icinde bulunduğum ve görünen o ki bi 4-5 yıl icinde bulunmaya mecbur olacağım durum.
gurbetçi bir memur olarak an be an kafamı kemiren içimden hic çıkmayan gerçek. Ulan tipsiziz karıdan kızdan yana şansımız yok, olmak zorunda da degil ama şu yasa kadar memleketimde eşin dostun yanında hic hissetmemistim bunun eksikliğini, arkadas vardı dost vardı yaşayıp gidiyorduk öğrenciyken atandıkta noldu? koca bir şehirde yapayalnizsin aksam kapıya gelip, hadi dışarı çıkalım diyecek bir tane adam yok, duvarlarla baş başasin aralıksız kendikendinle konuştuğun icin psikolojin viran olmuş harap olmus, insan oldugunu hatırlatacak bir kıpırtı yok hayatta ayda 2 hafta sonu memlekete gitmek dışında. ve öğrenciyken hayal ettigim noktadayim hem de hayal ettiğimden daha iyi bi maaşla, bir zamanlar kendi parami kazandıgım şu günlerin hayaliyle yasardim, aşksiz bir hayat ve dostlardan uzakta olduktan sonra, paraya sarılıp uyunmuyor, parayla oturup dertleşilmiyor be sözluk.. öylece duruyor cüzdanda tıpkı öğrenciyken hep hayal ettigim gibi para dolu cüzdanım, masanın üzerine koydum yarın sabah işe giderken tekrar cebime sokmak üzere...
1 ile 4 yaş arasıdır.
insan hayatında yaşanılan en masum yıllardır. esasen olması gereken bir ömür boyunca paranın kulu olmak yerine bu şekilde hayatını idame ettirmektir. ancak gelin görün ki insanlara paraları kadar konuşmaları empoze edilir. bir çocuk kendisini bilmeye başlamasından itibaren paranın ağına düşürülmek için yetiştirilir. tabi ki parasız hiçbir şey olmaz fakat parayı metalaştırmak yerine bir araç olarak görmeyi öğrenmek gerekir. böyle olmaz ise köle yetiştirirsin.
paraları olan tüm türk erkeklerinin aşk kariyerlerinin bittiği andır. öyle ya türk kızları önce ceplerine bakıyor, paraları varsa aşık oluyorlar. her neyse bunu onlar düşünsün.