pascal in kumarı

entry1 galeri0
    1.
  1. fransız matematikçi blaise pascal, tanrı’nın varlığına dair olasılıklar ne kadar az olursa olsun, yanlış tahminde bulunmanın daha da büyük asimetriye sahip bir cezaya sebep olacağını öngörmüştür. “tanrı’ya inansan iyi olur, çünkü eğer haklıysan ebedi mutluluk seni bekliyor; ancak hatalıysan zaten bir şey farketmeyecek. diğer taraftan eğer tanrı’nın var olmadığına inanıyorsan ve hatalıysan o zaman ebedi azap seni bekliyor, ancak haklıysan zaten bir şey farketmeyecek”. görünürde hangi tarafı seçmemiz gerektiği gayet açık : tanrı’ya inanmalıyız.

    ancak bu argümanla ilgili temel bir sorun var. bir şeye inanmak siyaset icabı ya da tedbiren yapılabilecek bir şey değildir. en azından benim özgür irademle karar verip uygulayabileceğim bir şey değil. camiye gidip namaz kılmaya karar verebilirim. oda dolusu kuran’a el basıp içerisinde yazan her şeye inandığımı söylmeye karar verebilirim. ancak bunların hiç birisi gerçekten inanmıyorsam benim inanmamı sağlayacak şeyler değil. pascal’ın kumarı, ancak tanrı’ya inancı taklit etmeye yarayabilen bir argümandır. ayrıca inandığınız tanrı’nın her şeyi bilen bir tanrı olmaması gereklidir zira eğer inanmadığınız halde inanıyormuş gibi yaparsanız tanrı sizin sahtekarlığınız görecektir.
    peki niye tanrı’yı en memnun edecek şeyin tanrı’ya inanmak olduğunu düşünüyoruz? inanmak niye bu kadar özel? tanrı’nın şefkati, cömertliği ve mütevaziliği de ödüllendirmesi olası değil mi? ya eğer tanrı bir bilim adamı gibi düşünüyorsa ve en yüksek ahlaki değer olarak gerçeği aramayı görüyorsa? eğer bu evreni tasarlayan tanrı’nın bilim adamı olması gerekli değil midir? bertran russell ölüp de tanrı’yla karşılaşırsa ne diyeceği sorulduğunda “yeterli kanıt yoktu tanrım, yeterli kanıt yoktu” diye cevap vermiştir. tanrı’nın russell’ın cesur şüpheciliğine pascal’ın korkak kumarcılığına duyduğundan daha büyük saygı duymayacağı ne malum? unutmayın, bir iddia’dan bir kumardan sözediyoruz. siz iddiaya girecek olsaydınız paranızı tanrı’nın dürüst olmayan sahte inanca mı (hatta dürüst inanca da) yoksa son derece dürüst şüpheciliğe mi kıymet vereceğine yatırırdınız?

    daha da ileri gidelim, öldüğünüz zaman karşınıza çıkan tanrı’nın allah, yahveh, ya da isa-baba-kutsal ruh değil ra ya da baal olduğunu düşünün. baal de en az eski ahit’teki tanrı kadar kıskanç olsun. pascal’ın bu durumda yanlış tanrı yerine hiç bir tanrıya inanmaması daha iyi olmayacak mı? diğer olası tanrı ve tanrıçaların sayısı aslında olasılıkları tümden değiştirmiyor mu? pascal muhtemelen bu iddayı söylerken şaka yapıyordu, aynı bizim de iddiayı çürütürken şakayla karışık çürüttüğümüz gibi. ancak bir çok insan bu iddiayı çok ciddiye alarak tanrı inancı için bir koz olarak kullanıyor bu sebeple de değinmek yerinde olacaktır.

    richard dawkins – the god delusion / tanrı yanılgısı 3. bölüm s 103 ‘ten tercümedir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük