günümüz bilim adamlarına göre var olmasına kesin gözüyle bakılmaktadır. Sayısız paralel evren olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, bizim evrenimiz ile paralel evrenler arasındaki uzaklığın bir atomun çapından daha kısa bir uzunluk olduğu düşünülmektedir.
Bizim evrenimizde nasıl madde var ise bir paralel evrende o maddeye karşılık gelecek anti madde bulunur. Yapılan çalışmalar sonucu bulunan anti maddeler ise paralel evrenin varlığını güçlendirmektedir.
fringe dizisini akla getirebilir. biraz bokunu çıkarmışlardı ama olsun. peter bishop 24 saat izlettirebilir diziyi... namı diğer bebeğim için (bkz: joshua jackson)
öncesinde kendinden bolca söz ettiren ancak bizim aslında ondan söz ettiğimizin farkına varmadığımız, daha sonra fringe gibi ondan bahseden dizi-filmlerde izledikten sonra hakkında iyice düşündüren, insanı araştırmaya sevk eden konudur.
öncesinde kendinden bolca söz ettiriyor derken neyi kastettim?
farz edin ki, çoktan seçmeli bir sınav esnasında bir soruda mantığınızla eleyebildiğiniz kadar şıkkı eleyip iki şık arasında kaldınız. bundan sonrası o anki hissettiklerinize bağlı. ya a şıkkını, ya da c şıkkını işaretleyeceksiniz, ama bir diğer yandan belki de soruyu boş bırakacaksınız. yine farz edelim ki sorunun cevabı c şıkkı ve siz a şıkkını işaretlediniz, soruyu boş bırakmadınız. üniversiteye giriş sınavları gibi büyük çaplı sınavlarda, bir soruyu boş bırakmak ve yanlış yapmak arasında kayda değer puan farkları oluyor, biliyorsunuz. ancak basit bir okul sınavında da ''keşke'' diyen öğrencilere sıkça rastlarız.
işte paralel evren burada devreye giriyor, daha doğrusu dilimize dolanıyor. ''keşke c şıkkını işaretleseydim, şimdi şu puanı alırdım'' ya da ''keşke boş bıraksaydım soruyu, şimdi puan kaybetmemiş olurdum'' diyerek bir şekilde eğer farklı bir tercihte bulunsaydık, olayların daha farklı işleyeceğini anlatıp duruyoruz. işte o farklı işleyiş paralel evren demektir. yani ben buraya bu yazıyı yazmayı seçiyorken, başka bir evrende ''amaan'' deyip yazıyı yazmaktan vazgeçen kişinin, yani bir başka ben'in olduğu düşüncesidir. şu andan farklı seçimleri yaşayan o piti piti'dir yani.
ancak paralel evren milyonlarcadır. hayatın düşük veya çok ihtimalli birçok dalı vardır, olasılık konusuna hakim olanlar bunu daha iyi anlatır. ama düz mantık bakarsak, ve az önceki örnekte açıklarsak, sorunun cevabı o iki şıktan farklı da olabilir, a şıkkı doğru cevap olabilir, doğru şıktan farklı işaretlediğiniz şık genel işaretlenme oranıyla alacağınız puanın seyrini değiştirebilir, soruyu boş bırakabilirsiniz ya da bir diğer olasılık sorunun yanlış olmasıdır. hepsi öyle veya böyle ihtimal dahilindedir ama küçük veya büyük farklılıklar oluşturur.
bu demek değil ki bir başka evrende bambaşka insanlarız... bunda da devreye ''bir daha gelsem dünyaya, yine bunu seçerdim.'' dediğimiz radikal seçimlerimiz giriyor, yani bizi biz yapan-hamurumuzda olan özelliklerimiz.
kaldı ki yaşadığımız çoğu şey seçimlerimizden doğsa da, bazı şeyleri bizzat seçmiyoruz. mesela evden çıkarken ayakkabısını tek seferde bağlayıp otobüse yetişen insanların yanında bunun aksine, ayakkabısını ilkinde yanlış bağlayıp çözen ve tekrar bağlayarak zaman kaybeden, sonra da otobüsü kaçıran insanlar var.
sığ olan fizik bilgimle konunun bence özeti bu. ama kuantum fizikçilerine filan sırf bu yüzden özenmiyor değilim.