paramız yok oğlum

    1.
  1. bir ebeveyn cümlesi.

    **

    bir çocuğun hayallerine saplanabilecek en acımasız hançerdir bu, aynı zamanda en karşı konulamaz. zira karşı koymak, akşam yemeğindeki çorbadan vaz geçmektir. sadece kendi adına değil, aile adına da.

    boğaza düğümlenen hevestir. arkadaşlar son model action manleri, transformerslarıyla caka satarken çaresizce izlemek, çok istemektir. ancak, o arkadaşlar da hayattır, hiç bir şeyi karşılıksız yapmaz, hiç bir oyuncağı karşılıksız paylaşmazlar. hadi değişelim derler, değişilecek bir şey de yoktur şaka gibi. zaten onlar, bilmem kimin almanya dan getirdiği on yıllık peluşu, ya da modası geçmiş bir teneke arabayı takas saymazlar.

    çemberin dışında kalmaktır. herkes yeni ayakkabılarını anlatıp, ışıklı mışıklı, yanar döner muhabbetlerde söz keserken, bir kenarda sesini kesmektir. girilebilir aslında o vitrin çemberine, ancak sadece dinlenir, sadece iç geçirilir. sıra gelir, 'ben abimin kullandıklarını alcam haftaya, çok eski deyil' denir.

    çok sevdiğin futbola iştirak edememektir. mahallenin bebeleri, her biri kendini bi başka bebeto görüp, her hafta bi krampon
    patlatırken; ayaktaki püsküllü sporlara bakıp iç geçirmektir. kale arkasında autu dört gözle bekleyip, auta değil karşı tarlanın çamuruna çıkan topun arkasından koşmak, balçığa sıvanmaktır.

    beklemektir ve. zihinde masumca tekrarlanan 'bir gün param olacak' cümlesinin eşlik ettiği bir bekleyiş.

    ve bir gün para olur.

    ancak çocukluk çoktan kaybolmuştur..
    109 ...
  2. 29.
  3. çok istemişsindir. her istediği olan veya her şeyi isteyen şımarık da değilsindir. hani ta yüreğinden gelmiş, kan akışın değişmiş, adrenalin yükselmiş, umut dolusundur. bıraksalar yudum reklamındaki gibi uçarsın. ben ki o demode çocuklar gibiydim. ayakkabısını ilk olarak evin içinde giyip sokağa öyle koşturan veya bayramlığı baş ucuna asılıp da uyuyan, defterleri kaplıklı ve kaplıklıdır ki o kitapları seneye başka öğrenciler de kullansın tıpkı kendisin de eğitimin yılının başında bir önceki dönemde okuyanın kitaplarını aldığı gibi.

    çocuksun istersin. bilmezsin istersin. ve o söz gelir:

    "paramız yok oğlum"

    aslında bilirsin bu cevabı, duygusu en ızdıraplı. soluğun kesilir ama nefes almaya devam edersin. tüylerin diken diken olur. boğazına bir şey düğümlenir, söyleyemezsin. gözlerin dolar ama tutarsın gözyaşı kanalını.

    yokluk başkadır. 1990'larda yok olanda yoktu. var olanı görme imkanı olmadığı için herkes eşit falan zannederdim. aslında çevremde benim gibi yokları oynayan çocuklarla doluymuş. misafirlikte veya yaz tatillerinde il dışından veya yurt dışından gelende, yani bir yabancıda anlıyorduk küçük dünyamızı. onu ezemediğimiz takdirde o kral biz köleydik. kapitalizm nedir desen bilmezdim ama yutkunuşlarımı anlatabilirimdim. her aferin hiçbir zaman 250bin(o zamanın parasıyla)etmiyordu.

    bir şey istememeye alıştırıldığın için herkes ortaokulda cep telefonu sahibi olurken ben lisede zoraki telefon isteyen bir çocuktum.

    şimdi pdflere döktüğüm makalelerde emeği de anlatabilirim, çocukların göz yaşını silmesini de bilirim gerek sevgiyle gerek paramla.

    şimdi dünyayı biliyorum, kapitalizmi de anlatırım. nereyi tıklasam görüyorum ışıltılı hayatı. onlar kadar olmasa da param da var.

    ancak:

    çocukluk çoktan kaybolmuştur....
    19 ...
  4. 30.
  5. Bir de bunun, " paramız yok kızım" versiyonu vardır.

    içimizde çöreklenen ufak tefek düğümlerimiz olsa da, Olsundu, paramız olmasındı... Ama mutluyduk hem de çoook...
    10 ...
  6. 33.
  7. Eşek kadar adam oldum hala aklım 2 şeyde ;

    Akülü araba

    Yere bastığında tabanında ışık yanan ayakkabı

    90ların başında sansasyonel şeylerdi. Hakkakten statü belirtisiydi. Paramız yok oğlum cevabını duymana gerek yok isteyemiyorsun bile. Utanmasam şimdi alırım.
    7 ...
  8. 32.
  9. Kanaat etmek neresinden bakarsan bak uzun vadede iyidir.

    Varlıktan dan diye yokluğa düşmüş, iki tarafı da görmüş bir çocuktum.
    Bilip sahip olamamak daha mı zor, daha mı kolay ayırt edemedim hiçbir zaman.
    ÖZEL okulda okurken zar zor okulu annemin son altınlarını satması ile bitirip lisede devlet okuluna geçiş yaptım.
    Liseden beri de Köpek gibi çalıştım.
    20 senedir de çok şükür bir gün kimseye muhtaç olmadım.

    Evet, param olmadı bazen ama para kazanacak yollar buldum kendime, yoktan iş var ettim. Öyle böyle insan hayatta kalmayı öğreniyor.
    Bazı şeyler içe işliyor, ama yaşadığım her şey bugüne gelmemde bir rol oynadığı için iyi ki olmuş.
    8 ...
  10. 37.
  11. Öyle güçlüdür ki karşındaki insan(anne, baba), o cümleyi kuramaz da, yine de bir hal çaresine bakar seni üzmez. Çaresiz kalınca da, önümüzdeki ay alırız der. Çaresizliği o gün öğrenirsin. O gün büyürsün ve baba, ana olursun. O gün hayat sana şaka yapmaz.
    4 ...
  12. 5.
  13. 20 sene sonra o çocuğun imkanı iyi olan çocuklardan çok daha iyi bir pozisyonda olacağını düşünüyorum..demokrasinin güzelliği.
    5 ...
  14. 15.
  15. siktiğimin hayata, olmayan adalete küfretmek için bir başka nedendir.
    4 ...
  16. 7.
  17. Babamın arasıra anlattığı bir kiraz hikayesi vardı. Ben küçükken babamla parka gitmişiz, seyyar satıcının kirazlarını görünce başlamışım ağlamaya, kiraz da kiraz isterim diye tutturmuşum. Babam beni elimden tutup yakınlarda bir dükkanı olan arkadaşına gitmiş, borç para almış. Sonra beraber satıcıya gitmişiz, bana kiraz almış ve yedirmiş.

    Önceleri bu hikayeyi pek önemsememiştim, ama zamanla bu anının onda derin bir iz bıraktığını farkettim, kimbilir bana kiraz alacak parası olmadığı için ne kadar üzülmüştü, ah canım babam benim.
    4 ...
  18. 9.
  19. genelde anne yüreği bu cümleyi kurmaya razı olmaz.
    o yüzden kola isteyen oğluna 'evde karpuz var' diye cevap verir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük