paris

entry416 galeri149 video4
    41.
  1. Kararlaştırdıkları gibi 6 ay sonra Viyana'da buluşamamış fakat 9 yıl sonra artık birer mutsuz-yetişkin olarak karşılaştıkları; yine hayata dair fikirlerini paylaşarak dolu dolu bir gün -kimbilir belki de daha fazla ;) - geçirdikleri ve birbirlerini yeniden buldukları şehir; Paris... (Before Sunset)
    2 ...
  2. 40.
  3. istanbul, londra ve moskova ile birlikte avrupa'nın dört büyük şehrinden biri.
    1 ...
  4. 39.
  5. sacrifice ile birlikte anılabilecek en güzel k. iskender şiirlerinden biri..

    paris
    bu kartı sana paris ten atıyorum

    çok türkçe bir aşkın ortasında
    çok türkçe bir yağmurun mağarasında
    çift kâğıtlının son dumanına sinen erezyonda
    kelimelerden
    beni aşağılayan, bir hiç yerine koyan kelimelerden
    ve tehlikeli, korkunç hayvanlardan kurtulduğum,
    kendime doğru
    bir çıkış yolu bulduğum
    güzel bir zamanda..

    bu kartı sana paris ten atıyorum:

    bugün mavinin ayrı bir havası
    bugün rüzgârın özel bir şıklığı var,
    bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim!
    bugün kuşlarla senden, senin
    o çok efkârlı ellerinden konuştuk uzun uzun
    bugün kuşlarla senin resmini çizdik
    bütün karakol duvarlarına
    biraz sandviç yedik, biraz su içtik seni düşünerek
    allahına kadar fırlamaydık senin anlayacağın
    bugün kuşların yaşgünü çünkü sevgilim
    bugün kuşlara senin ismini armağan ettim!

    gereksiz eklem ağrıları ve kriz değil midir
    ışıksız gözlerime bir nebze kan
    pul pul olmuş tenime enjektör kapanları kuran,
    duran
    sonra yürüyen
    sonra bir daha duran
    seyyah kalbime tüm ihtişamıyla boşalan
    hap niyetine sıcak elektriğin doludizgin sersemliğinde
    üşürken, açken
    kolları kısa ceketimin yakalarını kaldırırken
    sorgumda soruyorum bunları, hep soru kalanları:
    niye ayrıldık (cevabı kullanılmış, aids riski taşıyor)
    nasıl sustuk (cevabı, kalabalık getto masallarında)
    niçin birbirimize çarpa çarpa bir suça ortak olduk
    şimdi hangi dozda hangi ekolde zırvalıyorum
    sokaklarda mora mor çalan dönme bir gitaristken
    koşabiliyor muyum, nefes alabiliyor muyum, sıçabiliyor muyum
    dehşetli yerlerimden
    en karanlık gizlerimden çalakalem vurulmuşken
    otuz üçünde kahpe bir anarşist
    sırtında yetmiş yedi hançer yarası
    bir polisten tokatlanmış magnum ve ben
    gece camlarını, orospu .mlarını yumruklarken
    ya da

    çıplak ayaklarımla boş ilaç şişelerini ezerken
    her yer, herşey kırmızıya boyanırken duruluyorum
    ölmek üzere olan birin üstünde dönenen
    puşt akbabalar gibi yüzümün üstünde dolanıyor ruhum!
    bu kartı sana ben
    sanırım
    paris ten atıyorum!

