Fazlaca abartıldığını düşünüyorum. Filme büyük beklentiyle girdim, hiçbir boku beğenmeme timindeki ekşiciler bile beğendiyse ve cannes ödülü aldıysa diye. Hayır ben de fularlı ve memnuniyetsiz bi film yorumcusu değilim ama gerçekten çok basitti.
Ana fikir kaygısı ile çırpınan, izleyiciye mesaj verme gayretinde boğulan filmleri sığ ve yavan bulmuşumdur. Ki onda bile başarılı olduğunu düşünmüyorum. ilk yarısı gibi eğlenceli kalsaydı keşke, son yarısı gibi ucuz entrika ve dram/suç filmine dönüşmeseydi hiç. *
Kurgusu çok iyi gerçekten. Zenginle fakir arasındaki farkı bin türlü anlatırsın ama bu baya vurucu olmuş, anlatmış. Küçük küçük göndermelerin olduğu filmleri izlemek, ardından üzerine düşünmek çok keyifli. Bunu başarabilmiş film.
Bir röportajında filmin yönetmeni, “izleyiciler acı çeksinler istiyorum. Gülmenin yanlış olduğunu bilerek gülsünler istiyorum.” Demiş. Bunu başarabildiyse ki bence başardı iyi filmdir.
Neyse ya izleyin izlettirin işte. Konuşturmayın beni.
izlemeden önce abartıldığını düşünüyordum Oscar'ın bu kadar ödüle boğmasından, letterboxd de 1. sırada olmasından, cannes da palme d'or almasından dolayı falan. izleyince hepsini yutturdu bana film. Uzun zamandır bu kadar özgün bir hikaye izlemiyorduk en çok da bu ödülü hak etmiş diyebilirim. izlemediğim zamanlar filmi gömerken şu an 2019 yılında izlediğim en iyi film oldu, lol. Ben bu filmi izlediğimde 1-2 hafta etkisinden çıkamadım o kadar güzel ve akıcıydı ki hep onun gibi film arayıp durdum. Geçen gün tekrar izledim hala mükemmel ve hala aşırı akıcı. Bittiğinde yine izleme isteği uyandırdı, sanırım 50 kere bile izlesem hep o tekrar izleme isteği uyandıracak. Çok fazla film izledim hiçbir film bu kadar tekrar tekrar izleme isteği uyandırmamıştır. Park So-dam için ölünür be sen nasıl bir şeysin.
ilk fırsatta ülkemiz ve hollywoodca uyarlanacak kore filmi. Şüphesiz geçtiğimiz yılın en özgün ve en iyi filmlerinden birisi. Aylardır arşivimdeydi, festival filmi olduğunu görünce elim gitmedi. Yine abuk subuk, bol metaforlu ve sonu olmayan bir şey çıkacak diye korktum fakat beni yanılttı. Oldukça iyi bir hikayesi ve ilerleyişi var. Tam "kore sineması da bitti, artık eski özgünlüğünden uzak" derken, eski günleri andıran bir film gelmiş olması sevindirdi.
Film bir mesaj verme derdinde yada bir tarafı tutup diğerini eleştirme derdinde değil. Eleştirisini insanoğluna yapıyor. Bunun için sosyal sınıf farklılıklarından, bu sınıfların zaaflarından faydalanıyor ve küçük ve anlaşılır cümleler ve hareketlerle izleyiciye bunu aktarıyor. Ne bilim, fukaranın kokusunun zengine dert olması, fakirin "ben de zengin olsam onlar gibi iyi bir insan olurdum" demesi gibi küçük ama detaylı şeyler.
Fazlası spoiler olacaktır, ortada dönüp duran taş gibi bazı şeyleri daha iyi anlamak için bir kez daha izlenebilir.
