tüm oyuncularının sakin, durağan, türk dil kurumuna uygun sayılır bir dille konuştuğu, gerçekleri yansıtmayan makyajsız bayanların bulunmadığı, izlerken insanı boğan bir yapısı olan, sürekli şiddet, gerilim içeren saçma dizidir.
izlemekte olduğum en güzel dizidir. Sinop cezaevindeki kadın koğuşunda yaşanan olayları gerçekçi biçimde yansıtan, kimi zaman hüzünlendiren, kimi zaman güldüren, her kahramanının dramatik bir öyküye sahip olduğu atv dizisidir.
son bölümde cezaevinde başlayan öldürücü salgınla beraber onlarca mahkum hastaneye kaldırılmış, içlerinden ölenler olmuş ve cezaevi karantinaya alınmıştır. dizinin en talihsiz ismi ise müfettiş ahmet'tir. geldiği günden beri gardiyan ekrem, savcı tansel, annesi ve balıkçı sevgilisi arasında kalmış, üzerine de cezaevinde yaşanan kötü durumlar eklenice adamın psikolojisi allak bullak olmuştur. bakalım yeni sezonda neler bekliyor izleyicilerini.
güzel bir sezon finaliyle ekrana gelen dizi. o değil de bu dizide ekrem gardiyanına hastayım yahu. bir insan bu kadar gerçekçi rol kesebilir pes doğrusu. gerçekten müthiş bir oyunculuk.
gördüğüm anda üzerime bir gerginlik, bir tedirginlik çökerten dizidir. son derece psikopattır. kurtlar vadisi bunun yanında teletabi kalır benden söylemesi.
(bkz: oz) u izleyip prison break ve parmaklıklar ardından zevk alamamak. gibi bir şeydir o zaman önce (bkz: oz) u izlememek lazımdır. bunlar basit kaçar.
her perşembe ekrana bağlayan dizi. onun bunun eleştirilerini takmamak gerek. daha önemli daha izlenen daha saçma dizilerde bile ne gariplikler oluyor. izlediğim tek dizi diyebilirim. muhteşem bir kadro , hakkını veren oyuncular. daha ne olsun ki .
bir hapishane dizisi olmakla birlikte aynı zamanda tıbbi facia olan dizilerimizden biridir.. tamam yakınından kıyısından tıbbi sorunlara da el atmak için bir doktor koymuşsunuz oraya da bir de senaryoyu yazmadan önce keşke tıbbi bilgileri olan birine danışsaydınız e bre gafiller dedirten sanat eseri.. misal bölüm bilmemkaçta düşük yapmak için uğraşan güzel kızımızın kanamasının bir hapishane doktor odasında kadın doğum uzmanı olmayan bir doktor tarafından şak diye durdurulabilmesinin, yine aynı şartlarda kan grubu tayini, hepatit hiv vs. tetkikleri yapılmadan kan transfüzyonu yapmayı becerebilmenin (ki o şartlar kan transfüzyonu için gerekli ekipmanı da bünyesinde bulundurmayan şartlardır), yine kadın doğum uzmanı ve gerekli ekipmanı olmayan doktorun ultrasonik gözleriylen bebeğin yaşadığına kanaat getirilebilmesinin ve de tedavinin yeterliliğine karar verebilmesinin mümkün olduğu bir baş yapıt.. hayır senaristlerimizin olduğu kadar, bu yakışıklı doktorumuzun da bu tarz bir tıbbi danışmandan doktor nasıl olunur, ne yer,ne içer, nasıl bakar diye önceden bilgi almaya ihtiyaç duyduğu gözümüzden de kaçmış değil.. onu da üzerine basarak belirteyim..
bu dizide kimse kimsenin dostu değil, arkadaşlık yok, mucizelere ve haksızın en nihayetinde hakkına kavuşmasına, kötülerin cezalandırılmasına falan yer yok. kimse "kahraman" olmak peşinde değil. kimse güzel değil, karizmatik değil, hayran olunası değil, mükemmelik yok, melek değil kimse. karakterlerde acıma duygusu diye bir şey zaten yok. gerek gardiyanlar, gerek mahkumlar, hepsi birbirinden psikopat.
iç karartıyor, çünkü gerçekçi.
--spoiler--
o cengiz denen gardiyan dışarda romantik bir aşık (beray) olabilirken, hapishaneye adım atınca duygusuz, kaya gibi sert ve acımasız biri haline geliyor, kadın mahkumları hücrelerinde ölesiye dövebiliyor. veya o gülten denen kadın, evde yatalak annesinden 5 yaşındaki bir çocuk gibi tırsıyor ama işyerinde mahkumlara kan kusturuyor.
diğer dizilerde olduğu gibi hiçbir kadın karakter "seksi" kıyafetlere bürünmüyor, makyajları yok, bu tür şeylerden olabildiğince uzaklar. mesela hapishane müdüresini canlandıran özlem düvencioğlu; daima siyah bir takım ve sade saçlar.
bizim türk dizilerinde meşhurdur, en fakir fukarası bile makyajsız, son model kıyafetleri olmadan dolaşmaz, bir giydiğini bir daha giymez, saçlar fönlüdür daima. ama burda böyle değil. klişeler pek yok bu dizide.
kolpa dram dizilerinin yanında* büyük fark yaratan dizidir. ajitasyonla dolu zorlama ağlatmaya yönelik dram hikayelerinin aksine gayet sert bir dil hakim diziye. yine dram hikayeleri var, ama acıma duygusu yaratmadan, ajitasyon yapmadan anlatılıyot. bazı gerçekler sert bir şekilde önümüze koyuluyor. senarist ve yönetmeni tebrik etmek lazım. kaliteli dizi vesselam.
bir de arada arkada çalan muhtemelen balkan veya karadeniz tarafından bir dille söylenen şarkı nedir ki acep?
düzenleme: kazım koyuncunun bir parçası muhtemelen, sonda kendisine teşekkür ediliyor. fakat adı nedir acaba..