arkadaş, hiç bir filmde bu kadar gerilmemiştim lan.
bak korktum demiyorum, geriliyorum diyorum. zira bir korku filmleri filmden çıktıktan sonra da etkilerini sürdürür.
şöyle diyeyim, 1. sine nazaran çok daha iyi bir filmdi. ilk yarısında pek bir cacık yoktu da, ikinci yarısında film kopuyordu.
bak burası spoiler, bak okuma yazık olur:
--spoiler--
aga mal lan bu adam. benim karım öyle bi tribe girse yemin ediyorum çıkarır vururum. düşünmem.
elemana saldırması, ondan sonraki bodrum sahnesi.. harikaydı. altıma işeyecektim ki çok ciddiyim.
onun dışında tavalardır dolap kapılarıdır falan. bunların hepsi ilk yarıdaki kayda değer şeylerdi.
o değil de, katie ye nolmuş lan?
hah ben de onu soruyorum noolmuş?
o değil, filmin sonu çok barizdi. ve bence çok sikkoydu.
--spoiler--
velhasıl, gidin izleyin. sevgilinizle gidin ama. diğer türlü bi işe yaramaz. kendimden biliyorum.
paranormal olaylara inanan, daha önce başından bu tür olaylar geçmiş kişilerin seyretmemesi gereken filmdir. böyle bir insan olarak, ne yazık ki ilk filmi seyretme cürretinde bulunup 1 ay uykusuz kalmıştım. bu nedenle serinin 2. filmi bana uzak allah'a yakın.
birincisinde katbekat güzel olan filmdir.ilk yarısı durağan geçsede ikinci yarısında çekimin gerçekçiliğiyle ürpertmiştir.lakin evin kızı tuvalete giderken bile kamera açıyo onu anlamadım.
korkunun pek olmadığı ancak gerilimin yüksek derece fazla olduğu aylardır bekleyerek gittiğim sinemadan çıkınca bile üstümde bir gerilim yaratan finali süper bağlanmış film. üçüncüse de gelir gibi pek emin değilim ama o bebeğe ne olacak çok merak ettim ben. hadi hayırlısı artık gece gece aklıma geldi bir tırsma etkisi yarattı vallahi.
filmin ilk yarısında bir aksiyon yok.insan aha şimdi ordan bir şey çıkacak,orda bi hareketlenmemi oldu ne diye kendini şekilden şekile sokarken filmin ilk yarısı bitiyor zaten.ikinci yarısında ise artık bişeyler olsun lan diye düşünüyorsunuz oluyorda bütün olay ikinci yarıda zaten ilk yarısını izlemenize bile gerek yok denebilir. bu film birinci film deki birkaç soruya cevap veriyor fakat çok tatmin edici bir film olduğu söylenemez. hatta filmin üçüncüsü bile çekilebilir o kızların çocukluğuna inmek lazım çünkü ne olmuşta musallat olmuş o şey o kızlara. ha onların çocukluğun da el kamerası varmıydı dersen buda el kamerasıyla çekilmesin canım...
Bugün izledim bu filmi ilk filmini izlememiştim.
Ama bu seri ile yapılan bütün o yorumlardan sonra korkmayı isteyerek girdim filme.
Ama filmin tek numarası ani bir şekilde kapıların çarpması,eşyaların uçuşması bu da en fazla anlık bir gerilim yaratıyor insanda.Kesinlikle gitmeyin derim yani hiç bir şey kaybetmezsiniz.Şimdi merak ettim acaba ilk film güzelmiydi diye ama pek sanmıyorum eğer bu kalitedeyse.
afişinde köpek filan vardı korkunç bişiy gibi gözüküyodu. bugün sinemaya gitcez diye dışarı çıktık o kadar da ıslandık yağmurun altında, şemsiyemiz yarı yolda mefta olduğu için. neye gidelim derken buna karar verdik. ama bizim gruptan bikaç arkadaşın tırsmasıyla yarım saattir beklenen kuyruktan ayrılmamıza sebep olmuştur. sonra "korkmayabiliriz yaaaa" dedikleri an bilet kuyruğuna tekrar girilmiş, önümüzde sadece 1 kişi kala yine o arkadaşların "ben ilkine gitmiştim korkmuştum. .. yok yok tırsarım ben" demesiyle tekrar sıradan çıkılmıştır. o kadar korkunç mu ya??
