bir çocuğun hayallerine saplanabilecek en acımasız hançerdir bu, aynı zamanda en karşı konulamaz. zira karşı koymak, akşam yemeğindeki çorbadan vaz geçmektir. sadece kendi adına değil, aile adına da.
boğaza düğümlenen hevestir. arkadaşlar son model action manleri, transformerslarıyla caka satarken çaresizce izlemek, çok istemektir. ancak, o arkadaşlar da hayattır, hiç bir şeyi karşılıksız yapmaz, hiç bir oyuncağı karşılıksız paylaşmazlar. hadi değişelim derler, değişilecek bir şey de yoktur şaka gibi. zaten onlar, bilmem kimin almanya dan getirdiği on yıllık peluşu, ya da modası geçmiş bir teneke arabayı takas saymazlar.
çemberin dışında kalmaktır. herkes yeni ayakkabılarını anlatıp, ışıklı mışıklı, yanar döner muhabbetlerde söz keserken, bir kenarda sesini kesmektir. girilebilir aslında o vitrin çemberine, ancak sadece dinlenir, sadece iç geçirilir. sıra gelir, 'ben abimin kullandıklarını alcam haftaya, çok eski deyil' denir.
çok sevdiğin futbola iştirak edememektir. mahallenin bebeleri, her biri kendini bi başka bebeto görüp, her hafta bi krampon
patlatırken; ayaktaki püsküllü sporlara bakıp iç geçirmektir. kale arkasında autu dört gözle bekleyip, auta değil karşı tarlanın çamuruna çıkan topun arkasından koşmak, balçığa sıvanmaktır.
beklemektir ve. zihinde masumca tekrarlanan 'bir gün param olacak' cümlesinin eşlik ettiği bir bekleyiş.
Babamın arasıra anlattığı bir kiraz hikayesi vardı. Ben küçükken babamla parka gitmişiz, seyyar satıcının kirazlarını görünce başlamışım ağlamaya, kiraz da kiraz isterim diye tutturmuşum. Babam beni elimden tutup yakınlarda bir dükkanı olan arkadaşına gitmiş, borç para almış. Sonra beraber satıcıya gitmişiz, bana kiraz almış ve yedirmiş.
Önceleri bu hikayeyi pek önemsememiştim, ama zamanla bu anının onda derin bir iz bıraktığını farkettim, kimbilir bana kiraz alacak parası olmadığı için ne kadar üzülmüştü, ah canım babam benim.
ebevenylerin yüzlerce kandırma cümlelerinden birisidir zaten ne zaman oldu ki abuk sabuk her boka para bulunur ama ne hikmetse çocuk isteyince o para olmaz.
sadece baba cümlesi değildir aynı zamanda iki arkadaş arasında geçen bir diyologtur.
-abi yarın x'in konseri var gidelim mi?
-paramız yok olm ya
-boşver tv veriyor zaten öylesine söyledim.
hüzün içeren bir cümledir. ebeveyn bir şey diyemez susar ve de çocuk anlayışlı ile ağlamaz veya bağırmaz kaderine teslim olursa tarifi olmayan burukluğun sembolüdür o an.