Velilerin, çocukların okuldaki öğretmenleri yetersiz bulup, dershaneye göndermesinden kaynaklı durumdur. Oysa ki eksik çocuğun çalışmasındandır. Ya yanlış yöntem kullanır, ya da çalışmaz, savsaklar. Çocuk dershaneye gidince de, niyeti yoksa aynı haltı yer ama, aile dershanede daha iyi öğreniyor sanar.
Çocuk zekidir, kapasite süperdir;
-Dershane öğretmeni anlatınca da, meb öğretmeni anlatınca da anlar.
-Dershanede de yüksek net, yazılıda da yüksek puan yapar.
-Ev ödevini de yapar, testini de çözer.
Kapasitesiz öğrenci;
-Okulda da yatar, dershanede de.
-Deneme sınavında da batar, yazılıda da.
-Ne ödev yapar, ne test çözer, ne de çalışır.
Gelelim öğretmenlere;
-Dershanedeki atılırım korkusundan her şeyi yapar.
-Mebteki idealist öğretmense, korkusuz, vicdanla yapar.
-Mebteki çocuğun anası, babası, danası, hastalığı, derdi, sıkıntısını bilir, dershanedeki sadece netini bilir.
-Dershanedeki jokey gibidir, çocukları at yarışına hazırlar. Mebteki, her şeyi öğretmeye çalışıp, hayata hazırlar.
ikisinin de iyisi vardır, ikisinin de kötüsü vardır.
Ancak niyetler farklıdır.;
-Dershanedeki reklam yapar, mebteki ne yapsa boştur, çocuğu dershane kazandırmıştır.
Aferdersiniz ama ' Nah' tır.
Götürün o dershaneciye okuma yazma bilmeyen, kapasite düşük öğrenciyi, bok yapar. *
okullarda ''yatayım paşalar gibi paramı alayım bir güzel'' mantığındaki öğretmenlerden dolayı düşük eğitim sisteminin üniversite kazandırmak için dershanelere mahkum etme geleneğidir.
yazılı sınavla test arasındaki fark gibi yani.
üniversite sınavında başarılı olmak ciddi test çözme becerisine bağlı. okul bu beceriyi kazandırmaz. dershanede çocuk sürekli deneme çözerek bu beceriyi edinir.
hani iyi ki dershaneler var aman ne güzel diye yalama yapmıyorum sadece gerçek bu.