dünya daha çok özel ve karmaşık eğitim sisteminde uzmanlıklara ve hatta iş niteliğine göre eleman yetiştirirken parasız eğitim denen güya halkçı kavram insanları aslında paralarıyla rezil eden bir sistem olarak destek görmekte. zira sanayi bölgelerine kurulan okulların iş kurslarının ve nitelik geliştirmelerin önemi artmışken tek el altında bir parasız eğitim her anlamda hantal ve daha çok paranın döndüğü saçmalık haline gelmiştir.
şuan ilköğretim için ve lise için genel yasalarla ki uygulaması hep sıkıntıda olan yasalarla parasız eğitim verilmektedir.
oysa tüm öğrenci kardeşlerim bilecektir ki bu sistemde neredeyse hiç bir şey öğretilmeden mezun olan alakası uğraşı olmamış bir yığın birikmektedir.zira işsizliğin nedenide yine bu kalabalıktır.
iş niteliği taşıyan kişiler kendi işlerini kurma hevesinde iken dünyada bu yığınların en büyük hayali kovulamayacağı bir iş olmaktadır. ayrıca bu sistemde biriken insanlar parasız eğitimin göz boyaması bir yana tüm topluma ve kendilerine olağan üstü bir maliyet çıkarmaktadırlar.
peki diyeceksiniz fakir olan okumasın mı ? işte burada elimizi vicdanımıza koymalı parası olmayanların bu sistemde ne hale geldiğini görmeliyiz .tüm türkiyede senede 10 fakir öğrenci belki bir yere gelir bunları ise haberlerde bile görürsünüz parasız eğitim denen saçmalık onları ezememiştir haberlerde bunu anlatır zaten.
oysa burslar vakıflar ve özel ve aynı zamanda denetimli eğitim sistemi daha özel ve yeteneğine göre teşvik gören insanları seçecektir.
zira bunların örnekleri sanayicilerin kendilerinin destekledikleri okullar olmaktadır .bu tip okullar daha lise aşaması sonrası iş sorununu çözmüş bireyler yetiştirmektedirler.oysa buraya zenginler değil orta ve alt sınıftan öğrenciler gelmiştir .buradaki ayırt ihtiyaca göre insanlar zaten destekleyenin ve devletin planlamasıyla oluşmaktadır.
şuan bir çok üniversite tıp fakültesinde bir dönem öğrenci sayısının çok üzerinde akedemisyen olmasına rağmen planlama olmaksızın çok az doktor yetiştirmekte.
ve kuruyemişçi gibi açılan ve bilimin belkemiği olan fen edebiyat fakültelerinden ise sayısız mezun yığılmaktadır .oysa ülkenin en ihtiyaç duyduğu alan araştırma ve geliştirme olmasına rağmen. bunun sebebi neredeyse hiç bir faliyeti olmayan bir mazlum devlet memuru profilli öğrenci niteliği ve planlama olmaksızın rayında giden ve bir süre sonra sert bir duvara toslayan devlet yönetimi nesiller ve halktır.
doğu bölgesinde kürtçe , arapça gibi dilleri bir çok öğrenci bilememekte ve ülkemizin zengin kültürü ise böylece boşa harcanmaktadır.böylece çok farklı sorunlara bile sebebiyet vermektedir. oysa ihtiyaca göre destek gören ve düzenlenmiş denetimli burs veren yapılar hem daha çok öğretmeni öğrenciyle buluşturacak hemde velinin çocuğuna istediği ve çocuğun mutlu olacağı özel branşı seçmesine olanak tanıyacaktır.
umarım popülizm saçmalığından insanları gerçeğe yaklaştıracak bir sisteme geçeceğiz çünkü her ne kadar insanlar anlamakta zorlansada paranın ve verimin burada olduğunu gören iş adamları kendilerine mahsus özel üniversiteler ,liseler ,hatta ilköğretim okulları açmaya başlamıştır.
burada bahsedilen burs sadaka gibi birşeyle alakası yoktur. zira sektör kendi için ihtiyacı olan elemenı o elemanın hoşlanması ve yeteneği olması ile birlikte daha en başta yetiştirmekte çift taraflı muteal bir ilişki oluşmaktadır.
ayrıca parasız eğitim salt bir binaya gidip gelen kalabalıklardan başka bir şey üretmez bunu gün geçtikçe değerli branşlarda yitip giden gençlikte görmekteyiz.
