dünyayı gezmek, stüdyo açmak, silah koleksiyonu yapmak, ve en önemlisi hayatımın içine eden ve sinir katsayımı aşan insanları* tetikçi tutarak öldürtmek!
sabahın 7sinde, eskişehir'in ayazında her gün gördüğüm yan yana dizilmiş 5 tane ayakkabı boyacısına tek tek ayakkabı boyatır para verirdim.
yine aynı mevkiide yan yana dizilmiş ayakta duracak dermanı olmayan, yine de ekmek parası kazanmaya çalışan tartıcılara tartılır, para verirdim. çok vicdanım sızlıyor be...
küçük gözlü ama bizim olan bir ev satın alıp annem ve kardeşimle oturmak. üvey baba belasından kurtulmak, belki de 13 yıl sonra huzuru, annemin yüzünde mutluluğu görmek. çok şey değil be tanrım bari bir gram huzuru çok görme.
dünyayı gezmektir.
ama öyle param var diye 5 yıldızlı otellerde kalıp, arabayla gezmeyeceğim. gezgin ruhumu koruyacağım.
ha, para ne işime mi yarayacak o zaman?
müzelere girişte kullanacağım, tüm festivallere katılacağım, her gittiğim yerden bi şeyler alacağım anı olsun diye. gittiğin yerin en iyi yemeğini yemeden, en güzel içkisini tatmadan dönmeyeceğim.
sadece parası olmayan için güzeldir..
şu an benim yaşadığım gibi. babamın bana bırakacak bi holdingi yok evet
ama hayalini kurduğum ve onun için çabaladığım bir çok şey var.
mesela eski chevrolet almak. sanayide 2 bin tl ye almak için para biriktiriyorum.
fosforlu lila rengine boyatarak 5 bın tl de masraf yaparak evimin önüne koymak istiyorum.
geçen de iş yerinde süper loto oynayan birisi dediki..
lan tutarsa senin arabanı sana alıcam..
..yok dedim.sen alırsan hiç bir amacı kalmaz o şeyin. ben yapıcam bunu..