oto yıkamada tanık olduğum bir olaydan bahsedeceğim.
arabamı oto yıkamaya vermiştim, almaya gittiğimde siyah son model bir escalade gördüm, sahibi henüz teslim etmemiş. arabamı beklerken o sırada güneş gözlüğümün verdiği rahatlıkla escalade ın heybetini inceliyordum, beni büyülemiştir her zaman.
sahibi escalade ınden indi ve görevlilere tembihlerde bulunmaya başladı, 'fırça sürmeyin, dikkatli kullanın'. elbette bu uyarılar adamları sinirlendirmişti. her gün yüzlerce pahalı arabayı temizliyorlar.
akabinde tam 6 kere tekrar etti fırça sürmeyin i ve arabanın devasa ebatlarından bahsetti hassasiyeti artırmak için. hayır sanki koca dev belli etmiyor kendini.
adamın escalade den önceki arabası bir şahin olmalıydı ki böyle eziklensin. escalade gibi bir arabanın içine bu obsesif adam ne kadar eğreti duruyor.
uzun kırmızı ışıklarda arabadan inip çizik var mı yok mu diye kontrol ederken hayal ediyorum da.. gülünesi.
evet zenginlik bir kültürdür. zaten zengin bir ortamda yetişmiş kişiler az çok para nedir, nasıl harcanır bilirler. bu kültürün içinden gelmeyene çok para verirseniz kelimenin tam manasıyla sapıtır, salaklaşır. önce karıyı boşar. sonra evi terkeder. kumara, içkiye sıçkıya batar. agd* olur sonunda.
halkımızdaki yaygın zengin nefretinden olsa gerek "para puşta yakışır" diye bir sözümüz dahi var. o yüzden bu gerçeği kabul edenlerimizin çoğunlukta olduğunu düşünmekteyim.