boğaziçi mühendislik fakültesinin yıllık ücreti 387 lira,
o fakülteye girebilmek için;
ilkokul * en ucuz kayıt parası 300 TL*5 yıl *
ortaokul ve lise eğitimin boyunca verdiğin en ucuz kitap-yemek-yol-kayıt parası 7 yıl*500 TL
dershane parası en ucuzundan 3000-4000 TL.. (sbs ve öss için en az iki kez göndermek koşulu ile)
bir yerlerimizden akan terin değeri ise paha biçilemez!
PArası olmayıpta okuyan nice güzel insanlar var. Sivastan çıkıyor çoban bir arkadaşımız, 5 parasız. Fransada soluğu alıyor. Tarihte örnekleri çok. Parasız eğitim değil, önce okumaya niyetli olması gerekiyor insanın. Zaten okula başladığınız zaman bir sürü yardımı şuyu-buyu oluyor. Görende biz hiç okumadık sanır. O kayıt ücretlerini de karşıyım ama, kimse kusura bakmasın. Evleniyorsun, çoluk çocuk yapıyorsun; o parayı camda silerecek bulacaksın, dilenerekte. Düşüncesiz sevişkenlerin suçunu, devlete atmayacaksın. Parasız eğitim diyecek kadar aklınız varda, anana babana neden çıkışmıyorsun? Hep suçlu devlet, hep kusurlu devlet. Ne mükemmel insanlarısınız, aklım almıyor.
Ki devlet istihbatarı çok iyi seviyede. Terör örgütü mensubu diyorlarsa eğer, vardır bir bildikleri.
Çocuğunu okula kaydettirecek "kayıt" parası olmayıp, 20 yıllık alyansını satmak zorunda kalan, okulun kapısını, penceresini silmek zorunda bırakılan yüzlerce insandan, aileden, anneden habersizlerin en fazla 50 lira öder şeklinde savunmaya çalıştığı faşizan durumdur. hani eğitim temel haktı ve parasızdı?
şu önermelerle mantık içermeyen ifade. istanbul için birşey diyememekle birlikte bir ilk okul veya lise öğrencisi yılda en fazla 50 lira fotokopi ve aidat öder. boğaziçi mühendislik fakültesinin yıllık ücreti 387 liradır. solcu gruplar olmayan birşey isteyeceklerine kpss ve diğer tüm soruların çalınmaması için gayret gösterseler, kendilerini ösym ye zincirleseler meclise bile girebilirler. ama böyle somut ve mantıksız istemlerler halkın alay konusu olmaktan öteye gidemeyecekler.
parasız eğitim ile devlet görevlerinin yolsuzlukları arasında çok fazla bağlantı vardır, görmeyen gözler için açalım:
devlet'in görevi en bilindik kapitalist toplumlarda bile güveni ve iç huzuru düzeni sağlamaktır. toplumların tarihinden beri 'devlet'in kuruluş amacı budur.
mevcut devlet eğer bu insanların maaşlarından 'gelir verigisi' kesip, ardından eğitimi paralı hale getiriyorsa, bu 'tembel düşünce ürünü' falan değildir kardeşim!
devlet eğer maaşından 'devreden sigorta matrahı' kesiyorsa,
'vergi dilimi'nden dolayı alacağın maaş kuşa dönüyorsa,
bunları da 'ergen' konuşması olarak değerlendirmek bir hayli ilginç olsa gerektir!
dolaylı kesilen vergilerden, doğalgaz, su, elektrik faturalarından bahsetmiyorum bile!
ayrıca asıl bu ülkede 'zaten her yere okul yapılıyor, defter kitap dağıtıyor devlet, bedava, diyerek eğitimin parasız olduğunu söylemek tam bir ergen söylemidir! hangi okulda veliden para almayarak kayıt yapılmaktadır? devlet okullarında bile bugün sene içinde velilerden istenen para- yok okul bağışı, yok çocuğun dergisi vb. sebeplerle- 400-500 milyonu buluyor. verdiğin para ile çocuğuna kaliteli bir eğitim mi veriliyor? cevabı bir ergen'in vermesini beklemiyoruz tabii!!!
ne çocuk okutan ne de para kazanan, kazansa dahi o parayla bir aileyi geçindirmek zorunda olmayan bir ergenden!
eğitim doğuştan kazanılan bir hak'tır ve her devlet vatandaşının bu ihtiyacını bedelsiz karşılamak zorundadır!
devlet okullarından mezun olan çocukların eğitim kalitelerinin mükemmel olduğunu kim söyleyebilir?
hangi anne-baba bu devirde çocuğuna özel ders aldırmıyor, dershanelere para dökmüyor?
hangi ailelerin çocukları özel okullarda okuyup, hangilerininki devlet okuluna gidiyor?
hangi okulda mezun olan çocukların kaçı doktor, mühendis, öğretmen, avukat vb. oluyor, hangi okuldan mezun olan çocukların kaçı tinerci, tefeci, hırsız, uyuşturucu satıcı, kaçakçı vb. oluyor?
hala akp'nin eleştirildiğini düşünen, anlamayan kalın kafalara lafımız:
hiç bir entrymde tayyip yat kat pırlanta lafzı geçmediği halde kıvırma moduna geçmiş kullanıcıların itiraz ettiği olay. hükümet personelinin yediği nanelerle parasız eğitim arasında bağlantı kurabilmeleri de çok sansasyonel bir olay.
