları tezahürat ile karşılaşınca coşku ile, döverler mi hesabı yapmadan omuz vermesidir(yer sortie: bir grup delidolu arkadaşım fenerli ki hepsinin tvli koltukların olduğu bölümde kombineleri var statta; sarhoş bir şekilde "fransa'da doğdu" diyorlar, o anda kabinden çıkan pascal bunların üstlerindeki formaları görmesine rağmen omuzlarına el atıp; bessiktasssli oldu, diye devam ediyor); bu ülkedeki çamurlu arazide oynanan plastik topuna şevkle vurarak "gol atan kaleye"deki bacaksızın hırsı ve yaptığı maç sonrası kola içerkenki muzip suskunluğudur afacan gözleriyle,
pascal can'dır; pascal kan'dır; kanımız, canımızdır. bu satıları okusa, bana ne lan diyecek profesyonel değil; gözlerinin damlasını içine ve hatta tereddütsüz dışına da akıtacak olandır; "bana göre haksız, haketmediği şekilde" kovulduktan birkaç yıl sonra geldiği ilk maçlardan biri olan bir diyarbakırspor maçı öncesi santrada beresini göğsüne bastırıp, dakikalarca süren onbinlerce kişilik tezahürata karşı başını öne eğip, dizleri üstünde çömelerek saygı selamında durandır;
kazanma hırsı ile düzenbazlığa başvuran değildir, dobra olandır, mert olandır. candır, kandır. 108 yıllık ruhun endüstri öncesi dem'idir. non gdo'dur, organiktir.
not: bazı arkadaşlar eksi vermiş, kuzum benim; neyi ekiliyorusn; pascal ge de o'lu ürün mü? fiziğini bilmem; ama ruhu vallahi de organik; billahi de organik, leeds maçında çaktığı yumruk benim (de) yumruğumdu!!! oradan biliyorum!
ah bi de, ismi lazım değil, bir iki yurtiçi maçlarda salayacaktı ki o zaman eksii görecektik!!! )))