Severek yapiliyorsa ise devam edilmelidir ama ogretmenlik, doktorluk gibi insanlarla ugrasmayi gerektiren bir meslek yapiyorsa birakmali ve kisisel olarak kendine zaman ayirmalidir. Sonucta para icin yapilir is dedigin amk. Ne icin
Önce baba sonrasında koca parası ile hayatına devam eden asalak türünün lojistik destek sağlayıcısı hanzo zihniyeti.
Ben yemek yapıyorum, çocuğa bakıyorum evi temizliyorum bikbikbik yapan zihniyet sana diyorum! o ev benim kadar seninde evin, o çocuk benim kadar seninde çocuğun, yemekleride tek başıma yemiyorum.
Mantık değildir. Sırf sen çalışsan yılda bir ay antalyaya tatile gidersiniz. ikiniz de çalışırsanız yılda iki ay florida-miami. ki bu refah sadece tatillere yansımayacak, kimse eve kapanmaya zorlanmadığı için ortaya çıkan adaletsizliğin çeneye vurmasından veya kadının kocasına olan sevgisini öldürmesinden de bahsetmiyorum. "Şu an evinizde gördüğünüz her şeyden iki tane olabilirdi" diyorum. Ama burası türkiye. Bu entry türkçe. E okuyanlar da türk. Kendi kendime konuşuyorum işte.
Zengin kocayla evlenmek isteme durumunda kabul edilebilir durumdur nede olsa parasi icin evlenildiginden koleden farki yoktur bi nevi satin alinmistir.
insanin kendi parasini kazanmasi kotu degildir ama kadinlarin aile gecindirme gibi bi zorunlulugu yoktur. seni alan okuz baksin kardesim. sahsen ben calismayi dusunmuyorum. bence kadinlarin calismasi evliligide olumsuz etkiler. belki eski kafa dersiniz bilmiyorum ama bi bayan calisiyorsa cocugu gectim kocasina fazla zaman ayiramaz. ayirdigi zaman da yorgun oldugundan saglikli yapamaz islerini buda erkekleri aldatmaya yoneltir.
Para onun, zevk onun mantığıdır. Şayet bunu kabul eden bir hanımda varsa oda o hanımın derdidir. Ancak parası olmayıpta eşi çalışmak zorunda olanların zoruna gitmiş durumdur.
bir ultramilyoner mantığıysa tamam. hoş onda bile kadınlar sapıtıp hayır kurumu kuruyorlar, yok dünya turneleri moda haftaları falan düzenliyorlar. yani sen ne kadar zengin olsan da o kadın çalışmadan, kendini rahatça ifade edebileceği bir ortamda bulunmadan yapamaz. yaptı diyelim onda da kadın dırdırı diye orda burda inlersin baş ağrısından.
maaşının 2 katını vereyim evde otur diyen erkeğin mantığı.
bundan daha kötü bir şey varsa o da bu mantıkta koca arayan hemcinslerimin varlığı. ne kendilerine ne de yaptıkları işe saygıları olduğunu düşünmüyorum açıkçası.
sene olmuş 2013, adamlar hala kadınların evde oturarak daha iyi çocuk büyütebileceğini düşünüyor. * hem çalışıp hem de çocuğuyla kaliteli vakit geçiren, herşeyiyle ilgilenen insanlar görmesek bizi de kandıracaksınız.
ortaokulu bitirip liseye başlayacağım sene dayımın yanında ofis işi yaptım. biraz mecburiyetten ** biraz da bütün yaz evde pineklemeyi istemediğimden. muhasebe/ofis elemanı gibi bir görevim vardı. haftada 2-3 gün sabah erkenden gidip masaların ve ortalığın tozunu alıyor, hazırlanması gereken evrakları hazırlıyor ve müşterilerin kaydını tutuyordum. o kazandığım parayla da gidip en üst model telefonu almadım, okul açılınca o para bitene kadar babamdan harçlık almamaya yaradı. (şimdinin parasıyla 3 aylık çalışmanın sonucunda 450 lira aldığımı düşün sevgili okur.) ilk parasını 13 yaşında kazanmış biri olarak söylüyorum: insanın kendi kazandığı paranın yerini hiçbir şey tutmuyor.
şimdi de ara ara part-time işlerde çalışarak babamdan harçlık almamaya gayret ediyorum. ha istesem para verir mi verir tabi. dünyaları önüme serer ama dediğim gibi insan bir defa 'sözüm parama geçiyor!' dediyse bunun tadını başka hiçbirşey vermiyor.
kapitalist sistemin insanı sömürdüğüne işaret eden arkadaşım; bunun için karını evde tutmak yerine çalışma şartlarını iyileştirmek için birşeyler denesen ya! somut olarak birşeyler yapabilecek konumda değilsen de bunu dile getir. belki o zaman, sen çok para kazandığın için çalışmasını gereksiz bulduğun karın olmasa da başkaları, çalışmak mecburiyetinde olan kadınlar nasiplenir.
