Parsek -yaklaşık 30 trilyon kilometrelik bir uzaklık birimi- evrenin boyutlarını algılayabilmemiz için karşımıza daha uygun bir yol olarak çıkıyor. Bir yıldıza olan uzaklığı bulabilmek için, gökbilimciler nirengi adındaki metodu kullanıyorlar. Bunu siz de hemen şimdi deneyebilirsiniz. Bir parmağınızı yüzünüzün önünde tutun, uzaktaki bir şeye odaklanın ve bir gözünüzü kapatın. Şimdi gözlerinizi değiştirin. Gözlerinizi açıp kapatmaya bu şekilde devam ederseniz fark edeceksiniz ki parmağınız sanki ileri geri dans edermiş gibi görünüyor. Elbette, bu bir illüzyon. Parmağınız aslında hareket etmiyor sadece her iki gözünüz de parmağınızı farklı bir açıdan görüyor, bu yüzden de arka plana göre parmağınızın konumunun değiştiğini sanıyorsunuz. Bu olaya Yunancada değişim anlamına gelen paralaks deniyor. Eğer parmağınızın, hareket ettiğini sandığınız bu açıyı ölçerseniz, parmağınızın yüzünüzle olan uzaklığını bulabilirsiniz. Aynı şekilde gökbilimciler de açıları ölçerek yıldızlara olan uzaklığı ölçebiliyor. Tabi ki gökbilimciler gözlerini kapatıp açmak yerine Dünyanın güneş etrafındaki dönüşünü kullanıyorlar. Örneğin, bir yıldızı Ocak ayında gözlemler ve sonra ona Temmuz ayında tekrar bakarsak, Dünya yörüngesinin yarısını kat etmiş olacaktır. Böylece yıldıza aralarında 300 milyon kilometre olan iki noktadan bakmış oluruz. Eğer yıldız gerçekten yakın ise, hareket etmiş gibi görünecektir. Bu paralaks açısı, Dünyanın yörünge büyüklüğüyle birleştirilirse gökbilimciler bu yıldıza olan uzaklığı ortaya çıkarabiliyor. Bahsettiğimiz açılar aşırı küçük olduğu için derece birimi bu ölçüm için pratik bir çözüm olmaktan çıkıyor. Paralaks açıları genellikle açısal saniye cinsinden ölçülüyor. 1 derecede 3.600 açısalsaniye bulunuyor. Daha kolay anlayabilmeniz için şöyle de diyebiliriz: Bir açısal saniye ortalama bir saç telinin 20 metre öteden görülebilen genişliğine eşittir. Ve parsek birimini ölçüm olarak kullanmamıza gelince: bir parsek, paralaks açısı bir açısal saniye olan bir objeye olan uzaklıktır.
ilk olarak 1913 yılında ingiliz Gökbilimci Frank Dysonın makalesinde ortaya çıkan terim yerini korumayı bildi. Eğer 1/2 açısalsaniye paralaksa sahip bir yıldız görürseniz o 2 parseklik bir uzaklığa sahiptir. Bu 1/3 açısal saniyeye çıkınca uzaklık 3 parsek oluyor ve böylece gidiyor.
Kısaca, gökbilimciler parseki matematiği kolaylaştırdığı için çok sevdi!
Bir parsek, yaklaşık olarak 30 trilyon kilometre ya da 19 trilyon mile eşit. Bu, üç ışık yılından biraz daha fazla demektir. 1977'de fırlatılan Voyager 1 uzay aracı insan eliyle yapılmış Dünyadan en uzak cisim olma özelliğini taşıyor. Ve bu aracın parsek cinsinden Dünyaya olan uzaklığı 0,0006 parsek kadar. Güneş'e en yakın yıldız olan kırımızı cüce, Proxima Centaurinin uzaklığı yalnızca bir parsekten biraz fazla. Aslında bu bizim galaksimiz için gayet tipik bir uzaklık- her kübik parsek için bir yıldız- ama bu her nokta için geçerli değil. Küresel kümelerin merkezlerinde, bu yoğunluk 100 yıldızın üstüne çıkabiliyor!
Galaksimizin merkezi, Sagittarius takımyıldızının yönünde bizden 8.000 parsek uzaklığında bulunuyor. Bizimkine en yakın spiral galaksi olan Andromeda Galaksisi ise yaklaşık olarak 800 kiloparsek ila 1.000 parsek arasında bir uzaklıkta bulunuyor. Daha büyük ölçümlerde, gökbilimciler megaparsek hatta gigaparsek terimlerini kullanıyor. Bu da sırasıyla bir milyon ve bir milyar parsek anlamına geliyor. Bu ölçümler genel olarak büyük oluşumların ölçümlerinde kullanılıyor. Virgo Kümesi, bizim bulunduğumuz grubun binlerce galaksi ötesindeki küme, bizden 16 megaparsek uzakta yer alıyor. Işık hızında yolculuk edebilseydik bile oraya varmamız tam 54 milyon yıl sürerdi. Görünür evrenin -kozmik ufuk- köşesi bizim görüş alanımızın sınırı demek oluyor. Ve bu sınır 14 gigaparsek uzaklıkta bulunuyor. Bu da 46 milyar ışık yılı demek. Evren henüz bu sınırın ötesindeki ışığın bize ulaşmasına yetecek kadar yaşlı değil. Bu yüzden de daha ileride neyin olduğunu bilmiyoruz. Büyük ihtimalle biz oraya ulaşana kadar da bilmeyeceğiz. Voyager 1 ile bu yolun katrilyonda 40lık (4×10-14) miktarına eriştik!