bir şey satın alındığında, satıcının size vermesi gereken 5 kuruşu bekleyeyim mi ya da almadan gideyim mi tedirginliğidir. satıcının para üstünü vermek için acele etmemesi durumunda, bu bekleme biraz daha ağır gelebilir. en iyisi parayı verip, koşarak uzaklaşmak herhalde.
üstü kalsın desen kasiyere daşşak konusu olabileceğini; yok efenim beklsen 5 kuruşu almak için -ulan fakire bak 5 kuruşun hesabında- dedirtebileceğini düşündüğüm paradoksumsu durum.
bihassa marketlerde insanı birkaç saniyede terletebilecek bir durumdur. tek çözümü ise,kendine sorumluluk sahibi bir birey edası da vererek,sadece fişi bekliyormuş gibi yapıp o beş kuruşu da cebe atmaktır. öyle ki kimi insanlar yere düştüğünde eğilmek için tenezzül dahi edilmeyen o 5 kuruşları biriktirerek şehiriçi ulaşım masrafını karşılıyor. *