döver, ağzını burnunu kırarım diyen yazar arkadaşlar. belli ki hiç mahkemeye düşmemişsiniz.
yaparsınız, yapamazsınız demiyorum ama buna mahkemede pişman edilirsiniz.
işin ahlaki yönü başka hukuksal yönü ise bambaşka.
verdiğin borç parayı bile döverek almaya çalış bakalım neler oluyor. o yüzden mahalle külhanbeyliği yapıp döverim, asarım, keserim demek yerine ilgili merciye şikayet etmeyi tercih edin.
zira mahkemede hakimin size diyeceği tek şey şudur. “sen hakim misin, sen kanun musun ? “
herkes kendi hukukunu sağlamaya kalkarsa emin olun taş üstünde taş gövde üstünde baş kalmaz. mantık ve zeka en büyük nimettir, e tabi bilene.
siz hiç benim türbansız bacılarıma diye başlayan mağduriyet konuşması dinlediniz mi?
dinlemediniz.
çünkü türbansızlara kimse kutsiyet atfetmiyor.
mangalda kül bırakmayıp allahı en çok bizim sevmemiz sahtekarlığı sergilemiyorlar.
o yüzden başına bez bağlayıp gelenin geçenin altına yatanlar haber değeri taşıyor. bu central parklı abd vatandaşları değil.
verse nefessiz yaparsın ama parkta olunca laf yapıyosun senin de zihniyetini biliyoruz başlığı açan eleman...
insan nerede olursa olsun insandır. bu insancığımız, amerikada suç işlediyse bu amerikanın kötü bir ülke olduğu anlamına gelmiyor. insan ya her yerde iyidir ya da her yerde kötüdür.
tanım: evet bokunu çıkarmışlar apaçık belli. ulu ortada öyle bir kepazelik yapılmaz.