bahsettiğim sistemlerde insanlar kendi merakına göre lise veya meslek yüksek okul seviyesine göre okuyor çünkü oraya vardığında çoktan iş hayatının rutinlerini karşılayan insan oluyor.parasını kazanıyor.ve devam etmek isteyen bilime merakıyla devam ediyor yayınlar çıkarıyor bilim üretiyor.
tüm sistem dediğim gibi maddi açıdan yine vakıflar devlet ve özel sektörle sübvanse ediliyor. öğrenci para ödemiyor ama öyle ben doktor olacam çok para varmış devri bitiyor yteneğe ve beceriye göre özelleşiyor.insanlarda istedikleri ve yapabildiklerini yapıyot laz işi saçma kazalar ve verimsizlikler olmuyor.
ilköğretimin ardından ise ihtiyaç ve yeteneğe göre şekillendirilmiş, doğru teçhizat ve imkanlara sahip, burs imkanları sağlayan yapılar kat be kat sağlıklıdır.
Mevcut sistemde eğitim, orta öğretim boyunca kişiyi bocalatıyor. ardından geçen yıllar ise bu bocalamaya hayıflanarak geçiriliyor. bir çok insan neye yeterli olduğunu dahi anlayamadan ölüyor.
Bu sadece bizim ülkemiz için değil bir çok ülke için geçerli bir durum.
parasız eğitim iste okula verdiğin 150 200 tl lik harç için okadar eylem yap...sorsan bu elemana günde bir paket sigara içer ayda 180 tl yapar oda lan aq okadar gidiyon ünversiteye sıcakta soğukta kliması yanar yeri gelir telefonunu şarj edersin sırasına karikatür çizersin wc sinde sıçarsın sonra 3 ay için verdiğin harç gözüne batar...ulan bir sigaraya ayda 180-200 tl veriyon şu üniversteye 3-4 ay için 200 tl harç vermeye gelince paramız yok dersin...
elbette saçmalıktır. ancak yıllar geçtikçe gelen zamlar daha da saçmalıktır.
ama parasız eğitim isteyen insanların 19 ay tutuklu kalmaları hiç saçma değildir.
saçmalık ya da beleşçilik olarak görülmesinin can acıtıcı olduğunu düşündüğüm önermedir.
şuanda halihazırda bulunan özel ilk,orta ve yüksek öğretim kurumlarının bir çoğunun nispeten daha iyi eğitim verdiği doğrudur. ama burada saçmalık olarak nitelenmesi gereken parasız eğitimin, saçma sapan eğitimi getirmesidir, fırsat eşitiliğine ve sosyal adalete olan yatkınlığı değildir.
iş adamlarının kendilerine mahsus açtığı özel eğitim kurumlarıyla daha kaliteli bir eğitimin, burslarla da düşük gelirli insanlara da sunulması gerektiği önerisi, sadece bir öneridir. ve kapitalist ve serbest piyasa rekabetine dayanan bir ekonomide * bu öneri sadece bir iş olarak görülecektir. yani para kazanma aracı, fayda artırımından baska bir şey olamayacaktır.
ayrıca eğitimin ilk orta ve yüksek öğrenimi süresince, yüksek gelirli öğrencilerle aynı fırsatlara sahip olamayan düşük gelirli öğrencilerin, hakettikleri eğitimi burslar ve yardımlar aracılığıyla sadakavari bir şekilde almaları gerektiğini savunmak, insan onurunun ayaklar altına alınmasına göz yummaktır.
evet türkiye'de eğitim, yani devlet eliyle yürütülen eğitim sisteminin, hiç bir zaman ayakları yere sağlam basamadı, ama bunun düzeltilmesi, herşeyin parayla ölçüldüğü, özel güç odakları * ile değil, sistemin baştan aşağı gözden geçirilerek, tarafsız, pozitif bir bakış açısıyla, karşıt düşüncelinin kişilik haklarına saldırmadan, yürütülüp hatalardan ders alınması gerekir. sistemdeki bi bozukluk o sistemin özel kişilere teslim edilmesiyle düzeltilemez. devlet fırsatları bize ortak bir şekilde sunması ve kişi hak ve özgürlüklerinin sağlanması şartıyla bize lazımdır, aksi durumda gereksiz bir kurumdur, temel haklarımızdan birinin * geleceğinin zengin güç odaklarının iki dudağının arasında olması hiç de adil değildir.
kendisi olmasa olmayacak devlet tarafından sikilmeye razı ve alışmış olan kişilerin saçmalık dediği hede. eğitim hakkını parayla satan reziller olduğu sürece bunları destekleyen gerzekler de olacaktır elbet, şaşırmıyorum.