filmden hiç keyif alamadım. sebebi 29 ekim tatili yüzünden sinemaya akın eden ergenlerdi. sınıfça gelmişler sanırım, salonda ben, arkadaşım ve 5 kişi dışında herkes birbirini tanıyordu.
filmde 2 güzel bayanın olması arkamdaki ergenleri libidosunu dizginlemiş "boşaldım ğhaaa", "of of" nidalarıyla 90 dakikayı zehir haline getirmişlerdir. film esnasında konuşmaları, her sahneyi aralarında tartışmaları deli etmiştir beni.
filme gelecek olursak; herkes gibi ilk yarıdan pek hoşlanmadım. anti paranormal olaylar gerçekleşti, her şey normaldi. ikinci yarıda bağlamaya çalıştılar ama sonu çabuk geldi, gelmemeliydi. korku değil gerilim filmiydi.
hemen gidip izlemeyi düşündüğüm film. yurttayım. filmin birinci serisini açmışız. izliyoruz arkadaşlarla. cin mi hayalet mi heyvan mı neyse kadını yorganın altından çektiği bi sahne var yemin ederim arkadaşla beraber altımıza işedik. o kadar komik. kesin izliyecem abi. kaçar mı (bkz: paranormal comedy)
bünyede büyük hayal kırıklığı yaratan film. fazlasıyla basit bir senaryo yani kısa metraj bir film olsa eh işte diyebiliriz ama illa uzatıcam diye 15 gün 15 gece bir ailenin günlük hayatını bir el kamerasıyla izletmenin ne manası var çözemedim. hee öyle çok büyük bir film kurdu falan değilim varsa bu gereksiz uzatmalı sahnelerin bir manası bir hikmeti ona da birşey diyemem ama komedi dükkanına gülen, yaprak dökümüne ağlayan normal bir vatandaşsanız gidin o paraya iki dürüm yiyin mutlu olun. naçizane tavsiyem budur.
ilk filminden daha güzel olmuş gibi. ikinci yarıdaki toparlamayla, ilk filme bağlamasıyla etkiliyor biraz. ilk yarıda sıkılsanız da, ekrana bakasınız gelmese de öle; ikinci yarıda kesinlikle daha fazlasını buluyorsunuz.-en azından bu sefer eve yerleştirilmiş kameralar var, görüntü daha iyi- genelde hafiften tırssanızda,filmden çokta birşey beklemeyin.
korku filmi olarak nitelendirilmesine rağmen doğru düzgün korku sahnesi barındırmayan film. film başından itibaren korku sahnesi bekleye bekleye bitiyor. arada korku değil de bir kaç gerilim sahnesi var o kadar. herhalde o sahneleri de beklerken sıkılmayalım diye aralara serpiştirmişler ama işe yaramamış yine.
Türk korku filmlerine bakılınca, bu tür gerilim filmi olduğu iddia edilen filmlerde mantık aramanın mantıksızlığı bir yana; film esnasında "baksana perde uçuşuyor. aa gördün mü tencereler düştü. çocuk uçuyoor!" gibi durmadan gereksiz ayrıntılar veren kişilerle izlenmemesi gereken film.
bir yerde sadece ayağımın yeryüzüne basmadığını anladım film boyunca. o da, kadının mutfakteyken bütün dolapların açıldığı sahne. (dehşet bir ses patlaması)
bodrum olayı ehh işte, kurtarmaya yönelik.
ayrıca finalde yemin ederim tam bir sıvama işi baş gösteriliyor. ayrıca adam, çok afedersiniz lakin dengesiz. eşi bir triplere girmiş hala neler yapıyo.
hunter(1-2 yaşlarındaki bebek) çok tatlıydı, yemin ederim o çocuk başroldekinlerden daha iyi oynadı. ciddi diyorum.
o değil de havuz temizleme aracı alacağım kendime, her 5 dk'da bir gösteriliyor lan. ahah.
