parayı bulana kadar dini pek sallamayan çok kişi, parayı bulduktan sonra hacılığa, hocalığa soyunur. bu tutumun sebeplerinden biri şudur:
parayı bulan yurdum insanı, lafa gelince kabul etmese ve hatta kendi kendine itiraf etmeye yanaşmasa bile kendisinde diğer insanlardan farklı, üstün bir takım meziyetler olduğunu düşünür.
eh bir şekilde dünyada kazananlardan olmayı becerdikten sonra, ahirette kaybedenlerden olmayı kibrine yediremez. dolayısıyla dini de boş bırakmayıp, dünyada pek işine yarayan "meziyetlerinin" din alanında da işe yaraması, allah'a karşı açtığı cari defterdeki hesapların kendi lehine çıkması için çabalamaya başlar.
zenginin kavuk sallayıcısı da çok olduğu için, az bir çabadan sonra dinden pek anlarmış gibi ortaya döktüğü saçmalıklar çevresinde kabul görür. böyle olunca, zengin, din alanında bile diğer insanlardan ayrıcalıklı bir noktaya geldiğine emin olur.
fakat gerçekte iş aleminde nasıl çakalsa, din işlerinde de aynı çakaldır. var olduğu iddia edilen "allah" kavramıyla derinden bir ilişki kurmayı bir türlü beceremez. kendisine bile itiraf etmez ama allah onun gözünde kendisinden güçlü bir iş adamıdır, o kadar.
"rıza" kavramını bile algılayamaz, çeşitli numaralarla cari hesap defterini kendi lehine çevirdiğini, allah'ı taklaya getirdiğini sanır.