siz gidip okulun gece klübündeki partisinden çıkan, 10 liraya 2 bira bir çerez almış adama bundan bahsederseniz, elbette hak verir. ne yapacak hacı, gider o harçtan kalan parayı da kankileriyle ıslatır. o kadar basit o adam için.
gönül ister ki, dsünya öyle bir cennet olsun ki; para ve türlü takas yöntemleri tarihe karışsın. ama cennet değil be gülüm maalesef. bizim yılda 2 kez ödediğimiz harçlar, masrafımızın %40'ını karşılamıyor. yurtdışına göre çok çok cüzi paralar ödediğimizi araştırıp görmelerini isteriz herkesin.
ve işin daha ilginç tarafı, bu parasız eğitim eğlemleri, hareketleri bilmemneleri hep son 10 yılda ortaya çıktı. önceden üniversite mi yoktu? yoksa öğrencilerin gözü ilk seimin ertesi günü hemencecik açılı mı verdi?
öncelikle ilköğretim açısından ele alalım.
parasız eğitim ülkemizde ilköğretim lise ve üniversitede geçerli bir uygulama, en azından teorikte öyle. masrafların büyük çoğunluğu devlet tarafından karşılanmakta. bu sistemin artısı şüphesiz ki daha çok insanın okuyabilmesi. eksisi ise eğitimin kalitesizliği diyoruz. zira kalabalık eğitimi kalitesiz hale getiriyor imiş. paralı olunca bu kalabalık azalıyor kalite artıyormuş. daha çok mesleki kurslar yaygınlaştırılmalıymışmış.
öncelijkle ilköğretim eğitimi 8 yıl zorunlu eğitimdir. öğretim değil bak eğitim. kişinin kendini geliştirmesi, donanımlı olması için. zira normal bir vatandaşın hayatını idame ettirebilmesi için asgari donanımı vermek de bu eğitimin temel amacıdır. ilköğretimi paralı hale getirmek sadece imkanı olan insanların bu eğitimi alma hakkına sahip olmasını gerektirecektir. ve fiyatına göre eğitimin kalitesi artacaktır bu da fırsat eşitliğine apaçık aykırıdır. zaten bu yüzden aihs ile eğitim öğrenim hakkı güvence altına alınmıştır. ilköğretim sisteminin standartlarındaki problemin temeli öğretmenlerin daha az kalifiye olması denebilir. bunun temel nedeni ise yine eğitim sistemidir çünkü öğretmen yetiştirirken daha fazla üzerine düşmek gerekecektir ki onların yetiştireceği bireyler tam anlamıyla aldıkları eğitimi özümseyebilsinler. yani paralı olması hiçbir şeyi çözmeyecektir.
ortaöğretim kurumlarına gelince, kişiler bu kurumlarda zaten belirli bir mesleğe yönelme hakkına sahip olabilecekleri gibi buna henüz gerek olmadığını veya karar vermeye henüz hazır olmadıklarını düşünerek genel liselere veya yabancı dil ağırlıklı birtakım daha kaliteli eğitim veren liselere yönelebilirler. tabi ilköğretimdeki ve geçiş sınavındaki başarı daha başarılı okullara yerleşmeleri için kriter olarak ele alınmaktadır. bir de özel liseler mevcuttur. bunların eğitiminden faydalanmak için genel olarak gereken kriter paradır. çok başarılı öğrenciler gelebileceği gibi başarısız öğrenciler de bu liselerde kaliteli eğitim alabilirler buralarda. ilk bakışta özel kurumların daha iyi eğitim verdiği görülür çünkü daha iyi öğretmenlere imkanlara sahiptir. ancak devlet kurumunda öğretmenler benzer imkanlara sahip olsalar özel kurumları tercih etmeyeceklerdir. ve devlet kurumlarında başarı odaklı bir şekilde öğrenciler yerleştiği için seviyeler birbirine yakındır, sınıfların zaman içinde bir tarzlarının oluşması mümkündür. özel kurumlara yerleşen başarılı öğrencilere ise sınıfların seviyesi düşük gelebilir.imkanların para ölçüsünde olması yine sisteme alternatif olan değil çomak sokan bir durumdur.