--spoiler--
son zamanlarda beni gerim gerim geren izlediğim tek film olmuştur. filmin ilkini izlemediğime de pişman oldum. çünkü burda olsun ekşi'de olsun herkes ilk filmle ikinci film arasındaki bağlantının güzel olmasından bahsediyor. ama bi allahın kulu da bu bağlantının ne olduğunu yazma zahmetine girmeye gerek görmemiş.
--spoiler--
filmin ilk yarısı bi bok olmadı denilip duruluyor. bence böyle olmasının hiçbir sakıncası yok. bu korku filmi gerçek yaşamda yaşanabilitesi olan olayları gösteriyor. yani inananlar için en azından. böyle olunca da gündelik hayatın olağanca rutinliğini vermesinde bir sakınca yok. böylece yaşanan a-normalliklerin etkisi artacaktır. filmde hiç müzik kullanılmaması da gerçekçilik etkisini artıran bir durumdu.
yalnız benim de anlamadığım, anlamlandıramadığım şeyler var. ali erkek arkadaşı ile bir site buluyor ve zebanilerle yapılan anlaşmadan bahsediyorlar. işte erkek evlat alması lazım falan diye. bu bir. ikincisi de eve kamera yerleştirildikten sonra, kayıtlarda görülen paranormal olaylar. heh, şimdi yok kapıyı rüzgar kapattı, yok efenim havuz temizleyicisi yüksek ayardaydı, yok tencere tavayı yanlış asmışsındır... okey, bunlar böyle düşünülebilir. lakin en son kadının bütün evin içinde sürüklenişini gördükten sonra nasıl olur da se n o eve polis çağır5mazsın. nasıl o evden bütün aileni alıp, arkana bile bakmadan son hızla kaçıp, gitmezsin. bunun yerine gitti martine'i çağırdı. tütsüyle ruhları kovsun diye. mal mısın arkadaşım?! olaylara bakış biçimin gayet mantık ve bilimsel ama sen polis molis çağıracağına martine'i çağrıyorsun. ya tamam olisin korku filmlerinde etkisiz eleman olduğunu ve bir boka yaramadığını ben de biliyorum ama yine de yapılması beklenen bu. neyse bunlar adamın mallıkları.
gelelim zebani'nin mallıklarına. arkadaşım yıllarca erkek çocuk diye bekledin durdun diyelim, çocuk olunca erkek çocuğu al sonra sittir git, ne diye milleti rahatsız ediyorsun tencere tavayla, kapıyla falan, bizi de perde karşısında yerimizden hoplatıyorsun. istediğin an çocuğu alabiliyorsun işte, bu çok belli. öbür atraksiyonlar neden onu anlamadım. sadist misin kardeşim? ha siz perde karşısındaki izleyicileri korkutucam, benim bu filmdeki işlevim bu sayın abicim diyorsan da, senariste dünya kadar para veriyorsun madem, arkadaş bi zahmet 2 dk kafa patlatsın da bunları da bu kadar gerçekçi bir film sunma çabası içindeyken gerçekçi sebeplere bağlasın. sırf bizi korkutucan diye olmaz bu işler. atıyorum, aile üyelerini korkutuyo çünkü bu korku kendisini daha güçlü kılıyo de, ya da hiç bi şi bulamadın, zebani çocuğu almadan önce ailesine korku salmaktan sadistçe bir zevk duyar de harbiden. ama bunu yapam; hiçbi neden olmaksızın sırf bizi korkutucan diye anlamsız atraksiyonlara girme, o zaman senin senaristliğine gülerim. bırakalım artık böylesi amatörce hataları.
