akp li bazı aymazların yaptığı yorumdur ki buna maliye bakanları da dahil. ha bu arada ekonomiden sorumlu bakanları da nazım ekrem de bozulmaz, ekonomiye birşey olmaz dedi, kulağını çektiler aynı gün, ağız değiştirdi hemen zira oynayabilecekleri tek at ekonomi iyi gidiyor yalanı kaldı.
ekonominin iyi gittiği yalanlarını bir yana bırakalım da şuna bakalım, iran da ekonomik kriz oluyor mu?
bence hayır, oluyorsa da kimse dile getiremiyor zira özgürlük yok.
biz de öyle yapalım, ekonomi bozulmasın diye şeriatla yönetilmeye bile razı olalım, ülkemiz işgal edilse de sesimizi çıkarmayalım, bankalarımız satılsa da susalım, petkim, thy, telekom satılsın, tvler araplara, radyolar abd lilere satılsın, elimizde birşey kalmasın, şeriata geçelim ama ekonomi iyi gitsin...
ne ekonomiymiş be, herşeyden önemli, demokrasiden, bağımsızlıktan, şeriattan, atatürkten...
zengin ve köle olacağıma, hür ve fakir olurum. zengin bir türk-arap olacağıma, fakir bir anadolulu olurum, türk olurum. zengin ve şeriatla yönetileceğime fakir bir laik-laikçi olurum.
palavladır, doğru değildir diye cevaplandırılabilecek argümandır. ekonomiyi akp'nin düzelttiği kanısının saçmalığını gösterir. aksine özelleştirmelerin hat safhada olduğu şu günlerde "hiç bi b.k değişmez" demek daha da yerinde olucaktır.
bunu diyenlerin bunları diyebilmeleri için borsanın yüzde 70inin yabancılarda olduğunu bilmemeleri lazım ama oda imkansız zaten kendileri sattılar. amaçlı ve boş söylemler. üstelik birde maliye bakanının bunları söylemesi çok yazık. bundan ekonominin etkilenmeyeceğini en iyi kendisinin bilmesi gerekir çünkü.
ekonomi zaten 2008'in ilk günlerinden beri kötüye gidiyordu. adamlar aylar önce uyardı, bu politikayla 2008'i çıkartmak zor, mevcut hükümetin bir "b" planı olması gerekir..." denildi.
daha geçen hafta hem de akp'nin atadığı bir bürokrat olan merkez bankası genel müdürü açıklama yaptı: "böyle giderse bir sonraki adım devlet kasasının iflas vermesidir" dedi.
birileri halan daha ekonominin boka sarmasını "akp'ye açılan davaya" dayandırıyorsa, o kişi ya gerizekalıdır ya dünyadan bir haber yaşıyordur ya da bilinçli yapıyordur bunu.
uzun vadeli bir ekonomik düşüşten bahsetmek tamamen akp lehine proaganda yapmaktan ibaret olsa da kısa vadede büyük bir dalgalanma yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
zira bir ülke ekonomisinin, o ülkenin iktidar partisinin kapatılmasının gündeme gelmesine kayıtsız kalmasını beklemek ekonomiden anlamyanların iyimser dileklerinden başka bir şey değildir.
bu durumda bizlere de önümüzdeki günlerde yaşayacağımız muhtemel ekonomik dalgalanmalardan dolayı %47'ye teşekkür etmek düşüyor.**
bu konuda şöyle bir komplo teorisi de kulaktan kulağa dolaşmaktadır ki geçmişte benzer olayların yaşandığı da görülmüştür...
bilindiği üzere akp türk siyaset tarihinin en liberal partilerinden biri. yapılan özelleştirmeler ve artan yabancı sermeye oranı ortada. teori ise şöyle:
akp'nin kapatılamasının gündeme gelmesi özellikle yabancı yatırımcıları* tedirgin edecektir haliyle. bunun sonucu olarak da söz konusu kapatma davası sırasında yabancı sermayenin büyük elleri tarafından gerçekleştirilen bir operasyon ve piyasalarda şok etkisi yaratacak ani bir nakit çıkışı... ve tabi ki ardından gelen büyük bir ekonomik kriz. *
akp'lilerin açıklamaları da gösteriyor ki onlar minarenin kılıfını çoktan hazırlamışlar. gerçekleşmesi muhtemel bir ekonomik kriz için birilerini suçlamaya başladılar bile. koltuğunu sağlama alma uğruna ülkenin varlıklarını satmanın böyle getirileri var tabi...
