toplum tarafından hor görülen, aşağılanan, dışlanan, insandan sayılmayan kimselere verilmiş ad. bu kişilere dokunmak bile kirlenmek sayılmıştır. kökeni fransızcadır "paria".
1932'de igilizler, paryalar için tamamen ayrı seçim yapılmasını kararlaştırmışlardı. bunun üzerine mahatma gandhi ingiltere başvekaletine bir istifa yazarak bu seçim kanunu değiştirilmediği takdirde ölünceye kadar oruç tutacağını bildirdi. seçim sistemi 6 gün sonra değiştirildi, oruç sona erdi. ayrıca gandhi paryalara harijanlar tanrının çocukları adını vermiştir.
"mesihler, paryalar; yerleri değişti geçince aradan uzun asırlar. çan kuleleri ve minareler daha da yükseldi, büyüyen kökleri daha da lanetli. " (dani filth)
hindistanda en alt, aşağılanmış, dışlanmış, hor görülmüş vs sınıfa verilen ünvandır.
ayrıca:Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! diyen şairin de konuya bakış açısını gösterir.
Bütün masalları tutuştu çocukluğumun
Acıyı bir mayın gibi gömdük toprağa
Şimdi alevlerle yazılıyor güncemiz
Göçüyoruz
Yürek bir yangın yeridir artık
kalmadı ardımızda su dökenimiz
Yıllarca sırtımızda taşıdığımız kambur
Korku bir mevtadır artık gecenin kollannda
Bir eylül dolunayına defnolunur
Göçüyoruz
Bir çocuk gibi elinden tut
Yıkılmış ve yakılmış anıların
Bir tutam kuş sesi sür damarlanna
Git kendi rüzgarını bul usul
Yüreğini yokla bir parça umut kalmıştır belki
Yolların nabzını dinle dağların uğultusunu
Koyaklar yankımızı saklar dönüşûmüzü bekler
Kırlangıçlar unutmaz adresimizi
Tarihin tabanlan sızlıyor artık
Sararmış o kirli belgelerle yaşıttır gurbet
Yollar çok eskiden tanıyor bizi
Göçebe bir paryayız sanki
Nerede konaklasak kesik bir kol gibiyiz
Kimseler bilmiyor bu susuşlar nereli
Bir kilim deseni anımsatıyor çocuklara
Nüfusa kayıtlı olduklan yeri
Bir çağın son çeyreği yanlış kurmuş denklemi
Patikayla dağları ayrı şeyler sanıyor
Acıyı unutuyor hesaba katmıyor toprağın belleğini
Ey yaraları sağaltan zaman ey kalbim
Tez elden hükümsüz kıl kalıcı olmasın bu şiirim..
rte'nin, kendileri için daha önce yapılan benzetmelerden biri olduğunu iddia ettiği kavram. 28 şubat ve öncesinde kendisine, arkadaşlarına ve seçmenlerine "parya" muamelesi yapılıyormuş. yahu bunu da alkışlıyorlar arkadaş... fakir edebiyatı ile geldiği başbakanlık koltuğunda hala fakir edebiyatıyla prim yapabilmekte. bunda halkın bilgi düzeyi elbette etkilidir ancak bizim halkımız bu kadar gerizekalı olamaz, olmamalı.
10 yıldır başörtü sorunundan ekmek yiyor, din kardeşlerim diyor ekmek yiyor, gidiyor sağda solda bir devlet adamından beklenmeyecek hareketler sergileyerek onlardan ekmek yiyor... ama hala da başta bu adam.
sık sık kullanılan ve olayı son derece güzel bir şekilde açıklayan şu iki sözü söylemek yeterli sanırım;