eskiden istanbul yokuşlarında parke taşları döşeli olurdu. bu işin ustaları, taşları, hafif bir yayın en tepesi yokuşun üst tarafına gelecek biçimde kavisli olarak döeşerlerdi. bu şekilde yokuş yukarı çıkan arabaların tekerleklerinin taşları kolayca yerinden sökmesi engellenirdi. ( aynı taş kemerlerdeki en tepedeki kilit taşının kemeri tutması gibi. )
parke taşlarının üzerinden akan sular taşların arasından sızarak yok olduğu için yokuşta sellenme önlenirdi.
kışın parke taşları karları tutar, taşların üstü bombeli olduğu için, yolu, doğal bir zincir serilmişçesine kayganlaşmaktan korurlardı.
tabi parke yola tramvay rayı döşemekte çok daha kolay olurdu.
eski kentlerin tarihi dokusuna ve ruhuna en uygun döşeme parke taşlarıdır. bu sebeple avrupa'da pek çok ülkenin pek çok kentinde sokak ve caddelerde 500 yıllık parke taşları aynı şekilde korunuyor. asfalt su geçirmez, sellere neden olur ama parke yol suları geçirir, daha yararlıdır.