Ya kapitalist dünyada para=güç ün varsa kadınıda düzenin çarklarında ezmek yerine geleceğimiz olan çocuklarımızı dadı elinde değil kendi vasıflarıyla zati olarak başında beklerken büyüsünler işte. Hayır ilerdeki eşim çalışsın ben çocuklarla ilgileneyim onlarla gezeyim tozayım. çıkayım siviltoplum örgütlerinde katılayım ve milletim iÇin mücadele edeyim . Kültür derneklerine katılayım . Çocuklarımla beraber oturup okuma saati yapalım . Birey yetiştireyim kendi fikirleri olan onları kafasında yoğura bilen bireyler. insan bedeninde koyun değil. Kapitalizm bilinÇ altına öyle güzel işliyorki Çalışmak sanli varoluş amacı olmak gibi. Çalışmayanlar boş insanlar gibi. Sisteme para ve güÇ kazandırmayan insanlar. Oysa ki para kazanmakla çalışmak arasında dağlar kadar fark vardır. Git o kadar paran varsa bağ evinde hormonsuz domatesini yetiştir. Ha idealist bir bayandır ve idealleri arasında mesleğinde yükselmek egolarını tatmin ediyordur orası ayrı bir perspektif. Konunun özü bu olsada denklemde bilinmeyen sayısı Çok. Değişik sentezler Çıkabilir.
adamın parası pulu varsa ve ailesine rahatlıkla bakabiliyorsa kadınını neden çalıştırsın ki? eşine neden ayda 1000 lira, 2000 lira için elalemin ağız kokusunu çektirsin ki? hanımına değer veren erkek onun hiçbirşeyini eksik etmez, evinde oturtur, ne istiyorsa alır.
ama hanımına değer vermeyen, evine bakamayan adam(ne kadar adamsa artık) hanımını çalıştırır, ondan üç kuruş destek bekler.
bunun adına da "eşitlik" der.
sokayım sizin eşitlik anlayışınıza. kadınlar çiçektir, kadınının elini sıcak sudan soğuk suya sokan adam, adam değildir.
kadınların istemem yan cebime koy dediği mantıktır.
yahu bir düşünün. çalışmak insanın fıtratında yok bir kere. tembeliz hepimiz. erkekler bile gururuna yedirse karım zengin olsun, ben çalışmayayım, oh süper diye düşünür.
o açıdan, kariyer diye tırmalayan her kadının gizli arzusudur bu mantık zaten.
kadının dünyadaki misyonu çocuk bakıp, evini düzene sokmak değildir. kadın çalıştıkça ufku genişler, yeni şeyler öğrenir ve yeni kişilerle tanışır. hayatı monotonluktan sıyrılır, belirli bir düzeni olur ve eve hapsolmaz.
bu ne yahu bir de bunu kabul eden kadınlar var! bir kadın daha ne istesinmiş...
kadınlık evde çocuk bakıp, yemek pişirmekle olmuyor kadınlık hem çalışıp, kendi parasını kazanıp, hem kitap okuyup, hem film izleyip, hem çocuklarıyla bire bir vakit geçirip onlarla ilgilenip, hem eşi ile ilgilenip hem de ev işlerini eşiyle beraber yoluna sokmakla olunuyor.
evde balak gibi yat yat, esra erol izle, çocuğu okula postala, kocayı da işe sonra yap kahve konu komşunun seviyesiz kadınları ile sabah akşam dedikodu yap. hayat bu mu yahu?
bir insan hiç mi istemez iş arkadaşlarıyla beraber tatile gitmeyi, ailece arkadaşlarla beraber yemeğe çıkmayı, kazandığın maaşınla 2 bilet alıp "hadi hayatım bu maaş hediyem haftasonu paris'e gidiyoruz" demeyi? ya da poşet dolusu kıyafetlerle herkesi sevindirmeyi, kendi paranla bir sürü kitap almayı bir sürü antika almayı?
yok arkadaş...
evde otur, yer sil pilav pişir.
annemiz de bunun için doğurup, bunun için okuttuydu zaten.
cok dogru mantıktır.parası olsun vallahı calısmayayım resım yapayım butun gun ya da sırf para kazanmak zorunda oldugum ıcın bırılerının fıkırlerıtmak zorunda olmayayım az parayla ıstedıgım yerde ıstedıgım ısı yapayım.
bir de genc olup okumayip ev kizi olup zengin koca bekleyenler var. sonra turk kizlari kezban.
asil kezbanlik biyik kil vs degil zengin koca eline bakmak, kolesi olmaktir.