ekonomiden kasıt sıcak paradır. sıcak paranın tehlikeyi sezmesi durumunda yaklaşık 100 milyar dolar civarında bir paranın ülkeyi terketmesi söz konusu. bu durumun sorumlusu olarak her ne kadar başsavcıyı gösterseler de temelde akp'nin sıcak para gelsin, düşük kur yüksek faiz politikasından ileri gelmektedir. sıcak para kaçarsa borsa dibe vurur, cari açık 200 milyar doları aşar, enflasyon %120'lere çıkarsa o zaman akp; (bkz: ben nerede yanlış yaptım) şarkısını söyler durur. olan tabi ki yine halka olur
diken üstünde olan türk ekonomisinin hapşurmakla bile kriz çıkarması nedeni ile, oluşan dengesizlik ki bir de kapatılan hükümet partisi ise vay aman vay, yastık altından çıkan paraların tekrardan yastık altına girecek olduğu durum.
5 mart 2008 cuma günü yapılan toplantılarda, ekonominin kötü olduğu, merkez bankası'nın faiz artırımına gideceği, riskin en minimal düzeyde tutulması için bankaların yönetim kurullarıyla hükümetin mevcut maliye bakanı arasında yapılan toplantılarda 14 mart 2008 cuma günü'ne kadar gerekli tedbirlerin alınması görüşülmüştü. tabi bu gibi olaylar vatandaşa yansıtılmaz haliyle. dolayısıyla 14 mart'tan evvel "eğer akp'nin başına doğa üstü bir felaket gelmezse kendi iplerini çekeceklerini" ve "eğer uluslararası bir hadise meydana gelirse de hükümetin bu ekonomik gidişi bu olaya paslayacağını" ve dolayısıyla işin içinden sıyrılmaya çalışacağını yazmak istemiştim.
malumunuz açılan kapatma davasıyla birlikte sanki bu toplantıların, kriz bekleniyor tedbirlerinin hiçbirisi yaşanmamış gibi akp ve yandaşlarının eline muhteşem bir koz geçti. artık salya saça saça "ülkeyi bu hale siz getirdiniz"e denk düşürmeye çalışıyorlar yaşanan kötü ekonomik gidişi.
yaşanan ve/veya yaşanacak kriz tehdidinin bununla alakasının olmadığı gibi, olayın vukuu bulmasından evvel bankaların harıl harıl faiz hesaplamaları yaptığını da tıpa niyetine ortaya koymak isterim ki açılan gediklerini kapatmak isteyenler olabilir.
zaten bozuk olan ekonominin faturasını başkasına kesme yoludur. sanki her şey güllük gülistanlıktı da şimdi bombok olacak. yerse derler millet olarak kesin yeriz.
Ak partinin hedef gösterme ve sorumluluk almama konusunda ülkeyi yönetmekten daha becerikli olduğunu gösteren düşüncedir.türban için anayasa mahkemesini, ekonomi için başsavcıyı hedef gösteren zihniyetin ben yapmadım miki yaptı diyen barıştan ne farkı vardır. çoğunluğun oyuyla başa gelen bir parti oy vermeyenleri mutsuz ediyor ve sadece kendisine oy verenlere hizmet ediyorsa bunun adı oligarşidir demokrasi değil.
ekonomi zaten bu kadar kötü durumdayken Akp'nin üstüne yatacağı şahane bir bahane ve iddia sıfatı taşır. aptalız ya biz, ekonomi şahaneydi zaten ne zam ne işsizlik ne dış borç ne bişi herşey güllük gülistanlıktı, dava açıldı birden dış borçlar kabardı vs.. vs.. Ama oldu mu şimdi (?!!)
bir partinin anayasaya aykırı eylemlere sahip olması, rejime ve rejimin temel unsurlarına kastetmesi kapatma sebebidir ve hiçbir dış sebep(ekonominin bozulması gibi) anayasanın uygulanmasına engel olmamalıdır.bu da demokrasinin ve rejimin kendini koruma mekanizmasıdır.
demokrasi kelimesini bu kadar çok kullananların en büyük demokrasi karşıtları olması ne kadar manidar.
bir ihtimaldir ki gerçekleşmeyeceğine inananların 2000 krizinde açlıktan ağızları kokuyordu. yazar kasalar başbakanların önüne atılırken car car bağıranlar da gene bunlardı. şimdi ne olduysa unutmuş gibi görünüyorlar o günleri. allah esnafımıza tekrar kepenk kapattırmasın.