hatta buluşmak istemezsiniz bile. sevgili bunu anlamaz, ona değer vermediğinizi düşünür, onu gerçek anlamda sevmediğinize bile inanır. siz bunu gururunuz yüzünden söylemezsiniz, susarsınız bahaneler üretirsiniz.
oysa ki bir erkek olarak cebinizde paranız yoktur ve bunu kendinize yediremezsiniz. berbat bir durumdur, ne sevgiliye anlatabilirsiniz gerçeği ne de sevgilinizi idare edebilirsiniz o an.
para cebinize girdiği an onun yanına gidersiniz koşa koşa. sevgili hiçbir şey bilmez ama herşeyin temelinde parasızlık vardır o an.
Erkeklere o an derdini sey yapayim butonu bulmak istersiniz, bokunu cikarirlar iste o an pek bir aciz olurlar. Kendini banka olarak goren erkek bunu sadece sorun yapar. Samimiyetsizdir, alternatifleri yoktur parasiz yapamaz hic bir seyi.
Ben kari parasi yemem der iste bundan cirkin bir laf daha yoktur. Sacmadir, yeri gelir kizin yaninda parasi yoktur, yeri gelir erkegin. Birbirlerine soylemezler ki o iliski iliski degildir. Yabanci tanimadigin bir insanla birlikte olmak gibidir sadece.
her an onunla olmak isterken paranın olmadığını hatırına gelince bi çaresizlik hissedersiniz.
hele sevgiliyle yemek için, zaten az maaş alan babadan para istemek ayrı bi denyoluktur gözünüzde.
o zaman aklınıza şu dizeler gelir:
--spoiler--
biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını,
lakin aç idik yedik karanfil parasını...
--spoiler--
bi de trip yersiniz üstüne.
ki en çok da koyan budur parasızlık değil.
Daha yeni sevgiliyken buyuk problenmdir adami tefecilerin eline dusurebilir bobregini sattirabilir ama uzun sureli bi iliski ise hic bisey ifade etmez hatta iyi olur sevgiliden borc para bile isteyebilirsiniz.
sevgilisine göre farklı reaksiyonlar alacak bir buluşmadır.
ama yok. türkiye de her şey tabu halinde yaşandığı için "sevgiliyle buluşmak" da tabudur. çok özleyip 5 dk görüşüp öpmek için sevgili evden aşağıya çağırılır mı hiç? çocuk muyuz dimi? illa zaman ayırıcaksınız, mekana gidip yiyip içiceksiniz, mal mal kafelerde oturucaksınız, sonra 2 buse verip göndericeksiniz. aha size türk usulü sevgililik evresi mk.