üniversitede ise vakıf okullarına yerleşen ve orada aldığı öğretimi haketmiyor olan insanlar da mevcuttur. dolayısıyla almış olduğu o öğretim eğitimiyle birleştiğinde ideal bir sonuç ortaya çıkmamaktadır. dolayısıyla kendisi kalifiye bir eleman olarak ortaya çıkmayacaktır. tabi ki bu genel için geçerlidir demek doğru olmaz. ama mevcut sistemin zaten açıklar vermesinin temel sebebi eğitime dışardan sağlanan ekonomik akıştır. paralı eğitim aksine tüm kurumların parasız olması kanımca olması gerekendir, standardı da bu sağlayacaktır. ortada bir standart olmadan sorunların üstüne gitmek mümkün değildir zira.
akp sayesinde okullara kitaplar bedava gelmeye başladı ve az bir rakam da değil bu kitap parası ama beyfendinin isteğine bakın bedava olsun her şey vay be. lan şöyle de domalalım istersen amına koyim?
bir dönemlik harç ücretim tam 800 TL
ikinci öğretim okumuyorum.
Ben böyle sistemin içine sıçayım.
Devletin bir kuruşunu kullanıyorsam eğitimim için gözüme dizime dursun.
Devlete her ay birkaç bin TL lik gelir getirmiyorsam da şimdiye kadar kullandığım her şey gözüme dizime dursun.
edit büdüt: çocuğuna 'kaliteli' eğitim aldırmak isteyen zaten o parayı bastırıp alıyor. Bizim haykırdığımız; o insanların parayı basıp aldıkları kaliteli eğitimi bizlerin 'parası olmadığı' için alamamasıdır! işin adaletsizliği buradadır.
hepimiz allah'ın kulu isek, hepimiz insani şartlarda yaşamalıyız, yaşamayı hak ediyoruz! biz bunu söylüyoruz!
o kadar da kolay saçmalık denip kestirilip atılamayacak bir mevzu.
eski demir perde veya sosyalist blok ülkeleri, başta özgürlüklerin aşırı kısıtlanması olmak üzere pek çok şeyle eleştirilebilir ve haklı olarak eleştirilmektedir, ancak o ülkelerde yetişmiş insanların bilgisiz, kültürsüz, cahil vs oluşuyla eleştirilememektedir. çünkü bu ülkelerin önemli bölümünde parasız eğitim hakkı uygulanmış ve okuma-yazma oranının, üniversite mezunlarının oranının gayet yüksek olması gibi sonuçlar vermiştir. başka bir deyişle, yiğidi öldürmeli, ama hakkını yememelidir. sosyalist rejimlerin eleştirilecek pek çok yönü vardır, ama herhalde onlardan birisi parasız eğitim hakkı değildir, hele şu andaki kendi durumumuzla aynaya bakmadan hiç değildir.
sıçtığın bokun vergisini alan devlet bari eğitimi üzretsiz ücretsiz olmasa da çok cüzzi miktarlara yapsın. ülkeyi sahiplenecekler o para karşılığı eğitimine devam edenler olacağı için ve herkesi okumaya teşvik etmek için kesinlikle yapılması gereken durum.
şayet parasız eğitim saçmalıksa vergi de saçmalıktır. zira her hizmetinin bedelini ödediğimiz devlete bir de ekstradan vergi ödemek parayı çöpe atmak kadar saçmadır.
katılmadığım önermedir. saçmalık diyen zihniyetin çok parası var sanırım... ilkokulun zorunlu olduğu bir ülkede okullardan ailelerin gelir düzeyleri yok sayılarak, 100 lira 200 lira "aidat" istensin, bir çok çocuk para veremediği için sınıf içinde rencide edilsin. parasız eğitime saçmalık denilsin!
başka bir çocuk okusun, ilkokulu, liseyi bir şekilde bitirsin, üniversite kazansın, harç derdi çıksın başına. zorlansın!
cidden çok saçma şu parasız eğitim. olur mu hiç parasız eğitim.(!)
tabiki saçmalıktır. ulan git bak bakayım bi ingiltereye de gör bakalım ne kadar harç veriyosun. hadi ingiltere çok pahalı diyelim diğer avrupa ülkelerini gez. var mı türkiyeden ucuzu yok. türkiyedeki harçlar semboliktir sadece.
bu isteğe saçmalık diyenler en büyük saçmalayanlar olduğu bariz.
parasız eğitim istemek en doğal hakkımızdır.
en basitinden ortada olan asgari ücrete bakarsanız ailelerden yok harçmış yok eğitime katkı parasıymış yok aidatmış vb. dangozlukların istenmesi en büyük adilik.