    mamafih,
    niye gelmişim, nerden gelmişim, neden burdayım
    sanki
    ekmeğe karışmışken toprağı özleyen buğdayım!
    sevgilim, ben ne soysuz bir adamım -ki
    kopan mi telinin yerine kurumuş bir gözyaşı takıyorum
    evet! evet!
    koşuyorum, yuvarlanıyorum, bağırıyorum, ağlıyorum
    faşizme yenilmişken
    avla avcının mesafesi daralmışken
    otuz üçünde bozguna uğramış bir devrimci
    kıçında yetmiş yedi .azrak yarası
    bu kartı sana ben
    büyük ihtimal
    paris ten atıyorum!
    5 ...
  6. 38.
  7. tc' deki çoğu müzede var olan bir uygulamadan yola çıkarak louvre müzesi' ne girerken cahillik yapıp bütün digital ekipmanlari içeri girmeyecek olanlara teslim etmemeniz gereken yerdir. *.
    champs-elysees' te yürürken louis vuitton mağazasının vitrinindeki abuk çanta heykeline 1 saatten fazla süre bakmamanız gereken yerdir.
    ayrıca akşam kızıllığında sean nehrinde gezintideyseniz ve özgürlük anıtı' nın küçültülmüş versiyonunu görünce millete kakalama istegiyle dolduysaniz, adam gibi fotograf cekip fonda eiffel kulesini kullanmamanız gereken yerdir.
    ha bir de yakın zamanda gidecek ve hunchback of notre dame filmini izlemiş minik bir tanıdığınız varsa, kilisenin etrafında görmesi muhtemel sıradan bir kambur vatandaşa parmağıyla anne babasına işaret edip aaa quasimodo diye bağırmamasını tembihlemeniz gereken yerdir. *
    disneypland' da şekerli patlamış mısır komasına girmemesi için uyarmanız gereken yerdir. tarzan müzikalini izleyince şayet minik bir kızsa yurda dönüşte kendini jane sanıp lambaya halat bağlamamaya çalışmasını öğütlemeniz gereken yerdir.
    ve evet paris' te aşk başkadır çünkü herkes ikinin katıdır ve bu hadise tek sayı olanlara zıt kutup etkisi, çift sayı olanlara da kuvantum fiziği ayrılmazlık ilkesi ispatı yapmaktadır.
    2 ...
  8. 37.
  9. +23 haziran 1940 da sordular seni neredesin?
    -Eau De Parfum almaya gittim gelecem
    2 ...
  10. 36.
  11. dunyanin en guzel sehiri oldugu idaa edilen yer.
    1 ...
  12. 35.
  13. brükselden önce avrupa birliği parlamentosuna ev sahipliği yapan şehir...
    1 ...
  14. 34.
  15. 33.
  16. dünyanın en planlı şehirlerinden, çok sayıda arap ve ortadoğuluya ev sahipliği yapar.
    1 ...
  17. 32.
  18. 31.
  19. her aptal turistin ölmeden bi kere görmesi gereken şehir..

    şarabın rengi paris'in rengine karışıyomuş yok daha neler...

    paris dünyanın en iyi pazarlanan şehridir...

    alın o kuleyi de...
    2 ...
  20. 30.
  21. gidilesi, gezilesi, görülesi fakat yasanmayasi. *
    1 ...
  22. 29.
  23. "her insanin olmeden once mutlaka gormesi gerekir" dedirten bir sehir... ayrıca parfümeri dükkanları ilginç fransa şehri.
    2 ...
  24. 28.
  25. dunyanin en romantik sehri. sevgiliyse gidilmezse mundar olur.10 uzerinden 10 bin..
    2 ...
  26. 27.
  27. 26.
  28. 25.
  29. romantik mi romantik, her kızın balayına gitmek isteyeceği şehir.
    1 ...
  30. 24.
  31. bir çok kişinin yolu buraya çıkar, özellikle şu günlerde ermenilerin .
    1 ...
  32. 23.
  33. paris

    her seyiyle mukemmel bir kent kesinlikle degil. metro sebekesi oldukca iyi ama metrolar eski ve bakımsız, çiş kokuyor. ayrıca sehrin cogu yeri de çiş kokuyor. hepsi degil ama cogu park ve bahce çiş kokuyor. fransızların pisliginden bahsederlerdi, gormus olduk; ama paris artık fransızların egemenliginden cıkmıs; hatta arap ve uzakdogulu gormekten bu sehirde fransız yok mu diye dusunmeye baslamıstım. geceleri champ élysees*de zengin -kıro- araplar dolasıyor. cok da pahalı bir sehir.

