dünyanın en güzel şehirlerinden birisi. resim sanatının dünya başkenti. mimari açıdan dünyanın en önemli birkaç yapısını bünyesinde bulunduran şehir. ideolojilerin doğduğu yer. fransız ihtilalinin başladığı mekan. dünya tarihine yön veren birkaç çok önemli şehirden birisi. dünya kültür mirasının en önemli mihenk taşlarından. semt semt tarihi eser kapsamına alınmıştır. o yüzden paris´te ev almak, o evi tamir ettirmek için 50 yerden izin alman gerekir. ve genellikle alamazsın.
6 adet tren garı vardır.
-)le gare de l´est
-)le gare du nord
-)le gare saint lazare
-) le gare monparnasse
-)le gare du lyon
-)le gare d´austerlitz
nord garı , montparnasse ve lyon a hızlı trenle gidilebilir.
dünyanın en karmaşık ve eski metro ağına sahip şehirlerden de ayrıeten birisidir.
resmimden de anlasilacagi gibi bir aksam asik oldugum insanla nehrin karsinda durup eiffel'in isiklarini seyretmek ve dunyanin en romantik ani iste suan demek, dunyanin en romantik sozlerini duymak gibi bir hayalim var.
400. entrymi girebilecegim en guzel baslikti belki de...
bugün izlediğim ve pek bir sevdiğim filmdir. zaten juliette binoche ve melanie laurent olur da bi filmde sevilmez mi? elindekinin kıymetini bil, yaşıyosun ya daha ne istiyosun işte onu güzellikleriyle çirkinlikleriyle severek yaşa diyen bir film.
biraz daha bilgi için: http://www.imdb.com/title/tt0869994/
çok çakaldır. athena, afrodit ve hera üçlüsünden hangisinin güzel olduğunu söylemesi gerekirken rüşvet kabul etmiştir. üstelik bu kararı esnasında kendisi ile çelişen bir çoban vatandaşımızdır.
masalların, rüya gibi aşkların kentidir. yani benim hayalimde öyle, gidip görmek en çok istediğim şeylerden biridir. şehrin dokusu güzel bi kere, zihinlerimizde bıraktığı etki güzel.
frühling in paris şarkısına konu olmuş şehirdir ama şarkı ne anlatıyor, ne diyor hiç bilmiyorum. i m a german dog that s why i'm writin in german. thanks. (bi yanlışlık var, bulucam)
üzerinden global bir romantizm akımı yaratılmış şehir. "fransa" temalı belgesel, haber, çeşitli görsel medya akışlarında hep "eiffel kulesi", "tertemiz yollar/parklar" dayarlar gözümüze. reklamlarını seçmece yaparlar.
oysa güneyde gettolar alev alev. ancak geçen senelerde çok büyük çapta olay çıkınca haberdar olduk. güney aç, güney sefil, güney işsiz. çoğu kuzey afrikalı, memleketleri sömürülmüş adamların çocukları bunlar. 2. veya 3. jenerasyon. vatandaşlık almışlar vatanlarında sefil ve köle olmanın karşılığında. o da bir şeye yaramaz. bir kağıt parçası. suç var, dışlanma var, her türlü ayrımcılık var. batının ölü yüzü yine iş başındadır. fransa milli takımındaki oyunculara şöyle bir baksanıza siz hangisi fransız ?
avrupanın "kuzey-güney" ayrımcılığı üzerinden, kendi insanlarını sömürme hikayesi devam ediyor.