Parayı Türkiye'de faize yatırmam. Türkiye'de faizler çok düşük. Paranın değer kaybını asla karşılamıyor. Dolar da devlet tarafından baskılanıyor. 40 yılda bir 18 den 27 çıkacak diye beklemek anlamsız. Ben borsada değerlendiriyorum. Faizden de dolardan da daha çok kazandırıyor. Ama illa faize koyacaksınız dolar faizine koyun.
yatırmam çünkü en az getirisi olan şey mevduat. ayrıca bankada para, altın hiçbir zaman tutmadım tutmam da. bir savaş veya kriz anında bankadaki tüm paranıza, altınınıza el konabilir bu yüzden bankalara asla güvenmedim güvenmem de. paranız varsa ve yatırımla ilgili hiçbir bilginiz yoksa yapacağınız en mantıklı şey ev veya araba almak. gerçek enflasyon oranının - tüikin açıkladığı verileri en az 2 hatta 3le çarpın - üzerinde kazandıran birkaç tane şeyden biri.
kredi, kâr payı, kur korumalı, banka faizi. bunların hepsi aynı şeyler. kimse kimseyi kandırmasın. bir takım siyasi saiklerle, diyanet fetva veriyormuş. yemişim diyanetin verdiği fetvayı. geç. din, Kur'an, sünnet, fıkıh belli. çarpıtmanın manası yok. konuşacaksak kitabın ortasından konuşalım, türk bankacılık mevzuatına göre ve uyguladığımız batılı ekonomi modeline göre faiz hayatımızın her alanına girmiş bulunmakta. parayla işlem yapan hiçbir kurum, bu mevzuata tabidir, faizsiz işlem yapamaz. saftiriklere kelime oyunu bunlar. hani hadisi şerifte rasulullah (s.a.s.) tan buyuruluyor ya: "Öyle bir zaman gelecek ki faiz yemeyen kimse kalmayacak, faiz yemeyenlere de faizin tozu bulaşacaktır." (Ebu Davud, Kitabul Buyu', 3331) tabi bu hadisi, bak, nasıl olsa yemeyen kalmayacakmış, hadi biz de yiyelim, şeklinde anlamamak lazım. bu, insanların faize olan iştiyakını haber veriyor. evet, bir sistem var ve faizle dönüyor ve oldukça iştah kabartıyor. cezbedici. para insanın aklını başından alıyor. tıpkı şuh bir kadın gibi. ee cazip olmasaydı imtihan olmazdı zaten. sen kendini tutacan. yemeyecen. almayacan faizi ki imtihanı kazanasın. aslında şunun farkında değiliz hepimiz: sistemi işleten, sistemin bir parçası haline gelir. yani suça ortak olur. zulme alet olan zalimden bir farkı kalmaz. yani biz kendimize zulmediyoruz aslında ülke olarak, hepimiz. isteyen istediği kadar iktidara kızsın beğenmesin, muhalefet etsin, laf söylesin, şayet faiz alıp veriyorsa, kredi kullanıyorsa (bende kullandım, şimdi niye yalan söylüyeyim, hatta son kredilerimi ödeyemediğimden yüklü miktar da borcum var bankalara, faiz almasam ne olacak, faiz verdim ve sistemi işlettim) sistemin çarklarını işletiyor demektir. ondan sonra da çıkıp yok enflasyon var, yok hayat pahalılığı var, yok her gün zammı olurmuş diye kimse ağlamasın. bu bizim kendi kendimize attığımız kazık. cııırrrttt diye geçirmesini biliyorsun kredi kartını markette, orda burda şurda. kardeş, o halde niye şikayet ediyorsun? banka ulan bu, senin babanın oğlumu? senin kara kaşına kara gözüne mi hasta? bedava mı veriyor sana o parayı? kullanma, alma, harcama. paran yoksa bankanın parasını harcama. paran kadar al. almayıver. satmayıver. yok. illa ultra süper lüx yaşıyacaz ya. ayranın yok içmeye atla gidersin, sı.....maya. bizim milletin hali o hesap. o yüzden hep diyorum ya, iktidar değişikliğiyle ülkede faiz/enflasyon/pahalılık bitmez. saf olmayın. a partisi gider b partisi gelir. sistem devam eder. nasıl ki 20 yıldır değişen çok bir şey olmadıysa. osmanlının son zamanlarından, aslında sanayi devriminden beri biti kanlanan küresel sermayenin yeni dünya düzeni bu. bir şekilde hepimiz bu sistemin parçasına dahil edildik. maalesef. ama gerçek bu.
tabi bu işin devamında ve diğer boyutunda şu da var;
---spoiler---
“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan helal ve temiz şeylerden yiyin, şeytana ayak uydurmayın; çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır." (Bakara, 2/168) ayeti Sa’d b. Ebi Vakkas’ın Peygamberimiz'in (s.a.v.) yanında bulunduğu bir sırada okununca, Sa’d:
“Ey Allah Rasulü! Allah’a beni duası kabul olanlardan eylemesi için dua et.” diye istekte bulundu. Allah Rasulü de bunun üzerine;
“Ey Sa’d! Yiyeceğini helalinden elde et ki duan kabul olunmuş olsun. Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki; kim haram lokmayı midesine sokarsa kırk gün ondan ameli kabul olmaz ve herhangi bir kul ki, herhangi bir haramdan ve faizden bedeni büyürse, ateş; onun haramdan ve faizden olan kazancından daha hayırlıdır." [ibn Kesir, 1/183 (ilgili ayetin tefsirinde: hadis no:4691), Taberani, Evsat, 7/256]
Buhari'de ise hadis şu şekilde geçmektedir:
“Ey Sa’d! Yiyeceğinin temiz ve helal olmasını sağla ki, duası kabul olan birisi olasın. Yoksa bir kişi midesine haram lokma indirdi mi, ondan kırk gün dileği kabul edilmez. Haramdan beslenenleri ateş temizler.” (Buhari, Büyü)
---spoiler---
dualarımız. tehir ediliyor. kabul olsa bile dileklerimiz verilmiyor, ihtimal günahlarımıza mahsup edildiğinden bir karşılık göremiyoruz. nedeni faiz. bilmem anlatabildimmi?
şimdi hemen damlar aklı evvel birileri, zaten siz geri kafalısınız, yobazsınız, medeniyetten ne anlarsınız.. falan filan, saydırır. yav he he. he gülüm he de geç. batı sen barbarı demokrasi yalanıyla ümüğünden yakalamış sömürüyor. bir de üstüne çağdaş diyor. sen de bu dolmayı yiyorsun işte. afiyet olsun, medeni köle..?!?!?..
a a! yoh! yatırmam. dikeldirin. ama banka kar payı veriyorsa ona ok im. sonuçta ikisinin de aynı şey olduğunu biliyorum ama olsun. biri faiz öbürü kar payı, ismi farklı olunca sol omuzdaki melek anlamaz zaten. günah da yazmaz. yazamaz.
nıhahaha çok akıllıyım amk.
hayır çünkü en az para kazandıran yatırımların başında mevduat geliyor. bankada hayatım boyunca ne altın ne de para tuttum. bundan sonra da tutmayı düşünmüyorum. herhangi bir krizde veya savaş anında paranıza, altınınıza el koydukları zaman göt gibi kalırsınız ortada.
gerçek enflasyon üzerinde kazandıran sadece birkaç şey var: ev, araba ve birkaç tane hisse, fon. bunlar dışında yapacağınız her yatırım size gerçek enflasyon oranının - tüik'in açıkladığı enflasyon oranını en az 2yle hatta 3le çarpın - altında getiri sağlayacaktır.
