alım satım dünyasındaki değiştirilemeyen güç odağıdır. eskiden itibar diye bir şey vardı. halen de var küçük şehirlerde. tek bir selamla kimi şeyler alıp çıkılabiliyor dükkanlardan bu şehirlerde. ancak şu da bir gerçek ki tüketim çılgınlığı büyüdükçe paranın cebinde olup olmaması gücü de büyüyor. misal büyük alış veriş merkezlerinde dolaşan kalabalığı bakın bir. insanlar artık nereye gidelim diye birbirlerine sormuyor, buluşma mekanlarını bir çınarın gölgesindeki kır kahvelerinde gerçekleştirmiyorlar. Koskoca alış veriş merkezlerinin ışıltılı dünyasında, camekanlara, vitrinlere bakarak vakit geçiriyorlar. çünkü insanın günümüzde ulaşmak istediği o kadar çok şey var ki, bunların hepsine birden orta halli bir vatandaşın ulaşması pek mümkün olamıyor. hiç olmazsa bir mağazadan içeri girip eşyaları alamasa da dokunuyor, bir gün benim olacaksın hayalini yaşatıyor kendisine. cüzdanındaki kredi kartında onun olmayan paraları geçiriyor aklından. işte insan paranının gücünü en çok bu anlarda hissediyor olmalı. evet pek çok şeye çok daha kolay, çok daha alternatifli ulaşabiliyor artık insanlar. ama paranın gücü oturduğu koltuğu kimseye kaptırmıyor işte.
Hey gidi yıllar hey!
Tek yol aşktı, ya da devrim.
Hiçbiri olmadı.
Şu paranın gözü kör olsun.
Onun her dediği oldu.
O yüzden ayaklar baş, başlar ayak oldu.