türkiye'de devlet parasız kitap dağıtıp, okulu olmayan köylerdeki velilerden beş kuruş almadan diğer taşımalı eğitim gibi devletçi politikalar uygulamasına rağmen hala eğitim özelleştiriliyor paralı oluyor diye utanmadan yalan söylemeleri eğitimi düşündüklerinden falan değil. sadece hükümeti her konuda eleştirme hastalığının yan ürünüdür. akp'yi sevmiyoruz, sevmiyorsunuz anladık da,akp'yi eleştireceğim diye sığ argümanlar üretmek de neyin nesi oluyor.ayrıca akp'yi eğitim konusunda paralı eğitimi teşvik ediyor diye ne idüğü belirsiz bir konudan eleştirmek sığ mantık ürünüdür.
harçlar paralı ya diye ötersen devlet sana harç kredisi vermiş diye cevap verilebilir.hatta buna benzer pek çok alternatif sayılabilir.başbakanlık bursu imkanı vermiş, kredi ve yurtlar kurumundan öğrenim kredisi imkanı vermiş.
kitabını devlet alsın, yemeğini devlet karşılasın düşüncesinde olanlar hastalıklı tembel düşüncelerin ürünleridir.
abbas güçlü'nün programında ucuz sloganlarla kendilerine zıt görüşlü adamı konuşturmayan ergenler gibi yukarıdaki eylemi gerçekleştirenler de yargılanmayı hak etmişlerdir. zira bir eğlence programını kaynaşma gecesini b.k etmek gibi bir niyetle çıkmışlar başlarına çorabı örmüşlerdir. oh olsun. zira bunların derdi eğitim falan değil kargaşa çıkarmak.
yine sizin sevdiğiniz kanunlarınız ve mahkemeleriniz sizi yargılamaktadır. asker polis ve sivil vatandaş öldüren dhkp-c ile de bağlantıları var demek ki bunların mahkeme böyle bir suç isnat etmiş.
işaret edilmek istenen noktanın kimin hangi partiden olduğu değil de,
daha çok;
birilerinin yakını olunca kişilerin yaşam tarzlarının geldiği nokta ile yurdum insanının yaşam tarzı arasındaki farkı göstermektir!
her hükümet görevlisinin kendi iktidarında aldığı yatları, katları ve dahi pırlantaları göz önünde bulundurursak, vatandaşın eğitim, barınma haklarını gaspetmek ne oluyor acaba?
gasp yönünde çıkardıkları kanunlar ne oluyor acaba?
asıl gülünmesi gereken nokta;
konunun özü devletin eğitimi özelleştirmesine gösterilen tepki iken bunu;
--spoiler--
kitabını devlet alsın yemeğini devlet temin etsin, kiranı devlet versin sen de rahat rahat sigaranı iç biranı iç göbeğini büyüt.
--spoiler--
diyerek, konuya 'muhteşem(!) bir bakış açısı' sunanların eleştirmesi!
--spoiler--
'tayyip'in oğluna gelince gemi, emine hatun'a gelince pırlanta oluyor da...
--spoiler--
diyerek konuya büyük bir aydınlanma getirenlerin itiraz ettiği konu.
entrymden akpli olduğumu tayyip'i falan savunduğumu çıkarabiliyor ya çok gülüyorum.
klasik gençlik federasyonu saptırması.romanların olduğu bir yerde üstelik millet eğlenmeye gelmişken, milletin zevkinin içine etmek için pankart asıp ortalığı germeye çalışanlara verilecek cezadır. devlet erkanının olduğu bir yerde abuk sabuk kahramanlıklar yapmakla kendilerinin her dediğinin yapılacağını sananlara iyi bir ders olmalı.
işin garip tarafı türkiye'de hala paralı eğitimin çok yaygın olduğunu falan sananlar vardır. kitabını devlet alsın yemeğini devlet temin etsin, kiranı devlet versin sen de rahat rahat sigaranı iç biranı iç göbeğini büyüt. iyi valla. gören de arkadaş devlet parasını verse bilim adamı olacak falan sanır.
-ya ben iyi bir bilim adamı olurdum da...
-eeeee...
-devlet bizi paralı okutturuyor.
-he tamam.
Parasız eğitim olması gerekliliğine kesinlikle inanan birisi olarak temkinli yaklaştığım olaydır. Çünkü ortada bir iddianame var. Doğrudur yanlıştır orası tartışılır . Kimsenin ucuz delillerle insanların hayatlarıyla oynama hakkı da yoktur. Ancak şöyle de deniyor sitede
"DHKP/C örgütünün 30 Eylül 2009'dan itibaren 'Amerika defol, bu vatan bizim, Dev-Genç' adıyla yurt genelinde kampanya başlattığı ifade edilen iddianamede..."
eğer bu doğruysa ceza almaları olası ve olması gerekendir. DHKP/C alçak bir terör örgütüdür ve tüm üyeleri de suçludur.
paran kadar eğitim, paran kadar sağlık! beğenmeyen anasını alıp gitmek yahut, bu iktidarı demokratik yollarla devirmek, arasında tercih yapmakta hürdür.
Demokratik Türkiye için ne kadar kara lekedir, ayıptır bilinmeyen rezil durum.
tayyip'in katıldığı bir toplantıda "Parasız eğitim istiyoruz, alacağız" yazılı pankart açan 3 kişi, terör örgütü üyeliğiyle ve örgüt propagandası yapmakla suçlanıyor. Eylem yapanların 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
sonra bu gençler niye suç işliyor, niye hebele hubele ediyor oluyor değil mi?