ölümcül bir hastalık karşısında paranın da çare olmadığını, fakir bir insanın ölümcül hastalığa yakalanan insandan daha mutlu olabildiğini gören insandır.
yaşamı maddiyattan ibaret görmeyen insandır. temel ihtiyaçlarını ve ufak tefek bir iki ihtiyacını karşıladıktan sonra fazladan parası olmasa da mutlu olur bu insan. çünkü sırf spor arabası olduğu için sevgilisi olmaz, onu gerçekten sevdiği için olur. sırf bir gün işinin düşeceğini düşünerek yağcılık yapan arkadaşları olmaz, gerçek arkadaşları olur... bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. tabi ki para çok önemli ama herkese yeteceği kadar olsun yeter. fazladan para peşinde, yaşamının en güzel günlerini mahveden insanlar acınası insanlardır. marka giymediği için kendini şanssız zannedenler de acınasıdır. sorarım şimdi? ben kışın üşümemek için annemin ördüğü kazağı giyiyorsam ve karşımdaki de üstünü markalarla donatmışsa benim üzülmem mi gerekiyor? ya da ben de marka giyseydim hayatım mı kurtulacaktı? tabi ki para önemli ama ihtiyacımızı karşılayabileceği kadarıyla...
ancak ev sahibi kapıya dayandığında, paranın değerini anlayan insandır. gerçi vardır, paraya hiç önem vermeyip, herkese yardım edip, dımdızlak kalan insanlar. paraya önem vermediği için, kazık yemiştir. ama o da, sonunda biraz da olsa, paraya değer verecektir. hele ki, başına bir felaket, bir hastalık gelmiş de, yapayalnız kaldığını anlamışsa, hayatta tek dostun, para olduğunu düşünmeye başlayacaktır. ne yazık ki; maddeye önem vermeyen insanların güzel duyguları, başkaları tarafından köreltilmektedir.