--spoiler--
neyse ben yine de sevdim filmi. ilk yarısında hiçbir şey olmaması falan hiç bozmadı beni. ben filmi bütün yukarıda canımı sıkan olumsuzluklarına rağmen, beni gerim gerim gerdiği için beğendim.
not: ilk filmle bağlantısını bilen varsa bi zahmet yazsın be iki satır.
not 2: internette varmış. sabah sabah afyonum patlamadı ama izleyeceğim. ciddi ciddi o kadar merak ettim. sonra size de açıklarım..
2 bölüm arasındaki bağlantı ve serinin 1. bölümüne dair.
--spoiler--
ikinci filmin sonu, aslında birinci filmin başı oluyor. yalnız 1. filmde bazı açıkta kalan noktalar var. tabi bunu her iki filmi izlemiş olarak söylüyorum. 1. filmde 60'larda bir kızın daha başına gelmesi hikayesi nedir? o sahne hangi amaca hizmet etsin diye çekilmiş? filme katkısı ne yani.
2. filmi izleyince zebaninin önce kristi'lerin evinde misafir olduğunu, o evden kovulduktan sonra katie'lere gittiğini anlıyoruz. peki, katie eve gelen adama hep bana musallat olurdu, benim yatağımın başında dururdu demedi mi? o zaman 2. bölümde her şeyin başlangıcında kristigillerin evinde işi ne idi? bu arada kristigiler zebaniyi kovana kadar o arada ablasıgiller micah'la gelip kaldılar orda. yani kızın az çok ordan durumu ayıkması lazımdı.
ne bileyim arada tutarsızlıklar ve açık noktalar var yani. ben gerçekten anlamıyorum, özellikle gerilim-korku türlerinde böyle açıklar çok oluyor. bu kadar mı zor bu senaryoları yazmak anlamıyorum ki?
--spoiler--
ilk filmden daha etkisizdir korku açısından. fakat ilk filmde kalan bazı soru işaretlerini cevaplamak için çekilmiş sanırım. araya bir iki "ani" sahne eklemişler tamam işte. iyi olmuş ama.
ilk yarı da hafiften sıkıcı olsa da ne izlediğinin mantığını kavrayınca olması gereken dozda sıkıcı diyor insan.
filme giderken ilk filmi izlemeyen erkek arkadaşıma 'ya zaten bu başka birilerinin evi, seri filmi tarzında değil o yüzden izlememiş olmayı sorun etme' şeklinde bir cümle kurdum. katie ortaya çıktıktan sonra da filmin geri kalanı benim için fısır fısır; bu ilk filmdeki kız, ay o resim onların çatı katındaydı,heh bak kız arabayla geliyodu ilk film böyle başlıyodu, aaa hede hödö bıdı bıdı şeklinde açıklama yapmakla geçti.
--spoiler--
bir kaç boşluk kalsa da olayların genelini ilk filmle iyi bağlamışlar fakat şu zebaniyle anlaşma neydi öylece havada kaldı. köpeğin akıbeti nedir meraktayım. ilk filmin alternatif sonunu izleyenlerin ayarları koptu gitti kalbimizdeler. son olarak benim bırak tüm dolap kapaklarımı ekmek kutumun kapağı açılsa çıngar çıkarırım.
--spoiler--
bir insanın hayatı boyunca hiçbir zaman karşılaşamayacağı kadar sıkıcı, iğrenç ve alakasız bir "korku" filmi. tüm film boyunca ekrana öyle boş boş baktım, ne korktum ne de gerildim, tamamen tepkisiz izledim yani filmi. zaten arkadaşım filmin yarısında sıkılıp kalktı, keşke ben de kalkaydım. vakit harcamaya değmeyecek kadar kötü ve ilkini mumla aratan bir film.
gelmiş geçmiş en sıkıcı korku filmidir. filmin 45 dakikasını ''ee nooldu? bak şimdi gece oldu kesin bi bokluk çıkıcak. aa yine sabah oldu dur bi bakalım belki şimdi korkutur'' gibisinden geçirdik. bi bok olmadı ama.