ne kadar para önemli değil, önemli olan şudur vs. ile başlayan cümleler kursak da para önemlidir, güçtür arkadaşlar. tabi ki önce sağlık. ama sonra para para ve daha çok para.
paran varsa çoğu şey dert olmaktan çıkar. güzel bir restauranta gidip yemek yemek, araba sahibi olmak, taksiye binmek, özel hastaneye gidebilmek ve daha sayamayacağım bir sürü rahatlık.
türkiye şartlarında benim param var rahat yaşıyorum diyebilmen için aylık gelirinin şahsi görüşüm en az 2000 dolar olması gerek.
aranızda 2000 dolar para mı ulan it diyenler olacaktır eyvallah ama 2000 dolar avrupa da bile amerika da bile güzel para aylık.
12 bin kira versen,3 bin faturalara gitse 5 bin de mutfak masrafı olsa 10 bin de ıvır zıvıra gitse aylık etti mi sana 30 bin tl. bugün 2 bin dolar baskılanmış haliyle 40 bin tl ediyor. 10 bin de birikim yaparsın aylık oh mis.
ben şahsen annemin evinde kalıyorum evim kira değil . faturaları ben ödüyor, mutfağa yardım ediyorum. kardeşime de aylık 3500 tl yolluyorum ( çocuk da okutuyorum amk ) .aylık giderim ortalama 15 bin tl ortalama. ayda 40-45 bin civarı aldığım düşünülünce ciddi bir para kenara kalıyor.
ama insanoğlu öyle bir şey ki şuan bu para bana az gelmeye başladı. gelir getirici başka şeyler yapmayı düşünüyorum işyeri hekimliği vs.
dolar 19 dan kaça fırlar bilinmez ama herkes umarım en az 2000 dolar kazanacak seviyeye gelir. ayda 1000 dolar da kenara atar inş.
avrupa da almanya da yaşasan ayda kenara 1000 dolar atman çok zordur. burda daha kolay iyi bir işçi isen.
beyoğlundan geçiyorum.
istiklal caddesini boylu boyunca gören bir noktadayım.
vakit akşam. ışıklar yanmış.
bütün caddenin ışık demeti, kuru ve pörsük papatyalardan bir buket...
bu demetin içinde, kan yanaklı birkaç krizantem... tayyare piyangosu bayilerinin reklamları...
yaşadıklarını haber veren yalnız onlar.
sinema hareketsiz, gömlekçi çıplak, kuyumcu donuk, lokanta aç, eczane hasta...
yalnız piyango bayileri işbaşında...
vitrinlerin tepesinde yuvarlak dönüyor, oklar kıvrılıyor, dört köşeler geçit resmi yapıyor.
hele vitrinleri görülecek manzara...
hemen hepsinde, gözönüne serilmiş bir servet tesiri yapacak ayrı bir tertip...
tertipler arasında müşterek nokta, teşhir edilen banknot desteleri... onar, beşer, birer liralık banknotlardan kalın desteler...
fakat yalan...
destelerin içi kof...
üzerlerinde altın suyundan ince bir zar... birer tek banknot... bayiler 50-60 liralarını birkaç gece için tedavülden kaldırıp gelen geçenin akimi oynatacak bir hile hazırlamış. muvaffak hile...
her vitrinin karşısında bir halka insan...
hazin hazin düşündüm:
halk ne anlaşılmaz şey!
yüzüne karşı züğürtlüğünü haykıran, aç olduğu nesneyi, şeffaf bir duvar arkasında teşhir eden, böylece hırsını nezaketsizce suratına çarpan aşağılık bir hileye hemen teslim oluveriyor.
Bu devirde çok önemli olan şeydir. Dışarıya adım atıyorsun illa ki harcıyorsun. Sürekli elden ele geçen ödemeler...
Biz piyonuz. Piramidin en tepesindeki aileler bizimle oynuyor.
Her şey değil ama çok şeydir. Bunun en büyük örneği tedavisi mümkün olan ama tedavi masrafları yüksek olan hastalıklardır. Örneğin sma. Tek seferlik aşı ücreti 2.5-3 milyon dolar. Ailenden ya da en yakınlarından birinin bu hastalıkla savaştığını bir düşün. Bu paraya sahip olsan gözünü kırpmadan verirsin ama olmayınca gözünün önünde her geçen gün eriyip tükenmesine seyirci kalmak zorundasın. Kimi zaman yaşamla ölüm arasındaki ince çizginin adıdır para!
cok ciddi sıkıntılarım olan arac.
para konusamam mesela. bana ayıp geliyor. is gorusmelerinde konusmakta en zorlandıgım kısım hep "maas beklentiniz?" dediklerinde olmustur.
parayla sıkıntılarım babamdan kaynaklanıyor. cunku babam paraya tapan ve parayla dunyayı satın alacagına inanan bir insandı. ben de tepki olarak onun durusuna alayına muhalefet olmusum.
cok paradan konusan insanlar iter beni. parayla daha mutevazı bir durusu olan insanlar ceker.
ya tabi ki benim istedigim dunya yok.
ben hem belli bir yasam standardını saglayacak paramız olsun, hem de pek paradan konusmayalım istiyorum.
olur, baska?:)