aslında herşey bütün gibi gözüksede içinde paramparçadır. maddeyi oluşturan atomlar bile aslında parçalar halidedirler ama bir gözükürler. dışardan. böylesi muazzam bir sanatın içinde yaşarız. biz insanlar da paramparçayız. içimizde hücrelerimiz varlardırlar ama dışardan bir gözükürüz. *
sezen aksu'nun sesiyle eşsizleşen şarkıdır. teoman da güzel söylemiştir tabi ama sezen'in sesindeki hüzün şarkıyı daha da anlamlandırmıştır. ağzına sağlık sezen aksu, yüreğine sağlık teoman.
dinlendiği an içinizde fırtınalar kopartabilerek, ağlatabilecek hatta ihtihara neden olabilecek ve senin için albümünde bulunan hüzünlü bir alpay şarkısı:
adını duvarlara yazdığım, kaç bahar geçti ?
seni öptüğüm günden beri kaç ömür geçti ?
silindi gözyaşları, unutuldu pişmanlıklar
içimiz paramparça
yaşadık ayrı gayrı
yitirdik yıllarımızı, zaman unutmadı
tükettik yıldızları sevgimizle
gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde kaldı
içimiz paramparça
yaşadık ayrı gayrı
resimler verdik birbirimize
yüzümüz kızarırdı ellerimiz değince
bana mektuplar yazardın pembe zarflar içinde
sayfalar biterdi, seni koklardım
doyamazdım, doyamazdım
yitirdik yıllarımızı, zaman unutmadı
tükettik yıldızları sevgimizle
başımız önümüzde, uğurladık sevgimizi
içimiz paramparça
yaşadık ayrı gayrı
resimler verdik birbirimize
yüzümüz kızarırdı ellerimiz değince
bana mektuplar yazardın pembe zarflar içinde
sayfalar biterdi, seni koklardım
doyamazdım, doyamazdım
Yönetmenliğini Naci Çelik Berksoy'un yaptığı, başrollerinde Ozan Çobanoğlu, Kadim Yaşar, Ezgi sertel ve Fatih Yurdakul'un yeraldığı film. Tek Türkiye adlı televizyon dizisi ekibinin birlikte oluşturduğu film. Senar yo, dizinin de başrol oyuncusu olan ozan çobanoğlu'na ait. Filmin misyonu sitesinde insanların yaşadıkları hayatın kıymetini bilmelerini sağlamak ve kimseye zarar vermemesi gerektiğini anlamak olarak veriliyor. Paramparça, hapisten çıktıktan sonra karanlık geçmişini geride bırakmak için çabalayan bir kiralık katil olan Kemal'in hikayesini anlatıyor. Aksilikler, eşini ve kızını bulmak üzere yola çıkan Kemal'in peşini bırakmıyor. (Ömür Gedik, Hürriyet)
duygu asena tarafından 2004 yılında kaleme alından, eşcinsel erkekleri konu alan kitabı. okunması gereken bir kitap en azından onların dünyalarını bir parça anlamak, yaşadıklarını biraz olsun bilmek için.
kitabın arka kapağından:
bir erkek...
herkes gibi kimi zaman mutlu
kimi zaman acılar var içinde.
ama onun bir farkı var...
o paramparça...
ruhuyla,cinselliğiyle iki ayrı insan...
çünkü o evli bir erkek,ama başka bir erkeği seviyor.
acımasız,anlayışsız yaşam içinde
yapayalnız ve parçalanmış.
toparlanamıyor,çaresiz,çözümsüz...
halil sezai parakcıoğlu'nun muhteşem eserlerinden en etkili olanı denilebilecek derecede güçlü bir parça.
kürk mantolu madonna'da altını çizdiğim satırları hatırlattı nedense;
"dünyada bir tek insana inanmıştım. o kadar inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı. ona kızgın değildim. ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkan olmadığını hissediyordum. ama bir kere kırılmıştım. hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi. sonra, aradan seneler geçtiği halde, nasıl hala ona bağlı olduğumu gördükçe, ruhumda daha büyük bir infial duyuyordum."
parça da böyle bir şey. haykırılsa çocuk gibi.. gerek halil sezai'nin sesi, gerek sözleri, gerek klarnet sesi. oturan bir parça.
sözleri (el emeği kulak nurudur):
ölü aşk diyarlarına,
beni sen attın da,
içim paramparça,
viraneyim, divaneyim...
sesin yankı olur,
boğar her adımda,
içim paramparça,
viraneyim, divaneyim...
haykırsam,
ellerimi açsam yalnız sana..
ağlasam çocuk gibi,
eskileri anlatsam...
derviş gibi, abdal gibi, tapar gibi...
paramparça...