yüzsüzlüğün sınırlarını zorlayan ve bankta oturan ben ve arkadaşlarımın midesini bulandıran şerefsiz çocuk üstüne üstün bana bakıp gülmekte bir yandan da sıçmaktadır.bir elinde ıslak mendil haydi hayırlısı ...
küçükken (yaş 10-12) arkadaşımla beraber böyle bir duruma şahid olduk. çocuk bildiğin sıçıyor parka. üstelik eskişehir gibi bir yerde hem de merkezde.
hemen çocuğa arkadan yaklaşıp sıçtığı bokun üzerine otutturduk. çocuk ağlamaya başladı. annesi çıktı balkondan. bağırmaya başladı. manyak karı parkın ortasına sıçan çocuğuna kızacağına bize bağırıyordu. biz de kaçtık ordan.
ailesi, ebeveynleri, onu yetiştiren insanlar, çocuğa ahlak kurallarını; nasıl davranılacağını öğretmediyse çocuk tabikide gider parkın ortasına da sıçar, yolun ortasına da sıçar. hiç bi suçu yoktur onun. suç başkalarında aranmalıdır.
sıçmaya devam et çocuğum sen. nasıl olsa başkaları da ağzımıza sıçıyor...
aslında suçlu olmayan çocuktur. dediğim gibi çocuktur sadece. asıl suçlu ise ona o terbiyeyi vermeyen ailesidir. bunun bir üst versiyonu için. (bkz: havuza sıçan çocuk).
Kendini doğal ortamında hissetmiş insanımsı * varlıktır. Doğal ortamına kavuşabilme aşkının yanına çocuk olması eklenince pekte ses çıkarılmayacak olaydır.
izmir'de mimkent'in aşağısında ki parkta aynen yaşanmış olay:
bundan 7-8 yıl önce geldi bir 5-6 yaşlarında çocuk. hayvanlar gibi koşturuyo parkta bende oturuyodum bankta. çocuk hayvan gbi tepiniyo salıncakta falan. en sonunda çocuk gitti kaydırağın dibine sıçtı oracığa gözlerime inanamadım.
dedim: olm sen hayvanmısın?
çocuk: ne lan* annem pazarda bokumda geldi naapsaydım?
bn: yanımdaki çocukla gül gül ölmüştük.