    tamam cok kotuledim; insanları bosaltıp sehri gezerseniz cok guzel. tarihi mirası cok zengin, korumayı ve kazanca cevirmeyi de bilmişler, binalar cok guzel. yeni ile eskiyi kaynastırmayı da becermişler, pompeidou center -misal- uyumsuz gibi gorunse de yarattıgı sehir mekanı ve cesur deneyselligi ile hayran olunası bir bina. paris fransanın sansıdır diye dusunuyorum, boyle bi baskentle diger avrupa ulkelerine fark atıyorlar bence. gidilip gorulesi bi şehir, her tarafında bir guzellik bulmak mumkun.

    eiffel kulesi de kendi basına pek de guzel bir eser olmasa da pariste muhtesem bir sinerji yaratıyor. bu kadar etkili bir simge baska bir yerde var mı bilmiyorum. genel kanının tersine eiffel her yerden gorulebilen bir kule degil. illa yuksek bi yere cıkacaksanız karsısındaki montparnasse'a cıkın, hem eiffeli de gorursunuz; ama eiffelin ikinci katındaki manzara daha guzeldi (yukseklik her zaman guzel manzara saglamıyor, (bkz: atakule)). ucuncu katına cıkmaya cesaret edememiştim.

    louvre muzesi de butun gununu harcayıp yorgunluktan öldürüyor insanı, sanat delisi degilseniz sadece unlu eserleri inceleyin, katalogda ilginizi ceken bişe olursa onları gorun yeter, zaten onlara giderken her seyin onunden gecmiş oluyorsunuz. anadoluyla alakalı bir bolum de var baksanız iyi olur.

    montmarte mahallesine gidin. oraya parisin balkonları diyorlar. filmlerde gorulen paris orası. ben bulamadım ama amelie'nin cekildigi cafeyi gorebilirsiniz belki. meshur moulin rouge de orada. tepede de sacre coeur katedrali var o da guzel bir eser. montmarte'da ucuza alısveriş yapabilirsiniz. 30-35 euroya adidas puma ayakkabılar vardı, bi dolasın.

    turist informasyon burosunda verilen kitapcıkta parisin nispeten biraz daha gizli kalmıs koseleri de anlatılıyor, onlara da vaktiniz varsa gidin derim. bir mezarlıktan bahsediyordu park olarak duzenlemesi gayet guzel yapılmıs, ama gidemedik. bazı unlu sahsiyetlerin de mezarları oradaymıs.

    disneylande de gidemedim içimde uktedir. yalnız biraz pahalı ve sehirden uzakta. bir gununuzu ve butcenizin kucuk bir kısmını ona ayırmak suretiyle gidebilirsiniz, cok eglenceli oldugunu soyluyorlar. giris ucreti 40 euro civarındaydı yanlıs hatırlamıyorsam.

    interrailciler için ufak bir paris rehberi gibi oldu. gidecekseniz en az 3 gun ayırın derim. artı 1 gun de disneyland tabiki:)

    bir de notre dame de paris muzikali hala oralarda bi yerlerde oynuyorsa gidip izleyin derim. sanırım farklı bir oyuncu kadrosuyla sahne alıyorlarmıs. canlı izlemeyi en cok istedigim eserlerden kendisi.

    bu kadar doneklik olmaz diyerek tekrar basa donuyorum:
    her taraf çiş kokuyor..
    10 ...
  34. 22.
  35. 21.
  36. 20.
  37. kürt sorunu ortaya çıkmadan önce kürt konseyinin toplandığı şehir.ayrıca pek bilinmez ama bu şehirde az kürt yoktur.* * * * *
    1 ...
  38. 19.
  39. 18.
  40. 17.
  41. bu yaz sıcaklığın 39 dereceye ulaştığı anlarda sokaklarında gezmeye çalışan turistleri ölümlerden döndüren,sıcağa rağmen hiç bir turistin gezmekten vazgeçemediği * metrosuyla,binalarıyla,tarihiyle,sokaklarıyla,müzleriyle herşeyiyle müthiş şehir. *
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük