akp'nin kendini kurtarmak için gerçekleştireceği anayasa değişikliği. mhp'nin de destek vermesi halinde referanduma dahi gerek kalmadan gerçekleştirilebilecek.
her gelen hükümetin millet için kıçını kıpırdatmamasına sadece kendi işlerine yarayan şeyleri çizip bozmasına o kadar alıştık ki şaşırma katsayımız sıfırın altında bir yerlerde geziniyor.
önce tayypçiğimin durumu meclisten yasa geçirilerek değiştirildi ve kendisi meclise girdi başbakan oldu, sonra "184 yeterli çoğunluk" dendi, anayasa mahkemesi hareket çekince "367" deyince de bu defa yine yasa değişti "184" olayı geldi. "cumhurbaşkanını akp olarak biz seçeriz" dendi, sonra seçemeyince bir anda "halkçı" kesilen akp, daha 1 gün öncesine kadar "biz seçeriz" diyen akp, "halk seçsin" moduna girdi ve cumhurbaşkanını halkın seçmesini düzenleyen anayasa paketini geçirdi. üstelik 11. cumhurbaşkanını da işin içine katarak. sonra seçim oldu, seçimden sonra "akp olarak" onlar seçtiler cumhuraşkanını, somra bir düzenleme ile önceden geçirdikleri "11. cumhurbaşkanı" ifadelerini yasadan çıkardıar. şimdi kapatılma davası, bu defa parti kapatmayı zorlaştııran, yargıtay başsacsınını by-pass eden yasa hazırlığı.
parti kurmaylarının davalarını affeden yasaları saymıyorum bile.
hani kapatılma davası demokrasiye aykırıydı, çok demokratsınız da neden komple parti kapatılmasını yasaklamıyorsunuz da kendinize batan kısımları törpülüyorsunuz? ha tabi bunlar hepsi demokrasi için. tabi yerseniz.
hukukmuş, yasaymış umurunda değil bu zihniyetin. önlerine hukuk çıktığında, yasalar çıktığında "el kaldırma-indirme makinesi" olan üyelerine bir el kaldırttırıp, indirttirmekle olayı kökünden çözüyorlar.
ondan sonra rejime dokunmazmış akp, önlerine çıkan hukuki engelleri dümdüz eden bir zihniyet, rejim önünde engel olduğunda neden dümdüz etmesin? tabi, halk istiyorsa laiklik tabi elden gidecek yahu değil mi?
parti devlet yolunda hızla ilerliyoruz. ha pardon parti devlet, dünyanın en demokratik devlet sistemidir.
milletin kendi kendisini yönetmesi için, siyasi partiler kanununda yapılacak değişiklikle halkın yönetime daha fazla katılması sağlanarak, milletvekili adaylarını kendisi seçmesi sağlandıktan sonra getirilmesi daha iyi olacak türden bir olumlu hareket.
tabi siyasi partiler kanunu değişirse, tayyipçiğim nasıl iki dudağnının arasında çıkan kişiler listelere yerleşecek?
bizim millet de milletvekillerini kendisi seçiyor zannediyor ya işte bu durumun hastasıyım...
ha bu arada, sinirdaki mayinli arazilerin temizlenmesi olayına, demokratik(!) halk tepkisi ne olacak beklemekteyim, yoksa tayyip "iyi bu iyi" deyince "harbiden iyi oğlum bu" mu diyecekler?
her şeyi biliyorsun demokatik(!) halkım... demokrasi, halk, özgürlük laflarını duyunaca, playboy kapak kızı görmüş abazan gibi gülüyorsun...
akp'nin iktidâra geldiği 2002 yılından şu son aylarda dtp hakkında açılan kapatma davasına kadar olan süreçte hiç düşünülmeyen, fakat hükümetin karşısına aklanmakta zorlanacağı bir dava çıktığı için partililerin hemen ucundan sarıldıkları yeni umutları.
şimdiki başbakanlarını o koltuğa oturtmak için de yasa değiştirildi, kritik kararlarda 367 oy çoğunluğunun aranmaması için de yasa değiştirildi. son olarak "biz istediğimizi yaparız" mânâsına gelen bu hareket resmen mide bulandırıcı ve nasıl adamların bu ülkenin başında olduğunu göstermektedir.
kurulan tüm siyâsi partiler ak sütten çıkmış ak kaşık olacak diye bir şey yoktur. tbmm'de her "şerefi üzerine" yemin okuyan kravatlının bu sözünde duracağının hiçbir garantisi de yoktur zâten bu yeminlerin çoğunlukla yalandan ibâret olduğu açık.
zamanla illegal örgütlerin ya da rejim düşmanlarının siyâsi kanadı olabilir bir parti, peki burada çözüm ne olmalıdır? "demokraside parti kapatmak" olmaz diye çemkirenlerin somut bir düşünce yerine bu davayı açan kuruma sataştıkları da gâyet rahatca gözükmektedir.
en iğrenci ise işi arsızlığa vurup "rejim karşıtlarının odağı" olmakla "suç"lanan bir partide yargıtay tarafından adı kara liste gibi yazılmış bir suçlananlar listesindeki milletvekillerinden bâzılarının "o listede olmak şereftir" diye bir açıklama yapmaları...ne zamandan beri hukuk'u çiğnemek şeref oldu?
avrupa birliği ve abd'nin bu kapatılma davası nedeniyle zırlama amaçları içinse, refah partisinin kapatılması sırasında esamesi bile okunmayan sözde demokrasi çığırtkanlığının nedeni ne olabilir diye düşünülebilir, çünkü o dönemde refah partisi abd tarafından desteklenmemekte idi. refah, içe dönük bir muhâfazakarlık düşünmekte idi, şimdiki iran kafası. oysaki akp gizli gündem maddeleri ile özelleştirme adı altında ülke kaynaklarını resmen bir sömürge yurduymuşcasına yabancı küresel güçlere yok pahasına verdiği, karşılığında ise koltuk güvencesi almakta olduğu yönünde çok ciddi şüpheler bulunmaktadır.
basite indirger isek hükümet, hakkında kapatma davası açılması sonucu bu davayı göğüsleyemeyeceklerini farkedip mevcut gücün de kendilerinde olması nedeniyle bir daha bu "iş kaza"sıyla uğraşmamak için, sırf kendisini güvenceye almak için yasa çıkartmayı düşünen bir hükümettir ve en az ideolojileri kadar iğrenç insanlar tarafından da desteklenmektedirler.
adalet ve kalkınma partisinin, adalet kısmının göstermelik olduğuna, kalkınma kısmının da kendi menfaatleri isin icine girince tamgaz devam ettigine en güzel örnektir.
parti kapatmayı demokrasi suçu olarak gören akp nin, kapatılma davası sürerken yapacağı bu anayasa değişikliği girişimi, kendisinin o çemkirdiği demokrasiden nasıl ve ne kadar anladığının göstergesidir. demokrasi eleştirilere, yapılan yasal suçlamalara tahammül göstermektir. ama demekki demokrasi akp için sadece bir araç. zaten bunu başbakanları demişti daha önce. işine gelince kullan, işine gelmeyince bu anti demokratik bir harekettir naraları at. iddianamedeki suçlamalarla ilgili olmadığını düşünüyorsan, kendine güveniyorsan, o bas bas bağırdığın demokrasiyi uygula da yargının vereceği kararı bekle. ama demekki iddianamedeki suçlamalar bir yerlerini acıtıyor olmalıki, akabinde böyle bir anayasa değişikliği yapma girişiminde bulunuyorlar.
ne yapsak, akp nin dava sürerken böyle anti demokratik bir anayasa değişikliği girişimine karşı, onlara bir demokrasi ödülü daha mı versek? güzel olur değil mi? o zaman sahneye bu sefer abdullah gül'ü değil, recep tayyip erdoğan'ı davet ediyoruz.
adama sorarlar "sen değil miydin sayın başbakan maç başladıktan sonra kurallar değişmez diyen". zaten bilmiyor muyuz akp'nin takiyye ile yönetildiğini biz bunu da yaparlar.
Ben şunu da bekliyorum eğer yakında akpliler cinayet işlerse yargılanmayacaklar diye de bir kanun çıkarsa şaşırmayın.
Faşizm tam olarak budur arkadaşım. Faşizm bu'dur !
zannediyorum bu da işe yaramayacak. neticede bu anayasa değişikliği de anayasa mahkemesinin önüne gidecek. sonuçta olay anayasa mahkemesinde bitiyor. görünen köy kılavuz istemez: akp kapatılacak! yavaş yavaş buna kendinizi hazırlayın.
ama kapatılsa da bir şey değişmez. bir daha ki seçimlerde açılan yeni parti yüzde 60'la iktidara gelir. her şey kaldığı yerden devam eder. 2008 "kayıp yıl" olarak geçer.
haftaya tekrar gündeme gelecek olan değişiklik. parti kapatmak için partinin şiddete bulaşmış olması şartı aranacak. bunun yanında seçim barajı yüzde 5'e inecek ve türkiye milletvekilliği kavramı getirilecek.
dtp'nin elindeki erken seçim kozunu almaya yönelik manevradır. anayasa'ya göre meclisin yüzde beşi'nden yüksek oranda boş sandalye varsa seçime gidilir. dtp meclis kulislerinde; eğer partileri kapatılırsa, bütün milletvekillerinin istifa edip ülkeyi seçime götüreceklerini söylemektedir. bunu engellemek için akp anayasal değişikliğie gidiyordur. tabi bu sebeplerden biridir sadece. akp kendisini de sağlama almak istiyordur elbette.
(bkz: ankara dedikoduları)
akp'yi değil dtp'yi kurtaracak anayasa değişikliği. dtp'nin kendini nimetten sayması bazı şeyleri görmenize engel olmasın. bu anayasa değişikliği akp'nin zararınadır. çünkü baraj yüzde 5'e düşerse meclise daha fazla parti girecek ve sandalye sayısı azalacaktır. tabi türkiye milletvekilliği kavramı da akp'ye sandalye kaybettirecektir ama akp'nin kendisi için değil ülke için çalıştığı ortadadır.
Bu hafta sunulan pakette bulunan maddelere yorumum. Malum dis guclerinde onayi esliginde hazirlanmistir. Mahkeme kararlarini etkilyebilecek mahkemenin icinde modern juri sisteminin halkdan kisiler yerine bilinen saygin akademisyenlerin bulunmasini uygun goren maddeyi kapsayan paket oldugunu saniyorum. Maddeye olan tepkinin ulkemizin ic islerine cok fazla karisma isteginde olan kurumlarin bulunmasidir. Cok seffaf olunmasi gereken bir surecde yeterince seffaf olunulmamaktadir.