perde. görmeyi engelleyecek, küçük set, engel. (nurseli idiz in sunduğu bir yarışmada vardı. kız ile oğlan birbirini yarışma sonuna kadar görmezdi paravan sebebiyle. yarışma sonunda paravan açılır, çift yemeğe falan giderdi. *)
paravan diyince şimdi düştü jeton. meğerse şu izdivaçtaki perdeymiş.
ama ben paravana hiç o anlamıyla bakmadım. paravan şirket cümleciğinden yola çıktım. ve paravan diyince benim aklıma nedense hep kamyon gelir. lan ne alaka diyordum ki meğerse karavan paravan yakınlığı parladı kafamda. ulan ne salaklık ya.