başardığı inanılmaz şeyler yüzünden kendisinin kibri, kanuninin ise endişeleri dağları aştığı için idam edilmiştir. ama adamda büyük cesaret varmış hani. osmanlı padişahının yanında o kadar atar gider yapıp kendini sultana eş görmek büyük cesaret ister. gerçi bizzat padişah tarafından bir tek hilafet hariç 6 tuğa layık görülmüş. padişahın 7 tuğu var. askeri dehası yüksek birisiymiş. tabi sonunu da başarısı getiriyor.
Heykel yüzünden idam edilmedi. Dönemin Avrupa seyahatnamelerini okuyun. Saraya bir şekilde giden görevliler ibrahimi padişah sanıyor. Kibri tüm avrupada meşhur olmuştu. Bardağı taşıran da sadece sultanın kullandığı ünvanlarla ferman yazmasıydı.
pargalıyı öldürtmesi kanuni´nin yaptığı en büyük hatalardan birisiydi, başka bir çözüm yoluna gitmeliydi, çünkü pargalı devlet işlerinden çok iyi anlayan büyük de bir askeri dehaya sahip olan bir kimseydi.
kanuni de büyük adamdı, ancak her büyük adam gibi o da hatalar yapmıştır.
mezarı yok bilen var mi? yok. bir yere gömmülmüş bilen yok. o zaman yok. madem mezarı var git bul. yarın eba’dan dersleri takip et az türkçen gelişsin. evet.
Rahmetlinin ağzı çok iyi laf yapar pek nüktedandı.
Köse ishak efendiden rivayet olur ki; makbul ibrahim paşa evlad-ı iyalinin sünnet düğününe harput’tan Karabekmez, Erzurum vilayetinden berf getirip şerbet yaptırdı. Urfa’dan getirilen ceylanlar kebap edildi. Bu şaşaa cennetmekan Süleyman han’a pek nahoş aksedildi. Şöyle ki hünkarın şehzadelerinin sünneti biraz sönük kaldı. Süleyman’a padişah sen misin yoksa ibrahim midir denildi! Celallenen Süleyman ibrahim’e bu kepazelik nedir diye çıkışınca ibrahim durur mu yapıştırmış cevabı;
-devletlüm, zat-ı şahanelerinizin ziyafetlerinin baş misafiri ben aciz kulunuz idi ancak benim başmisafirim koskoca bir Cihan şahıdır. izzet ü ikramım ondandır. Deyince bu cevap Süleyman han’ın çok hoşuna gitti.
Yine bursevî çolakkadızade mürsel efendi ahbar-ı zaman ismiyle müsemma eserinde ceylanların Urfa’dan değil diyar-ı bekr’den getirtildiğinden Dem vurmuş ise de her ne kadar ehemmiyetsiz bir bahs olmakla mürekkep rivayetin hakikiliğine halel gelmesin diyerek belirtmiş olalım efenim!
E tabii, "aslanı ancak aslan terbiyecisi kontrol eder, o aslan terbiyecisi de benim!!" demiştir!! Bunu, düşman olan kişilere, demiştir!! Onlar, bi anlaşma konuyken, anlaşma şartları pargalı'ya "şöyle şöyle yapcaksın yoksa masadan kalkcaksın!" denilmesine rağmen, pargalı'nın anlaşma şartlarını değiştirmesi, ve buna karşı tarafın kuşkulu yaklaşıp, "siz böyle diyosunuz ama hünkar süleyman bunu kabul eder mi?!" diye sorduklarında söylemiştir!! Bu kayda geçti tabii ki de...cenevizli' lerdi karşı taraf...
Bunu yaparsan, verilen emri uygulamamış olursun...
Yani diyo ki, ben aslan diilim, ama aslan beni dinler, çünkü ben onun terbiyecisiyim!!
Bu, direkt olarak "güç zehirlenmesidir!"
Çünkü onun geldiği her yere onu kanuni kendi buyruklarıyla getirmişti!!
Kanuni, "devletin başı benim, sen diilsin!" Demek zorundaydı...ve dedi !!