Madem konu mitolojiye geldi bir hikaye de benden gelsin.
Hikaye kaz dağlarının eteklerinde geciyor.
Bu yargı dünya üzerinde bir erkek tarafından verilen kararla yapılan ilk güzellik yarısması. Bu yarısmanın akabinde de truva savasları başlıyor neyse biz hikayemize dönelim.
Kaz dağlarında zeus un öncülügünde bir dügün tertip ediliyor. Kral peleus ile su tanrıçası thetis in. Dügüne herkes davetli kavga ve karmaşa tanrıçası bik bik ay pardon eris hariç.
Eris durur mu, bir altın elmayı dagların eteklerine yuvarlayıverir. Üzerinde en güzele yazmaktadır. Ve bu elma kimcagızların önüne düser, tabiki 3 güzeller afrodit, athena ve hera.
3 hatunun içine bir onaylanma duygusu yükleniverir. Zeus 3 ölümsüz hatunun arasında kalmak istemediginden hermese soylu bir ölümlü bulma görevi verir. Jüri olarak yani. Ve bu çapsız paris cıkagelir.
Tabi böyle 3 ölümsüz tanrıca arasından en güzeli onun sececek olması parisi moda sokar.
Hera ve athena en güzel giysilerini giyer takıları takar. Afroditse yarısmaya cıplak katılır cok güveniyor zaar güzelligine.
Hera parise sonsuz zenginlik, asya ve avrupa krallıgı teklif ediyor. Athena ise bilgelikle kutsanmış güclü bir komutan olmayı vaad ediyor. Afrodit ise dünyadaki en güzel kadını vaad ediyor.
Sizce uludag sözlük ergen yazarları gibi paris kimin teklifini kabul ediyor. Ehehe afroditin tabi.
Böylece parisin yargısıyla tüm tanrı ve tanrıcalar afroditin en güzelligini onaylıyor. 3 tanrıca da birbirine düşman oluyor.